17.Bölüm

80K 3.7K 1.5K
                                    

Pencerenin önüne oturmuş, süzülen kar tanelerini izlerken aklımda sadece Baran'ın beni öptüğü an vardı. Uzun zamandır bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyordum.

Şarj olması için bıraktığım telefonumun melodisini duyunca hızlı adımlarla odama ilerledim. Hale arıyordu.

Dün geceden beri fazlasıyla mutlu olduğum için telefonu coşkuyla açtım. "Günaydın!"

"Ben yanlış kişiyi mi aradım?" diye sordu şaşkınlıkla. "Bu kadar mutlu uyanacağını düşünmemiştim. Yoksa dün gece bir şeyler mi oldu?"

"Belki." dedim gülümseyerek.

"Anlatmak zorundasın! Hatta buluşmamız gerekiyor. Bütün gün evde oturmak istemiyorum,  bir yerlere gidelim."

"Normalde evde kalmayı tercih ederim ama şu an aşırı mutlu olduğum için her şey cazip geliyor."

"O zaman her zamanki alışveriş merkezine!"

"Hale, bugün herkesin orada olacağından eminim ve ben tanıdık biri görmek istemiyorum." Buralarda popüler olan bir alışveriş merkeziydi, oraya ne zaman gitsem bizim okuldan birilerini görüyordum.

"Bize ne canım onlardan? Hem fena mı, belki Baran'ı da görürsün."

Sonunda telefonu kapattıktan sonra giyindim ve ailemden izin aldıktan sonra dışarı çıktım. Annem yüzünden o kadar kalın giyinmiştim ki, zar zor yürüyordum.

Metroya kaygan yerler yüzünden düşmeden ulaşınca derin bir nefes aldım. Cebimde pasomu ararken orada olmadığını fark etmem uzun sürmemişti. Diğer ceplerime de bakmıştım ama yoktu. 

Benim için basabilecek bir kişi ararken bir teyzede karar kıldım ve "Benim için de basabilir misiniz?" deyip elimdeki bozuk paraları ona gösterdim. Basacak gibi olmuştu ama arkadan gelen sesle durdu. "Sen dur teyze, ben basarım."

Bastı ve ben şaşkınlıkla ona bakarken beni geçmem için ittirdi. Sonra da kendisine bastı ve yanıma geldiğinde ona parayı uzattım.

"Almazsam dövecek gibi duruyorsun, en iyisi alayım." dedi ve parayı cebine koydu.

"Burada ne işin var Emre?" diye sordum yürüyen merdivene binince.

"Evim buralarda, yılbaşı tatilindeyiz ve arkadaşımla buluşmaya gidiyorum. Bu yeterince açıklayıcı mı?"

Bir anlığına beni takip etmiş olabileceğini düşündüm ama bu fazla abartı olurdu. Sonuçta çocuğun tek derdi ben değildim.

Farklı yönlere giden metrolara binmek için birbirimizden ayrılcakken Emre "Görüşürüz, Baran'ınki." dedi ve ona cevap vermeme fırsat vermeden perondaki metroya bindi.

Alışveriş merkezine ulaştığımda Hale'yi arayıp nerede olduğunu sordum. Gelmek üzere olduğunu söyleyince en üst kata çıktım ve boş masalardan birine oturdum.

Telefonumla ilgilenirken Hale beni buldu ve yeni bir film çıktığını, kesinlikle izlememiz gerektiğini söyledi.

"Lütfen bana korku filmi olduğunu söyleme."

"Tam olarak korku değil, gerilim gibi."

"Girmek zorunda mıyız?"

"Evet! Hadi!"

Beni peşinden sürükleyip sinema bölümüne getirdiğinde tanıdık biri görmemek için etrafa bakmamaya çalışıyordum.

Görmemiştim ama duyduğum gülüşün Giray'a ait olduğuna yemin edebilirdim. Kafamı sesin geldiği tarafa korkarak çevirdiğimde basketbol takımından birkaç çocuğun koltuklarda oturduğunu gördüm. İçlerinde Baran'ın olmamasına biraz da olsa sevinmiştim çünkü onu gördüğümde nasıl davranacağımı bilmiyordum. Aslında abartıyordum, o öpücüğün onun için hiçbir anlamı yoktu çünkü. Hatta belki de unutmuştu.

5 NUMARAWhere stories live. Discover now