24.Bölüm

71.1K 3.5K 1.3K
                                    

"Başka birini bekliyordun galiba." dedikten sonra içeri geçip kapıyı arkasından kapatınca ona şaşkınlıkla baktım. "Seni beklemediğim kesindi."

Çarşafın üstünde duran kıyafetlerimden dolayı hangi yatakta yattığımı anladı ve kendi yatağıymışçasına yayıldı. "Sürpriz yapayım dedim."

"Ne istiyorsun?" diye sordu umursamazca. Aklım hâlâ Mira ve Poyraz'ın aynı anda çevrimiçi olmasındaydı.

"Hadi ama, bu kıyafetlerle yatağında yatıyorum! Etkilenmemiş olman imkansız." dediğinde kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum. "Beni etkilemek için mi giydin o kıyafetleri?"

"Evet." Bunu açık açık söylemesi yüzsüzlük müydü özgüven miydi bilmiyordum.

"Peki gerçekten etkileyebileceğini düşündün mü?" diye sorduğumda tereddüt etti. Benim böyle şeylerden etkilenmeyeceğimi biliyordu, sadece şansını denemek için geldiği belliydi.

"Neden etkilenmiyorsun, çıldıracağım!" diye söylenip yataktan kalktı ve tam karşımda durdu. "Çünkü ben birini, sırf orasını burasını gösterdi diye ilgi çekici bulmam. Mesela Mira'nın bacaklarını ilk kez maç günü dans ederken görmüştüm ve o güne kadar gayet de ilgimi çekmişti."

Bir süre suratıma baktıktan sonra "Ondan hoşlanmaya başlamışsın." diye mırıldandı.

"İlgimi çektiğini söyledim, hoşlandığımı değil." dedim ciddi surat ifademi koruyarak.

"Eskiden onun hakkında konuşurken gözlerin parlamazdı, şimdiyse parlıyor."

Buna verecek cevabım yoktu. Melek'in tespitleri genelde doğru çıkardı ve bu da onlardan biriydi. "Bu seni ilgilendirmez."

"Sevdiğim çocuğun başka bir kızı sevmesi beni tabi ki ilgilendirir." dediğinde neredeyse ona acıyacaktım ama tuttuğum kin kolayca yok olmuyordu. "Melek, artık gitsen iyi olur."

Onu kovduğum için suratı düşse de kapıya doğru ilerledi. Sonunda ondan kurtulacağımı düşündüğüm sırada bana dönüp "Eğer istediğim şeyi yapmazsan Mira'ya söylerim." dediğinde söylediği şeyi anlamam birkaç saniyemi almıştı. "Beni tehdit mi ediyorsun?"

"Sen beni düşünmüyor olabilirsin ama ben kendimi düşünmek zorundayım."

"Sence sana inanır mı?" deyip onu vazgeçirmeye çalıştım.

"Belki beni bir yalancı gibi görüyor olabilir ama seni sevmeme rağmen bunu gidip ona söylersem bana kesinlikle inanır."

"Ben de gidip bunun doğru olmadığını söylerim." Henüz sevdiğimi söylemeye hazır değildim.

"Şaka mı yapıyorsun Baran? Eğer bunun doğru olmadığını öğrenirse neler yaşayacağını hiç düşünmüyor musun? Önce bir kuş gibi gökyüzünde uçacak, gerçek olmadığını fark ettiğinde ise kanadı kırılacak ve yere çakılacak."

"Ne istiyorsun?" diye sordum bıkkınlıkla. "Eğer saçma sapan bir şeyse asla yapmam."

"Merak etme, gayet basit bir şey. Sadece bana iyi davranmanı istiyorum."

"Nasıl yani?"

"Mesela gördüğünde selam vereceksin, seninle konuşmaya çalıştığımda beni terslemeyeceksin. En azından kamp bitene kadar."

"Senden daha şeytani fikirler beklerdim." dedim şaşırdığımı belli ederek.

"Baran, benim asıl olayım sensin, Mira değil. Bana da ona gösterdiğin gibi ilgi göstermeni istiyorum. Normalde daha farklı şeyler isterdim ama bugün onu sevdiğini gözlerinde gördüm. Onu severken benimle daha ilerisine gitmeyeceğini biliyorum. Gerçi onu sevmeseydin de benimle daha ilerisine gitmezdin." deyip kendi kendine güldü.

5 NUMARAWhere stories live. Discover now