YETMİŞ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: "AYLİN İLE ENVER"

4.9K 438 120
                                    

Bölüm şarkısı (yeniden);

ARASHI - Love So Sweet [Hana Yori Dango dizisi Açılış Şarkısı (Bir çoğunuzun Boys Over Flowers olarak bildiği dizinin orijinali olan anime/manganın Japon yapımı, BOF'tan yıllar önce çıkmış olan dizisi.)]


Ağabeyleri bizimde şimdilik evlerimize gitmemiz gerektiğini, Bediz'i merak etmemelerini gerektiğini ve de kusurlarına bakmamamızı söyleyerek yanımızdan ayrılmıştı. Bediz sadece bize bakıp kafasıyla iyi olduğunu belli eden bir hareket yapmıştı ama hiçbirimiz buna inanmamıştık. Oğlanlar da onunla gitmek istese bile ağabeyleri izin vermemişti ve arkadaşlarının evine doğru yol almıştı.

Kızlara her şeyin iyi olacağını, Bediz'in biraz yalnız kalması gerektiğini ve endişelenmemelerini çünkü yanında ağabeylerinin olduğunu söyleyerek evlerine yolladım. Kayınço da diğerleri de yanımızdan alıp götürdüğünde Ulaş ile yalnız kalmıştık. Beraber durağa doğru yürümeye başladığımızda ikimizde konuşmuyorduk.

Yürümeye devam ederken karşıdan bir grup liselinin geldiğini fark ettim. Yakınlarda bir meslek lisesi olduğunu biliyordum, büyük ihtimalle bu grupta orada okuyordu. Kızlardan oluşan grup kahkahalar atarak yürürken bir yandan birbirlerini ittiriyor, heyecanla bir şeyler konuşuyorlardı. Alsa böyle birisi olmamıştım. Bana göre çok çocuksu şeylerdi. Belki de genç olmak böyle bir şeydi ama büyükannemin her zaman dediği gibi ben genç olmadan bir yetişkin olduğum için böyle şeyleri anlamıyordum.

Gruptan bir anda bağrışlar yükseldi. Birisi kurt gibi ulumaya, başka birisi ise ıslıklar çalmaya başladığında kızların direkt olarak Ulaş'a baktığını gördüm. Açıkça ona bakarak uluyorlar, bağırıyor, ıslık çalıyorlardı. Işıl'ın rol yapışını saymazsak daha önce kimse gözlerimin önüne Ulaş'a bu şekilde davranmamıştı. Erkek arkadaşıma baktığımda açıkça kızardığını ve utandığını gördüm. Demek haberi olmadan tanımadığı birisi ona asıldığında vereceği doğal tepki buydu.

Kızlardan birisi "Vuuuuuuuuuu!" diye bağırınca uzandım ve öylece karşıya dimdik bakan suratımı bozmadan Ulaş'ın elini tuttum. Kızların ona karşı ulumaları onu o kadar çok utandırmıştı ki kendini gizlemek için elinden geleni yapıyor olsa bile tuttuğum elini hemencecik elime sarmıştı ve sımsıkı sarmıştı.

Ben hiçbir şey olmuyormuş gibi davranırken el ele tutuştuğumuzu gören kızlar bir anda sustu ve gözlerini bize dikerek yanımızdan geçtiler. Ulaş kızaran yüzünü saklamak için başını bana doğru çevirmişti ama bir faydası yoktu. Trafik lambası gibi parıldıyordu resmen.

Kızlar yanımızdan geçip gitmeden önce bir tanesi "Hrrrr!" diye hırlayınca Ulaş daha da utandı. Kızlar ise kocaman bir kahkaha patlatarak yanımızdan geçip gitti.

Kızların kahkahaları bizden uzaklaşırken Ulaş'a baktım. "İşte şuan tam olarak domatese benziyorsun. Kıpkırmızı, yusyuvarlak."

"Az önce resmen taciz edildim." dedi kızaran yüzünü eski haline getirmek için boşta kalan eliyle yüzünü yellerken. "Ama müdahale etmek için hiçbir şey yapmadın. Ne biçim kız arkadaşsın sen?" Kızmış gibi davranıyordu ama bir yandan da hâlâ elimi sımsıkı tutuyordu.

"Ne yapmamı bekliyordun?" diye sordum. Sonra da tutuştuğumuz ellerimizi kaldırdım. "Yapmam gerekeni yaptım zaten."

"Sen gerçekten garip bir kızsın." dedi hayretle bana bakarken. Rengi biraz olsun normale dönmüştü. "Hiç kıskanmadın mı?"

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin