OTUZ YEDİNCİ BÖLÜM: "BANA BENZEYEN BİRİSİ"

6.3K 602 61
                                    

Bölüm şarkısı;

Magic Party - Egao No Mahou [Fairy Tail Açılış Şarkısı]



Sabah kahvaltı masasında ailecek oturmuş yemek yerken telefonumun çalmasıyla tüm gözler bana çevrilmişti. Büyükannem annemin yaptığı ve içine büyükannemin inatla yemek istemediği her şeyi koyduğu krepleri kemirirken annem telefondan takvimine bakıyordu. Telefona uzanıp kimin aradığına baktığımda garip bir şekilde Akya'nın aradığını gördüm. Sabahın köründe neden beni arıyordu acaba?

"Alo?" dedim aramayı cevaplayarak. Çok geçmeden cevap verdi. Sesinde biraz telaş vardı ama biraz da kızgın gibi konuşuyordu.

"Öğretmenim çok müşkül durumdayım, yardımınıza ihtiyacım var."

Gözlerimi devirdim. "Ne zaman bana öğretmenim demeyi keseceksin?" Bu lafımla büyükannem direkt bana baktı çünkü Ulaş ile konuştuğumuzu düşünüyordu. Hala arada 'Nam Ulaş'tan hoşlanıyor!' diye bağırdığı oluyordu evde ama onu kale almadığımı görünce susuyordu.

"Asla çünkü sen benim öğretmenimsin. İlişki öğretmeni!" Kendi kendine güldü, o kadar kötü bir espriydi ki bu, kahvaltı masasında olmasam kusardım. "Tam şuanda bana yardım etmezsen hayatım sona erecek ve bu konuda oldukça ciddiyim. Boku yedim. Yardım et bana!" Sinirle yükseldikten sonra kaşlarımı çattım. Tam bana sesini yükselttiği için kızacaktım ki bir kütürdü sesi geldi.

"Sen bir şey mi yiyorsun?" diye sorduğumda ağzında bir şeyler geveledi ama anlayamadım.

"Evet. Havuç yiyorum. O kadar stresliyim ki bir şey yemem gerek yoksa kendimi bir yerden atacağım. Atmama gerek yok, nasılsa her şekilde durum bundan berbat olamayacağı için kendimi öldürmem gerekecek."

O kadar çok karamsar konuşuyordu ki onu susturmak zorunda kaldım. "Tamam sakin ol bir saniyeliğine. Anlat, ne oldu?"

"Okulda birkaç ay önce benden hoşlanan bir kız vardı. Fark ettiğin gibi ben kızlarla ilişki kurmaktan tut konuşmaya kadar her şeyde biraz beceriksizim." dediğinde güldüm.

"Ayrıca fazla özgüvenli ve egosunun okşanmasını seven birisisin. Şakalarında iğrenç." dediğimde kızmış olacak ki duyduğum kütürtüden sinirle havucunu ısırdığını varsaydım.

"Konumuz bu değil! Bu kızla ben o kadar saçma salak konuştum ki kız her şeyin sonunda ölüm diyetini girdi. Meğerse benim onu reddettiğimi ve bunun sebebinin de kilosu olduğunu sanmış. Halbuki ben öyle bir şey demedim." dedi. Anneme bakıp önemsiz olduğunu belli edercesine bir omuz hareketi yaptım çünkü genelde sabahın bu saatinde beni kimse aramazdı. Büyükannem kreplerine dönünce annem çayları yenilemek için ayaklandı. Bu sırada bende yemek yemeğe devam ettim.

"Garip bir şeyler geveleyip kıza boş boş baktığını ve sonra da onun imalarını anlamayıp saçma cevaplar verdiğini çok net hayal edebiliyorum."

"İşte o kız baya kilosunu vermiş gelmiş bana şimdi onu nasıl bulduğumu söyledi. Ben dediğini anlamayınca kız resmen üzerime saldırdı. Hayvan olduğumu filan söyledi. Şuan resmen okulda kızlar tarafından boykot ediliyorum ne yapmam gerekiyor?" Akya stresli bir şekilde havucu kemirmeye devam ederken derin bir nefes aldım.

"Tamam, şimdi o kızı bulup tenha bir yere çekiyorsun." dememle büyükannemin "Oooo!" diye bir nida vermesi bir oldu. Ona bakıp bıkkınlıkla kafamı salladım ama umursamadan çayını içti. "Kıza nazikçe sana açıldığı dönemlerde kafanın dalgın olduğunu, aslında kendisini şişman bulmadığını söylüyorsun. Biraz sıkıntılarının olduğunu söyle. Kızdan hoşlanıyor musun?"

BULUTLAR DA AĞLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin