ON YEDİNCİ BÖLÜM: "AV HAKKINDA"

8.6K 655 85
                                    


Caelo ile birlikte eve döndüğümüzde evde ufak bir karmaşa yaşandı. Büyükannem onu alıp sevmek istedi, annem kedinin oldukça kirli olduğunu ve kendisine mikrop bulaşabileceğini söyleyerek onu durdu. Bende onlar bu konuda birbirleriyle tartışırken Caelo'yu odama götürdüm, onu yumuşak örtüme sarıp bıraktığım kıpırtısız bir şekilde yatıyordu. Şuan bu kıpırtısızlık bana yardımcı olsa da küçük kedi için üzülüyordum. Derin bir iç çektim ve gidip büyükannemin eski şırıngalarından birini alıp mutfağa geçtim. Küçücük bir kedi olduğu için kedi süt tozunu hazırlayıp bir kaseye döktüm ve şırıngayı da alıp yanına gittim. Caelo'yu özenle tutmaya dikkat ederek mamayı şırıngaya çektim ve hafifçe ağzına damlattım. Mamanın tadını alır almaz anında şırınganın ağzına yapıştı. Ufacık patilerini parmaklarımın etrafına sardığında o küçük şeytanların üzerine yeniden atlama isteğiyle doldum. Caelo'nun karnını iyice doyurup çaydanlıktaki çay demine hafif sıcak su ekledim ve pamuk poşetini de alıp odama döndüm. Büyükannem yıllar önce bana bunu göstermişti. Kedilerin gözleri genelde çapak yüzünden kapanıyordu ve ılık çay demiyle günde iki - üç kez yapılan bir pansuman ile gözleri kolayca açılabiliyordu. Yavru kedinin gözleri çay demiyle ıslattığım pamuğu üçüncü kez üzerinde gezdirdiğimde fazla irin boşalttı. Yarına gözlerinin açılacağını bilerek Caelo'yu kucağıma alıp hafifçe sevdim. Karnı doyan ve gözlerindeki irinler boşaltılan küçük kedi oldukça mutluydu ki artık hiç titremiyordu. Caelo'yu yeniden yatağıma bırakıp mutfağa, derecenin yanına gittim ve ısıyı biraz yükselttim. O kadar çok kirliydi ki tüyleri birbirine yapışmıştı onu biraz temizlemem gerekiyordu.

Büyükannem, "Kediyi sevmek istiyorum ama!" diye annemle tartışırken annemin de aynı tonla ona "Olmaz ama!" diye direndiğini duydum. İkisi de büyükannemin odasındaydı, annem büyükannemin kediyi sevmesine izin vermeyeceğini söylemiş olsa bile büyükannemin bir fırsat bulup yanıma geleceğini çok iyi biliyordum.

Bir kaba ılık su koyup yeniden odama döndüğümde Caelo'yu yatağa oturmuş bir şekilde buldum. O kadar yorgundu ki bir yerleri koklayacak hali bile yoktu. Yanına gidip onu hafifçe kaldırıp kucağıma koydum ve pamuğu ılık suda ıslatıp Caelo'nun birbirine yapışmış tüylerinde gezdirdim. Niyetim onu pırıl pırıl yapmaktan ziyade üzerindeki yapışkanlığı atıp rahat ettirmekti. Biraz yanaklarını, biraz sırtını ve patilerini sildikten sonra onu odamdaki, kalorifer peteğinin üzerinde dura havluya sardım. Islattığım tüylerini ve çay ile pansuman yaptığım gözlerini kuruladıktan sonra yeniden gözlerine pansuman yaptım. Birazcık daha irin akıttıktan sonra Caelo'ya yastığımın hemen yanında ufak bir yer yaptım, onu kuruladığım havluyu hafifçe kaloriferde ısıtıp yatacağı yerin alıntına koydum. Yanına küçüklüğümden kalma ufak bir ayıcığı da koyup üzerini pikemle örttüğümde küçük kedi çoktan uyku pozisyonuna geçmişti bile. Uyusun diye üzerimi değiştirip kapları da alarak odadan çıktığımda büyükannemi odamın anahtar deliğinden içeriye bakmaya çalışırken buldum.

"Büyükanne? Ne yapıyorsun?"

"Şşt, ne yapıyormuş gibi duruyorum Nam? Tabii ki kediciği görmeye çalışıyorum." Eğilmiş, avuçlarını dizlerinin üzerine koymuş anahtar deliğinden bakmaya çalışan büyükanneme bakıp kapıyı hafifçe araladım.

"Neden sadece kafanı içeriye uzatıp bakmıyorsun?" Kapıyı açmamla doğruldu ve içeriye bakındı.

Yatağımda uyuklayan Caelo'yu görünce ise ufak çaplı bir çığlık attı. "Ay! Ne kadar da şeker bu Nam! Şuna baksana ufacık bir suratı var. Ay gözleri de kapanmış yavrucağın. Pansuman yaptın mı?" Yan gözle bana baktığında kafamı salladım.

"Evet. Sanırım yarın akşama kadar açılırlar. Gece bir kere daha yapacağım."

Büyükannemin yavru kediye bakarken gözleri ışıldıyordu neredeyse. "Bu evin bir neşeye ihtiyacı vardı zaten, çok iyi oldu, çok iyi oldu! Kedicik bu gece burada kalıyor."

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin