OTUZ İKİNCİ BÖLÜM

3.2K 383 101
                                    

MERHABA ARKADAŞLAR!

GEÇEN BÖLÜMDEKİ HARİKA YORUM BOMBARDIMANI İÇİN HER BİRİNİZE AYRI AYRI TEŞEKKÜR EDERİM.;)))YAZMAKTA ZORLANIP,TEREDDÜT ETTİĞİM BU GÜNLERDE, GÜZEL SÖZLERİNİZ BANA EŞSİZ  MORAL KAYNAĞI OLDU.

NE YAZIK Kİ BU AKŞAMKİ BÖLÜMÜN SİZİ BİRAZ ÜZECEĞİNİ TAHMİN EDİYORUM.BENİ ÇOK ÜZDÜ ÇÜNKÜ.AMA CEMİL'İ DAHA İYİ ANLAYABİLMEMİZ İÇİN YAŞADIKLARINI ÖĞRENMEMİZ GEREKİYOR,ÖYLE DEĞİL Mİ?

SEVGİLER...

NOT: YETİMHANELERDE ÇOCUKLAR GENELDE 12 YAŞINA KADAR YUVADA KALIP,SONRA YURTLARA GEÇİŞ YAPIYORLAR.

                                      OTUZ İKİNCİ BÖLÜM

ON BEŞ YIL ÖNCE

İşte yine kan revan içindeydi.Oysa son iki yıldır bu duruma düşmekten neredeyse kurtulmuştu.Gerçi beklemediği bir şey değildi.Ona göz dağı vermek için geç bile kalmışlardı.Burada da aynı kanunların geçerli olacağını tahmin etmişti zaten, bu yüzden on ikinci yaşında yuvadan yurda gönderilmesini tedirginlikle beklemişti.Eh,itiraf etmek gerekirse,oldukça da korkarak.Korkak olduğundan değildi elbette, ama aptal da değildi.Yuvadayken, büyüdükçe kurtulduğu sataşma ve işkenceler,yurda gelince  en küçük olacağı için yeniden başına bela olacaklarını biliyordu.Yani durum,her şeye sıfırdan başlamak gibiydi aslında.Küçükken, yuvadaki on yaşından büyük çocuklar nasıl gözüne  yetişkin gibi görünüyorlarsa, burada da on beş yaş üstü olanlar kocaman adamlar gibiydiler sanki.Ve kanun aynı kanundu.Büyükler ve güçlüler,küçükler ve zayıfları her zaman ezerlerdi.

Ne var ki Cemil, yuvadayken büyük sayıldığı yaşlarda bile hiç bir zaman zorba olmamıştı.Çocuğun yaradılışında birine zarar verecek zalimlik yoktu.Ama asla ezilen de olmamıştı.Gururluydu.Kimseye boyun eğmezdi.Tüm gücüyle dövüşürdü.Her zaman yaşına göre biraz uzun boylu olsa da, iri yarı biri değildi.Tam tersi,ince yapılıydı,içten gelen zarif bir duruşu vardı.Sessiz ve ciddiydi.Güzel yüzündeki yeşil gözleri soğuk ve mesafeliydi.Kimseyle yakınlaşma çabası yoktu.

Nedense onun bu mağrur tavrı yuvada ve okuldaki zorbaları özellikle kızdırıyordu.Ve burnunu sürtmek için her fırsatta çocuğu hırpalamaya bayılıyorlardı.İşte o zaman dövüşürdü Cemil.Hiç sinmez,aman dilemezdi.Sonuna kadar dişini tırnağına takarak yumruk ve tekme savurur,canının yanmasına aldırmaz,pes etmezdi.Ve asla, ama asla ağlamazdı.

Zamanla yuvadaki en büyük kabadayılar bile onunla uğraşmaktan vazgeçtiler.Belki ezikliği kabul etmemesine saygı duydular, ya da belki Cemil de büyüdüğü ve yumrukları güçlendiği için geri çekildiler.

Cemil güçsüz ve ezik çocuklara da pek sempati beslemez, hatta onları biraz hor görürdü.Onun için direniş esastı.Sağlam durmak,kimseye güvenmemek ve yardım beklememek olmazsa,olmazlarıydı.Ve tabi kimseye bağlanmamak.Çünkü bağlandığı kişi insanı terk edebilirdi.Bu dersleri zor yoldan öğrenmişti çocuk.

Tek yakın arkadaşı Emin'in evlatlık gitmesinden sonra onun için arkadaşlık faslı sona ermişti.Bir daha kimsenin dostluğuna ihtiyaç duymamaya yemin etmiş,kendini çevresinden iyice soyutlamıştı.Zaten Mahir denen adam,içinde güven ve iyimserlik adına ne varsa,hepsini yakıp,yıkmıştı.Bunca yıl sonra o herifin tuhaf tutumunu hala çözememişti Cemil.Ziyaretleri, hediyeleri ve en önemlisi babasına kavuşturma vaatleriyle ona umut vermiş ve ardından yüz üstü bırakıp,ortadan kaybolmuş pisliğin tekiydi besbelli.Gerçi bazen:"Belki de ölmüştür"diye düşündüğü de oluyordu,ama bu, babasının neden bir türlü ortaya çıkmadığını açıklamıyordu,tabi babası Mahir'in kendisi değilse.

Bütün bunların kırgınlığı ve öfkesi yetmezmiş gibi,eskiden onu el üstünde tutan yuvanın müdürü Talat babanın ilgisi,sonraki yıllarda sadece azarlamak için ona yönelir olmuştu.Bu "Mahir"

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now