1. Lanetli Kız

9.2K 357 264
                                    

Sabahın ilk ışıkları, Hogwarts'ın uzun pencerelerinden içeri sızıyordu. O gün olacak her şeyden habersiz uyanmıştı genç kadın. Rowena Ravenclaw'du ismi. Güzel, alımlı bir büyücüydü. Zekası, zarafetiyle tamamlanmıştı. Her daim omuzlarını geriye alarak yürüyen bir tipti. Gökyüzü kadar mavi gözleri ve kuzguni rengi saçları vardı.

Normal ile uzaktan yakından alakası olmayan bir hayatı olsa da o gün normal bir sabaha uyandığını sanmıştı. Saçlarını taramak, yüzünü yıkamak için banyoya gitti fakat o sırada midesinin bulandığını hissetti. Ve kustu. Dakikalar boyunca kustu Rowena. İçindeki her şey dışarı çıkana kadar.

Sabah olanlardan sonra bir doktora görünmeye karar vererek revire doğru yol almıştı Rowena. Henüz 4 yaşında olan kızı Helena'yı en yakın arkadaşı Helga'ya emanet etmişti. Şimdi hemşire onu kontrol ediyordu. Kontroller sona erince yüzüne muzip sayılabilecek bir gülümseme yerleşti. "Tebrikler," dedi içtenlikle. "Helena'nın bir kardeşi olacak." Şimdi Rowena'nın yüzüne de yerleşmişti aynı gülümseme, fakat hızla dağıldı. Helena'nın babası 2 yıl önce vefat etmişti. Peki bu bebek kimdendi?

Cevabını bildiği bir soruydu bu. Babası oydu. O almak zorundaydı. Çünkü kocasından sonra bir tek onunla bir ilişkiye girmişti Rowena. Korkudan başka bir şey düşünemiyordu. Sadece korkuya yer vardı şu anda yüreğinde. Bu bir hataydı. Bu koca bir hataydı.

Ne yapması gerektiğini iyice düşündü. En sonunda önce güvenebileceği biriyle konuşmaya karar verdi ve Helga Hufflepuff'ın odasına doğru yürümeye başladı.

Kapıyı çaldı. 15 saniyelik bir beklemenin ardından dostunun kırmızı yanakları ve kocaman gülümsemesiyle onu beklediğini gördü. "Helena'nın gitme vakti geldi mi? Üzüldüm, bayağı özlemiştim bu küçük prensesi." Rowena kafasını iki yana salladı. "Aslında seninle konuşmam gereken bir konu var." Helga'nın bakışları birden ciddileşti ve başını anlayışla salladı. "İçeri gel."

Helga'da güzel bir büyücüydü. Sarıya kaçan kumral saçları, parıl parıl bal rengi gözleri, hafif tombul kırmızı yanaklarıyla oldukça anaç bir görüntüye sahipti. Güvenilir, sadık bir dost olmasının yanı sıra iyi kalpliydi. Her daim Rowena onun biraz fazla duygusal olduğunu düşünse de onu severdi. O günde anlattıklarını can kulağıyla dinlemişti. Arkadaşına yardımcı olmak istiyordu. "Peki onun bundan haberi var mı?" Rowena hemen başını iki yana salladı. "Napıcağımı bilemedim o yüzden ilk sana geldim." Helga yine amladığını göstermek amacıyla başını salladı. "Sence ona söylemeli miyim? Yani açıkçası tepkisi beni ürkütüyor. Ya bebeği istemezse." Helga elini destek vermek istercesine arkadaşının omzuna koydu. "O, onun babası. Elbette ki ister." Rowena sorgularcasına baktı. "Emin misin?" Helga gülümsedi. "Evet, eminim."

Rowena çok da emin olmayarak yola koyuldu. Sözcüklerini toparlamaya çalışıyor, lafa nasıl gireceğini kendi içerisinde tartışıyordu. Sonunda kapısına vardığında içi kararsızlıkla doldu. 'Belki de bu iyi bir fikir değildir.' diye düşündü içinden. 'Hem Helga da çok duygusal olabiliyor.' Kapıyı çalmak için elini kaldırdı fakat vazgeçti. Tam arkasını dönüp gideceği sırada kapı açıldı ve onu gördü. Siyah, yağlı, düz saçlar; dondurucu bakışlar. Salazar Slytherin.

Rowena'yı kapısının önünde görmenin verdiği şaşkınlık ve mutlulukla bakışlarını yumuşattı Salazar. Bunu beklemiyordu. "Rowena? Neden burdas- yani, seni beklemiyordum." Endişeyle gülümsedi güzel büyücü. "Şeyy, seninle konuşmam gereken önemli bir şey var." Salazar hızlı bir hareketle yana çekildi ve yolu açtı. "Tabii, içeri gel."

Rowena girdiği odayı incelemeye başladı. Bu ikinci gelişi olsa da ilkinde bu kadar dikkat etmediği de bir gerçekti. Siyah, karanlık bir odaydı ve neredeyse bütün eşyalar gümüş ya da koyu yeşildi. Genişliği yadsınamaz olsa da çokça eşya olması dolayısla geriye küçük bir alan kalıyordu. Yutkundu Rowena. Son bir kez söyleyeceklerini tarttı ve ağzını açtı. "Aslında ben geçen gece hakkında konuşmak istiyorum." Salazar hafifçe kafasını yere eğdi. Aklına geçen gece gelince sinsice gülümsedi. "Evet ben de bu konuyu konuşmak isterim." Rowena'nın beyi ima ettiğini anlaması uzun sürmedi. "Hayır, şey- yani.." Durdu. Derin bir nefes alıp devam etti. "Biliyorsun yaptığımız birçok şeyin kalıcı sonuçları vardır. Ve bizler yetişkinler olarak sorumluluk almalıyız." Salazar anlamaya çalışıyor gibiydi. "Ne demek istiyorsan açıkça söyleyebilirsin Rowena." Ve sözcükler bir anda ağzından fırladı. "Ben hamileyim!"

Ravenclaw'un LanetiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin