OTUZ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: "ONU TANIMIYORSUN BİLE!"

6.6K 586 113
                                    

Bölüm şarkısı;

Teshima Aoi - Ai Wo Komete Umi {Tepedeki Ev Film Müziği]

Ulaş kızlarla tahmin ettiğimden de çok iyi anlaşmış, hatta ayrılmadan önce birbirlerinin telefon numaralarını bile almışlardı. Akya'nın takımının ikinci olmasıyla Bediz delirmiş, bağırmaya başlamış, bu yüzden de onu salondan çıkarmak zorunda kalmıştık. Makber'in imalı lafları ve bakışları arasında vedalaşıp ayrıldığımızda bile Bediz takımı fırçalamaya, hakemlerin taraf tuttuğuna dair söylenmeye devam ediyordu. Ulaş ile eve yürümeye karar verdiğimizde kafasına vurmak için yeterince uzaklaşmayı bekledim. Diğerlerinin görüş alanından uzaklaştığımızda ise kafasına bir tane geçirdim.

"Bu ne için?" diye sordu kafasına vurmamı artık normalleştirmiş şekilde.

"Sen niye herkesin için öpüyorsun beni?" diye kaşlarımı çatıp sorduğumda, kafasını bana çevirip ciddi bir ifade ile suratıma baktı.

"Sadece yalnızken mi öpeyim yani?" Yeniden kafasına vurmam ile güldü ve benden bir kaç adım uzaklaştı. "Tamam, tamam! Elin ağır, biliyorsun değil mi?"

"Senin bu düşüncesiz tavırların yüzünden şimdi Makber aramızda bir şeyler olduğunu düşünecek!" diye huzursuzlandığımda omuzlarını silkti.

"Kız arkadaşım olduğunu söylersin, olay çözülür. Niye bu kadar kafana takıyorsun anlamadım."

Gözlerimi kıstım. Anlamadığının gayet farkındaydım zaten. Makber'in nasıl takıntılı bir kişiliğe sahip olduğunu bilmiyordu. Hoş, bilse bile yine de böyle davranacağına emindim.

"Çünkü bu hiçbir şeyi kanıtlamaz. Kimse arkadaşını o şekilde öpmez." Kollarımı göğsüme birleştirdim ve gıcık bir şekilde, "Öpülmekten nefret ederim, bir daha öpmeye kalkarsan seni yeniden ıslak havluyla döverim." dediğimde, o da gıcık bir şekilde bana baktı.

"Havluyu bu işe karıştırma." Nasıl acıdığını hatırlıyor olmalıydı. "Hem nasıl arkadaşlar birbirini öpmez? Dudağından öpmedim ya, yanağından öptüm sadece."

"Anlamayacak kadar yabani misin?" diye sordum hayretle. Kollarımı çözüp şakaklarımı ovdum. Başımı ağrıtmaya başlıyordu artık. "İnsanlar bunu yine de yanlış anlar. Kız arkadaşı olan birisinin başka kızları bu şekilde öpmesi ayıp bir şeydir! Hem ya Fidan öğrenirse?"

Ulaş kaşlarını çattı. "Nereden öğrenecek ki?" Karşıdan karşıya geçeceğimiz için koluma uzandı ve tişörtümü tuttu. Tüm arabalar geçene kadar bekledik, ardından beni çekiştirerek karşıya geçirdi. Kendimi altı bezli bir bebek gibi hissediyordum. Yolun karşısına geçince kolunu sırtıma yönlendirip bana yol gösterdi, mahallenin yoluna girdiğimizde ise ellerini cebine koyup masum bir şekilde gülümsedi. "Hem ayrıca!" dedi bir anda konuyu hatırlamış gibi. "Öğrense bile kızmaz ki o. Bu söylediklerin çok saçma çünkü!"

"Saçma değil, sen aptal olduğun için anlamıyorsun." dedim bıkkınlıkla. Kalın kafasına hiçbir şey girmiyordu.

"Aptal olduğum için değil." dediğinde sinsi bir şekilde ona baktım, bakışımı görüp hemen "Ki değilim!" diye ekledi. "Akya'yı öpseydim de böyle yapacak mıydınız? Hiç sanmıyorum."

"Neden Akya'yı öpmek isteyesin ki?" diye sorduğumda dehşet içinde, birkaç çocuğun oynadığı top bize doğru geldi. Ulaş çocuklara geri gitmelerini işaret etti ve gerinip topa vurdu. Top çocuklardan birinin yakınına düşünce çocuklar oyunlarına devam ettiler.

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin