12.Bölüm

74.1K 3.8K 1.8K
                                    

Hava iyice karardığında sahnedeki şarkıcı yavaş bir şarkı söylemeye başlamıştı. Poyraz bu anı bekliyormuşçasına elini belime yerleştirince ona söz verdiğim için kollarımı ensesinde birleştirdim.

Yavaş yavaş sallanmaya başladığımızda kafamı Baran'a çevirdim. Bizi izliyordu, Melek ona bir şeyler söyleyince yavaşça kafasını salladı ve bakışlarını üzerimizden çekip elini Melek'in beline koydu.

Sakın kıskanma, Mira.

Poyraz'a odaklanıp gülümsemeye çalıştım. Belki de sevdiğim çocuğun bir kızla dans etmesine odaklanmak yerine beni seven çocukla dans edişime odaklanmalıydım.

Melek koluma dokunana kadar daldığımı fark etmemiştim. "Biz Baran'la bara gidiyoruz. Siz burada dans etmeye devam edin."

Poyraz'ın sinirlendiğini hissedince ensesindeki saçlarla oynayıp onu sakinleştirmeye çalıştım. Ben de elimde olmadan sinirlenmiştim ama belli edemezdim.

Telefonum çantamda titreşince ondan bir süre ayrılıp gelen mesaja baktım.

Melek: Poyraz'ın bar tarafına gelmemesini ve bakmamasını sağlar mısın? Şimdiden teşekkürler :*

Kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. Gerçekten onu öpmeyi deneyecek miydi?

Poyraz'ın arkası bar kısmına dönüktü. Sahneden yansıyan ışıklar yardımıyla onları bulmaya çalıştım. Sonunda görüş açıma girmişlerdi. İkisinin elinde de bir bardak vardı ve yakınlardı. Baran, kafasını bizi arıyormuşçasına çevirince başka taraflara bakmaya başladım.

Birkaç saniye sonra tekrar baktığımda Melek'in tam anlamıyla cilveler yaptığına şahit oldum. Poyraz yanımda "Gidip bir baksam mı şunlara? Bir şeyler yapıyor olmasınlar?" deyince kabul etme şansım vardı. Melek'i yapacağı şeyden engelleme şansım vardı.

Ama yapmadım. "Poyraz, ablanı biraz rahat bırakmalısın." İç güdülerimle hareket etmeyi tercih ettim. Bir tarafım böyle olması gerektiğini düşünüyordu. Baran önüne gelen kızla öpüşen-hatta konuşan-biri değildi. Eğer geri çekilmezse gerçekten Melek'e karşı bir şey hissediyor demekti ve bunu öğrenirsem Baran'ın benim için doğru kişi olmadığını bilecektim.

Poyraz başını omzuma koymuştu, ben de onun omzunun üstünden Baranları izlemeye devam ediyordum. Melek elini Baran'ın elinin üstüne koydu ve parmaklarını yavaşça kolunda hareket ettirmeye başladı. Baran, Melek'in parmaklarını gözleriyle takip etti ve daha sonra tekrar yüzüne baktı. Kalbim deli gibi çarpıyordu ve yere düşmememin tek sebebi Poyraz'a tutunuyor olmamdı.

Melek bir elini Baran'ın yüzüne yerleştirdi ve yavaşça yüzünü yaklaştırdı. Dudakları arasında santimetreler kalınca ne zaman dolduğunu anlamadığım gözlerimden yaşlar akmaya başladı. Daha fazla bakamazdım.

Sarsılmaya başladığımda Poyraz kafasını hızla kaldırdı ve yüzüme şaşkınlıkla baktı. "Mira?" sesi o kadar şefkatliydi ki.

Hıçkırıklarım arasından "Seni sevmeyi o kadar çok isterdim ki...Çok özür dilerim Poyraz." dediğimde gözyaşlarımı silip "Özür mü? Bunda özür dilenecek ya da ağlanacak bir şey yok Mira, bu senin elinde olan bir şey değil." dedi.

Ona iyice sarılıp kafamı boynuna gömdüm ve ağlamaya devam ettim. Baranlara bakacak cesareti kendimde bulamıyordum. "Gitmek istiyorum." Sesim fazla boğuktu ama dediğimi anlamıştı.

"Tamam, Melek'e yolda mesaj atarım."

İlk defa Melek'i rahat bırakmıştı.

Uber'de Poyraz'ın göğsüne yaslanmış öylece duruyordum. Öpüştüklerini her düşündüğümde ağlayasım geliyordu.

5 NUMARAWhere stories live. Discover now