ALTMIŞ SEKİZİNCİ BÖLÜM: "BU EVDE SAĞ KALMALIYIZ"

4.1K 449 81
                                    

Bölüm şarkısı;

Buono! - Honto No Jibun [Shugo Chara Kapanış Şarkısı]


Salonda yan yana dizilmiş otururken iki kolumla Ulaş'ın sağ kolunu sanki sağ kalmam buna bağlıymış gibi sımsıkı sarmıştım. Bediz sanki her şey çok normalmiş gibi kutu sütünü içerken Makber, Güneş ve ben krize girmiştik. Kendimi tacize uğramış gibi hissettiğimden yerimden kımıldamıyor sadece Ulaş'ın arkasına saklanıyordum.

Müzeyyen bizi çekiştirerek banyolara götürdükten sonra bunun üstüne yanımıza gelmiş, zorla bizi keselemeye kalkmıştı. Bediz'in söylediğine göre bizim kendimizi iyice temizleyemeyeceğimizi düşünüyordu. Tabii ki ben çığlıklar atmış, bağırmış, gitmesini istemiştim ama Müzeyyen bana kızmakla kalmamış bu yılda nereden bulduğunu bilmediğim bir şekilde tasla kafama geçirip sırtımı yarın yokmuş gibi keselemişti. Beni annemin bile sekiz yaşımdan beri çıplak görmediğini hesaba katarsak yabancı bir kadının zorla vücudumu keselemesi üzerimde travma etkisi yaratmıştı. Makber'i yerinde durmayıp kaçtığı, beni sürekli bağırdığım için daha sert keselemişti, tenim esmer olmasına rağmen kızarmıştı. Güneş'i bize tercih ettiğini söylemişti çünkü anladığım kadarıyla o banyoya girer girmez Güneş kaskatı kesilmiş, utançtan kıpırdayamamıştı.

Bizden sonra kendilerini iyi temizleyemeyeceklerini iddia ederek erkekleri de keselemeye gitmeye kalkmış ama Makber ile onu zor da olsa durdurmuştuk. Güneş o sırada şoktan kaskatı bir şekilde oturuyordu, Bediz'in ise umurunda değildi.

"Banyo sonrası soğuk bir süt içmek gibisi yok!" Bediz kutudaki süt bitmesine rağmen pipetten çekmeye devam ettiği için o çıkan garip sesi dinliyorduk. Oğlanlar kızgınlıkla oturmuş Bediz'e bakıyor, Neco gitmek için sürekli yalvarıyordu. Kayınço kafasına vurunca susuyor ama beş dakika sonra yeniden yalvarmaya başlıyordu.

"Ben burada hayatta kalamam, gerçekten yapamam." dediğinde Bücür, Yoyo dikkatlice Bediz'in koca giysileri arasında kaybolmuş Güneş'i kolundan dürttü.

"Güneş Hanım, iyi misiniz?"

"Be-beni zor-zorla yıkadı." dediğinde Güneş dehşet içerisinde, Ulaş'ın koluna daha da sarındım, öyle ki kafam omzuna yaslanmıştı artık.

"Korkuyorum, gitmek istiyorum." Makber koltukta bacaklarını kendine çekmiş ve onlara sarılmış bir şekilde sağa sola sallanarak söylendiğinde yutkundum. İtiraf etmek zordu ama bende o an evimde olmak için nelerimi vermezdim.

Aklıma Müzeyyen'e onu tacizden dava edeceğimi söylediğimde kafama tasla vurması gelince gözlerimi kapayıp alnımı Ulaş'ın koluna yasladım. Yoyo ne yapacağını bilemez bir şekilde Güneş ile ilgilenmeye çalışırken Jigglypuff hâlâ süt çekmeye çalışan Bediz'e yastık fırlattı.

"Kes artık şunu! Zaten sinirlerimiz bozuk, hıncını senden çıkarırız!"

"Yapmayın hadi, o kadar da kötü değildi. Hatırlıyorum da ben altı yaşındayken beni sokakta oğlanlarla tükürük yarışı yaparken yakaladığında öyle bir yıkamıştı ki iki gün sırt üstü yatıp uyuyamamıştım." Bediz konuşmayı bitirir bitirmez sanki çok komik bir şey söylemiş gibi bacağına vurarak gülmeye başladı. O kahkahalar atarken eminim ki hepimiz ona öldürmek ister gibi bakıyorduk ya da en azından ben öyle bakıyordum.

"Temizlendik, aklandık paklandık ne güzel oldu değil mi çocuklar?" Müzeyyen mutfaktan geri geldiğinde suratımı Ulaş'ın koluna yaslayıp görünmemeye çalıştım, Ulaş ise bu hareketime gülmemek için elinden gelen tüm çabayı sarf ediyordu.

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin