ON ALTINCI BÖLÜM

3.4K 391 156
                                    

SEVGİLİ ARKADAŞLAR! AKIL UÇURAN BİR HAFTA GEÇİRDİM DİYEBİLİRİM.PATLAYAN AMPULLER, MODEMLER, BOZULAN ALETLER...TABİ Kİ CİN İŞİ DEĞİLDİ...;))ELEKTRİK VOLTAJI YÜKSELİP,EVLERİMİZ GÜNEŞ GİBİ AYDINLATTI ÖNCE, SONRA DA NEREDEYSE HAVAYA UÇACAKTIK,ALLAH KORUDU...EŞİMLE AYNI ANDA GRİPTEN MUSDARİP YATMAMIZ YETMEDİ, BİR DE YENİ MODEMLER PEŞİNE DÜŞTÜK ...

NEYSE Kİ MUTLU SONA ULAŞTIK VE GRİBİ TAM OLARAK ATLATAMASAK DA,HİÇ OLMAZSA TEKNİK DESTEĞİMİZ SAĞLANDI VE İNTERNET VE KABLO YAYINA KAVUŞTUK.

BÜTÜN BU SEBEPLER YÜZÜNDEN YORUMLARINIZA GEÇ DÖNDÜĞÜM İÇİN ÖZÜRLERİMİ KABUL EDİN LÜTFEN.SİZLERLE GECİKMELİ DE OLSA, SOHBET ETMEK BİR ZEVKTİ...

HEPİNİZE SAĞLIKLI GÜNLER VE KEYİFLİ OKUMALAR...

VE SEVGİLİLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN...;))


                                ON ALTINCI BÖLÜM

29 EKİM / 27 YIL ÖNCE / İSTANBUL

Adam şişkin zarfı doktora uzattı ve tek laf etmeden ayıcıklı battaniyeye sıkıca sarılmış bir saatlik bebeği ondan aldı.Her şey önceden konuşulup, kararlaştırılmıştı zaten.Anne, normal doğumun bebek için tehlike arz ettiğinden haberdar edilip, sezaryen olması için ikna edilmişti.Hatta kısmi değil, genel anestezi mecburiyetine de razı olmak zorunda kalmıştı kadın.Bebeği uğruna her şeye razıydı zaten, yeter ki kıymetlisini bir an önce kucağına alsındı.Aslında tabi ki böyle bir tehlike de, zorunluluk da yoktu.Sadece, gözü kapalı güvendiği sevgilisinin düzenlemeleriydi bunlar.Ve birazdan, narkozdan ayılmanın sersemliğini ve dikişlerin acısını atlatır,atlatmaz, sevdiği adam ona sabırsızlık ve sevgiyle beklediği bebeğinin hayata tutunamadığını söyleyecekti.

Genç adam sessiz çıkını nazikçe göğsüne bastırdı ve umutsuzca iç çekerek, doktorun tarif ettiği arka kapıdan kliniği terk etti.

Arabasına girip oturduktan sonra ilk iş, bebeğin yüzünü kısmen örten yumuşak battaniyeyi açmak ve evladının yüzünü seyre dalmak oldu.Tek tük kırmızı lekelerin bulunduğu minik suratı inceleyerek, henüz belli belirsiz yüz hatlarından, kime benzeyeceğini anlamaya çalıştı.İçi burkularak, doğal sarışın, yeşil gözlü sevgilisi ve kendi esmer karışımının nasıl bir sonuç vereceğini hayal etmeye çalıştı.Mutlaka güzel bir çocuk olacaktı.Gerçi, bunu bir şekilde kendi gözleriyle görecekti zaten.Teselli bulmak için kendisine verdiği sözü hatırladı yeniden.Bugün yaptıklarını telafi edemezdi belki, ama uzaktan da olsa, oğlunun emniyette olmasını ve sağlıklı büyümesini kesinlikle gözetleyecekti.Hiç olmazsa bu kadarını yapabilirdi.Yapmak zorundaydı.Bunu önce bu günahsız sabiye, sonra tek suçu sevmek olan kadına ve en son kendi örselenmiş vicdanına borçluydu.

Bir anda içi isyanla doldu.Buna mecbur bırakılmamalıydı.Ne kendisi, ne de yumuşak başlı,temiz kalpli sevdiği böyle bir kaderi hak etmiyorlardı.En çok da bu melekler kadar masum bebek.Ama babasına karşı gelememişti.Gerçi denemişti,ama adam her zaman son kararı vermenin bir yolunu buluyordu.

Çocukluğundan beri inanılmaz bir sevgi ve korumayla kuşatılarak, adeta ipek bir kozada büyümüştü Kamil.Annesi ve babası her zaman üzerine titremişler, aşırı derecede üstüne düşmüşlerdi.Uzunca bir süre bekledikleri tek evlatlarıydı, üstelik kalbinde delikle doğmuştu.Gerçi ameliyatlar olup, iyileşmişti, ama ailesinin hastalıklı düşkünlüğü asla son bulmamıştı.Adeta pamuklara sararak büyütüyorlar, istediği her şeyi anında alıyorlardı.Yediği önünde, yemediği ardındaydı Kamil'in.Oda dolusu oyuncaklar,Lunapark ziyaretler, tatiller...Hayatına dair bütün ciddi kararları onlara bırakmak şartıyla, sonuna kadar şımartılıyordu.Her şeyi, aslında onların müsaade ettiği kadar yaşadığının farkına bile varmıyordu çocuk.Kaç saat uyuyacak, ne yiyecek, hangi okula gidecek, hangi arkadaşlarla görüşebilecek...Liste böylece uzayıp, gidiyordu.Ve ebeveynleri bu dayatmaları o kadar ustaca gerçekleştiriyorlardı ki, Kamil istediğinin zaten bu olduğunu düşünür, onun adına alınan kararların hayatını kolaylaştırdığına ikna oluyordu.

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now