ON SEKİZİNCİ BÖLÜM

3.1K 407 75
                                    

SEVGİLİ ARKADAŞLAR, ÖNCELİKLE YAPTIĞIM BİR YANLIŞLIKTAN DOLAYI SİZLERDEN ÖZÜR DİLEMEM GEREKİYOR.18. VE 19. BÖLÜMLERİN MULTİMEDYALARININ YERLERİNİ İSTEMEDEN DEĞİŞ TOKUŞ ETMİŞİM. NE YAZIK Kİ YETERSİZ TEKNOLOJİK BİLGİM BU YANLIŞIMI DÜZELTMEME YETMEDİ.;) 

VE BİR KONUYA DAHA AÇIKLIK GETİRMEK İSTİYORUM.HİKAYELERİMDE DEĞİNDİĞİM TÜM TACİZ OLGULARINI, UZMANLARIN YAZDIKLARI MAKALELERDEN DERLEYİP,GERÇEĞE EN YAKIN ŞEKİLDE  YANSITMAYA GAYRET EDİYORUM.BUNDAKİ AMACIMI SİZE ZATEN AÇIKLAMIŞTIM.BU KONULARDA HERKESİN TEYAKKUZDA OLMASINI VE ELİNDEN GELDİĞİ KADAR ÖNLEYİP, MÜCADELE VERMESİNİ DİLİYORUM.İNANIN,  BUNLARI YAZMAK ÇOK ZOR, AMA GEREKLİ OLDUĞUNA İNANIYORUM.

HEPİNİZE GÜZEL GÜNLER VE KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM.

*******************************************************

CANLARIM, BÖLÜMÜ YAYIMLAMAKTAKİ SORUN WATTY'DEN KAYNAKLANDI, AMA BEN YİNE DE HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM.BÖLÜM NEREDEYSE BİR SAAT GEÇ YAYIMLANABİLDİ VE  NE YAZIK Kİ YORUM YAPILAMADI.

BU TATSIZLIĞI TELAFİ ETMEK İÇİN19.BÖLÜMÜ BUGÜN YAYIMLIYORUM(BAŞARABİLİRSEM TABİ) VE BUNUNLA GÖNLÜNÜZÜ ALMAYI UMUYORUM.SEVGİLER



                                           ON SEKİZİNCİ BÖLÜM

MİNE

"Hayır!Hayır!HAYIR!"

Zihnimde bu itiraz biteviye yankılanırken mantıklı düşünemiyor, mantıklı hareket edemiyordum.Gözümün önüne Melis umutsuzca:"Ben ne yapacağım şimdi, nasıl yaşayacağım?" diyordu kan kaplı küvetin içinden.Gün ortasında dehşet dolu bir kabusun içine sürüklendiğimi biliyordum ve var gücümle kendime gelmeye çalışıyordum.Telkin...Evet, telkin...Belki yanlış yorumlamıştım, belki tesadüfen gördüğü bir şeydi, belki küçüğün hayal gücünün bir ürünüydü...Hayır, hayır, hayır...İşe yaramıyordu...Çocuk korkuyordu, çocuk hırçınlaşmıştı, içine kapanmıştı...Bunun yanlış anlaşılacak bir tarafı yoktu...Sakin olmalıydım...Sakin, sakin...Panik yapmanın sırası değildi...Melis'i düşünme, Ece'yi düşün...Çocuğu daha fazla korkutma...

Toparlanmaya çalıştım.Yanımda duran Sevim'de de renk namına bir şey kalmamış, gözleri kocaman açılmış, heykel gibi donup, resme bakakalmıştı.

"Ben müdüre gidiyorum."dediğimde, sesim hıçkırır gibi çıktı.

Bacaklarımda damla derman kalmamıştı ve aşağıya sağ salim inmem bile bir mucizeydi.Trabzanlara tutuna tutuna,adeta kör gibi, basamakları zorlukla seçerek ve sarhoş gibi sendeleyerek, hissizleşmiş bedenimi zar zor sürükledim.Nasuh beyin karşısında durduğumda, kapıyı çalıp, çalmadığımı bile hatırlamıyordum.

"Hayrola Mine hanım, bir sorun mu var?"diye şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı yaşlı adam.

Şişmiş boğazımdan sözcükleri çıkartmak için acı verici bir şekilde yutkundum, ama yine de konuşamayınca, elimdeki resim kağıdını sessizce Nasuh beye uzattım.

Adamın kağıda dikkatle bakmasıyla, bir anda yüzü beyazladı.

"Kim bu?"diye sordu pütürlü bir sesle.Ardından:

"Kim çizdi bunu?"diye düzeltti sorusunu.

"Ece."diye fısıldadım.

Nasuh beyden bir süre ses çıkmadı.Belli ki adam da kendini toparlamaya uğraşıyordu.Sonra:

"Otur kızım.Ağlama.Ne gerekiyorsa yapacağız.Belki kötü bir şey yoktur."dedi zoraki bir sakinlikle.

Ağladığımın farkında değildim.Ellerimi yüzüme götürüp, sırılsıklam olmuş yanaklarımı kurulamaya çalıştım.

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin