YİRMİ DOKUZUNCU BÖLÜM

3.5K 414 206
                                    

GELDİM, GELDİM...ARTIK HEP BURALARDAYIM...

KEYİFLE OKUYUN..

SEVGİLER...


                                      YİRMİ DOKUZUNCU BÖLÜM

CEMİL

İnanılmaz koku burun deliklerimden süzülüyor,beni adeta sarhoş ediyordu.Dudaklarımın temasıyla ürperen ipek cildi tatmaya doyamıyordum.Minik boyun çukurunu önce defalarca öpüp, hafifçe dişledim ve ardından diş izlerimi dilimle süpürdüm.Mine'nin kısık iniltisi benimkini de tetikledi ve gözlerimi puslanmış mavilerine doğru kaldırıp, boğuk bir sesle:"Seni deli gibi istiyorum."dedim.

Ve neredeyse anında kaburgalarıma sıkı bir dirsek yedim.Gözlerim şaşkınlıkla sonuna kadar açılırken, tam karşımdaki küçük pencereden mavi beyaz bulutların sonsuza uzanıyormuş izlenimi veren görüntüsü yavaş yavaş aklımı başıma getirdi.

"Lan oğlum, önce omzuma yayıldın, yetmedi, bir de çıkardığın seslere maruz bırakıyorsun beni.Bu artık tacize giriyor."diye kıkırdadı Kerim yanı başımda.

Neşeyle sırıttım.Aslında onun da aynı rüyaları gördüğünden emindim.Az kalmıştı, sadece yarım saat sonra, biraz önceki rüyanın gerçeğini yaşamayı dört gözle bekliyordum.Mine ve Ela bizi hava alanında bekliyor olacaklardı.Bu arada, üç saatliğine de olsa, uyku ihtiyacıma yenilmem de iyi gelmişti ve şu anda kendimi tazelenmiş ve dinç hissediyordum.

Bir haftadır gecemizi gündüze katarak yoğun bir çalışmayla yeni albümün stüdyo kayıtlarını tamamlamıştık.Bu sefer "organik kayıt" denen kayıt türünü tercih etmiştik.Bu tarz hem bizim için bir yenilik olacaktı, hem klasik kayıtların çalışmaları aylar sürdüğünden, bize zaman kazandıracaktı.Hızlı tempomuz yüzünden stüdyo ve otelin dışına burnumuzu bile çıkaramamıştık.Kerim'le benim bu durumdan pek şikayetimiz olmasa da, Can ve Altay Londra'nın ve tabi kızların tadını çıkarmak için bizimle dönmeyip, birkaç günlüğüne orada kalmışlardı.

Sabırsızlığım beni tekrar ele geçirirken, o yarım saat bile gözüme fazla uzun göründü.Zaten o kadar yoğun olmasaydık, son bir hafta muhtemelen geçmek bilmezdi.

Bazen durup düşününce, zihnimin bir yanı hala bu yeni halimi algılamakta güçlük çektiğinin farkına varıyordum.Eskiden müzik her şeyden önce gelirdi ve onunla uğraşırken asla sabırsızlanmazdım.En iyisini elde edene kadar, iyice içime sinene kadar da mikrofonu elimden bırakmazdım.Oysa şimdi bir çok farklı duygu ve uğraştan da zevk alabildiğimi öğreniyordum.

Mesela, böylesine yakıcı bir özlemin var olabileceğini asla düşünemezdim bile, kaldı ki birisine karşı hissedebileyim.Oysa beni kavuran bu ateş,kendimi daha canlı ve enerji dolu hissettiriyordu.

Mesela,Mine'nin arkadaşları Dicle ve Volkan'ın düğünlerinde, onu kendi isteğimle dansa kaldırmak isteyebileceğimi, daha önce hayal bile edemezdim.Oysa o dansın anısı hala içimi ısıtıyordu.

Mesela, ailesini yolcu ederken, onların bana sıkıca sarılmalarının içimdeki buzulların bir kısmını, küresel ısınma misali, hızla eritmeye başlayabileceğini asla tahmin edemezdim.Oysa sevilmenin, ya da en azından onaylanmanın verdiği huzura bu kadar ihtiyaç duyduğum aklıma bile gelmezdi.

Yetimhanedeyken, bir ara yatak arkadaşımın eline, herhalde hayırseverlerin getirdiği, kaleydoskop adında tuhaf bir oyuncak geçmişti ve şaşkınlığını benimle paylaşıp, iki üç dakikalığına bakmama izin vermişti.Boru şeklindeki kartonu çevirdikçe, içindeki cam parçacıkları şekilden şekle giriyordu ve her biri bir öncekinden güzel diziliyordu.

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin