ON İKİNCİ BÖLÜM

4.1K 433 123
                                    

MERHABA DOSTLAR!SANIRIM AYLARDIR HER BİRİNİZİN BU HİKAYEYİ BİRİLERİNE TAVSİYE ETMESİYLE "YÖRÜNGE"NİN OKUMA ORANI YAVAŞ YAVAŞ ARTIYOR.BUNUN İÇİN HEPİNİZE  AYRI AYRI ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM.

GEÇTİĞİMİZ GÜNLERDE DE SEVGİLİ ARKADAŞIM YSMN978'İN  "ELA"YI KENDİ KİTABI "SÖZDE OLGUN"UN  SAYFASINA TAŞIMASIYLA , YOLCULUĞUMUZA YENİ ARKADAŞLARIMIZ KATILDI.

ONLARA DA "HOŞ GELDİNİZ" DİYORUM VE YORUMLARINI MERAKLA BEKLİYORUM.

HEPİNİZE KEYİFLİ OKUMALAR!SELAMLAR, SEVGİLER...;)


                                                 ON İKİNCİ BÖLÜM

CEMİL

"Bir ailem hiç olmadı Mine.Çocukluğumu ise çoktan gömdüm ben."

Daha sözler ağzımdan çıktığı an, yanlış olduklarını biliyordum.En azından kendimi bu kadar dramatik ifade etmesem de olurdu.Ama kızın dürüstlük talebi bazı kısıtlamalarımı aşmamı sağlamıştı ve ben çok nadir yaptığım bir şeyi yapmıştım.İçimden nasıl geldiyse, öyle konuşmuştum.Filtresiz, dosdoğru.

Aile konusuna, daha doğrusu olmayan aile konusuna eninde sonunda geleceğimizi biliyordum tabi, ama bunu ne şekilde anlatacağımı hiç düşünmemiştim.Ne de olsa ilk on iki yılımı her zaman yok saymış, diğer on beş yılda da bir tek Kerim'e "Ne olmuş, benim hiç ailem olmadı."" demenin dışında , bu konuda ağzımdan tek söz çıkmamıştı.Medya karşısında ben fırıncı Mümtaz ve ev hanımı Adile Caymaz'ın oğluydum.Böylesi daha kolaydı, hiç olmazsa bir sürü tatsız spekülasyona ve nefret ettiğim merhamet gösterilerine maruz kalmıyordum.İlk yıllarımda onlardan bolca nasibimi almıştım ve asla bana acıyan bir bakışa daha tahammülüm yoktu.

Şu anda da gözlerimi elimde tuttuğum kupaya dikmiş, içimden karşımdaki kıza bakmak gelmiyordu.Bu sonuca hangi nedenle vardığımdan emin olmasam da, onun içinin dışının bir olduğunu biliyordum.Üstelik böyle olması nedense benim için çok önemliydi.Ve şimdi de kucağına öyle bir bomba bırakmıştım ki, kızın bana acımadan bakamayacağına bahse girebilirdim.Çünkü o duyarlı, sevgi ve iyilik doluydu.Bunu daha demin yardım etmek istediği çocukları anlatırken, şefkat taşan gözlerinde ve kararlı sesinde hissetmiştim.Zaten ondan yayılan bu olumlu ve iyimser enerji beni daha otobüsün gölgesindeyken etkisi altına almış, içimden bir şeyler adeta ona doğru uzanmıştı.Kızın davranışlarına yansıyan masum bilgelik, hoşgörülü nezaket ve muzip ukalalık, istemesem de, her seferinde katı savunmamı yerle bir ediyor ve huzursuz ruhumu yatıştırıyordu.Yıllar yılı kendime uyguladığım sert disiplin, planlı ve ihtiyatlı yaşam ve koşulsuz mesafe kurallarım, onun gözlerinde kaynayan güçlü yaşam ateşi karşısında sık sık yalpalıyor ve çoktandır yasakladığım dengesiz duygular yeniden başkaldırıp, beni etkisi altına alıyordu.

İçimden, bir nebze de olsa, beni hayal kırıklığına uğratacak davranışlar sergilesemesini bile dilemiştim.Belki o zaman ona duyduğum çekime karşı durabilir, uzaklaşacak gücü kendimde bulabilirdim.Ne var ki, bütün isteksizliğime karşın, onu tanıdığım ilk dakikadan bu yana önleyemediğim bir hayranlık ve saygı besliyoryordum ve bunun beni daha da güçsüzleştireceğinden endişeleniyordum.Zaten karanlıktaki ilk temasımızdan bu yana, ona duyduğum ilgiyi bir zaaf olarak görüyor, zararsız yönlere kanalize etmeye çalışıyor, farklı bir şekilde isimlendiriyordum.Ve ne yazık ki, genelde kendimi kandırabilsem de, kızın büyüleyici kişiliği beni kaçınılmaz bir şekilde etkilemeye devam ediyordu.Gazetelerdeki saçmalıklarla ilgili sergilediği sakin ve soğukkanlı tutum, işi konusundaki güçlü toplumsal vicdan ve idealizmi, hatta , biraz isteksizce de olsa, bana yardım için gösterdiği azmi gördükçe, Kerim hariç,bende, hayatımda ilk defa birisine güvenme isteği uyandırıyordu.Ve bu isteğim bildiğim,gördüğüm ve kararlaştırdığım her şeyle çelişiyordu.Ama galiba esas olay da buydu, belki de normale doğru ilk adımım tam da bu güven duygusuydu.Ve nedense aynı güveni onun da bana duymasını istiyordum.Sanırım bu yüzden bu sert açıklamayı yapmıştım, çünkü rahatsız edici olsa da, bu sözler çıplak gerçeğin ta kendisiydi.

KARANLIKTAN ÇIK ! ("YÖRÜNGE" SERİSİ 2) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now