34.Bölüm

77.9K 3.3K 2.1K
                                    

Multimedia Poyraz :))

Nefes alışverişlerim hızlanınca kendimi rahatlatmak için büyük çaba harcadım. İlk yaptığım şey yatağın yanında yere çöküp kafamı korumaktı. Aklıma gelen ilk şey okulda yapılan deprem tatbikatları olmuştu, tabi o zamanlar ders kaynadığı için arkadaşlarımla gülüşüyorduk. Şimdiyse deprem gerçekti ve ben tek başımaydım.

Yüzümü buruşturmuş sarsıntının durmasını beklerken Baranların ne yaptığını fazlasıyla merak ediyordum. Üstlerine bir şey devrilmemiş olması için dua ediyordum.

Sallanmayı kestiğimde hızla ayağa kalkmıştım ama az önceki sallantının ve aniden ayağa kalkmanın etkisiyle başım dönmüştü, gözüm kararmıştı. Dengemi kaybedip yere düştüğümde çarptığım ağır bavul ayaklarıma düşmüştü. Acıyla inlerken gözlerimin dolduğunu hissetmiştim.

Koridorda herkesin koştuğunu hissedince tüm gücümle bağırdım ama çığlıklardan dolayı kimse beni duymuyordu. Duysalar bile ben kapıyı açamadan içeri giremezlerdi, öncelikle benim kapıyı açabilecek hale gelmem gerekiyordu.

Başım dönmeye devam ederken kendimi kapının önüne sürükledim ve zorlukla uzanarak oda kartını çıkartıp kapıyı açtım. Koridorda kimsenin kalmadığını görünce gözümden yaş gelse de pes etmedim ve kendimi sürükleyerek merdivenlerin önüne geldim. Nasıl ineceğim hakkında hiçbir fikrim yokken Poyraz'ın geçen yiyiştiği kız başımda dikilip "Bir şey mi oldu? Yardım ister misin?" diye sordu. Sesinde kötü niyet yoktu, olsaydı bile ona güvenmekten başka çarem yoktu.

"Ayaklarım acıyor ve başım dönüyor. İnmeme yardım eder misin?"

"Tabi, gel." deyip beni tüm gücüyle kaldırınca "Teşekkür ederim." dedim ve yavaş yavaş merdivenlerden inmeye başladık.

Baran'dan

"Ulan kızı beğendiysen itiraf et işte."

"Baskı yapma bana Baran."

"Sen Mira konusunda bana baskı yaparken iyiydi!" diye bağırıp yatarken giydiğim kıyafetleri giydim. Tek yapmak istediğim şey balkonda oturup Mira'yla birkaç dakika önce yaşadıklarımızı tekrar tekrar düşünmekti.

Balkon kapısına ilerlerken yer sallanmaya başladığında hızla Hakan'a döndüm. İkimiz de aynı yüz ifadesini paylaşırken yere çöktük. Okuldaki deprem tatbikatları işimize yarasaydı iyi olurdu.

Sallantı bittiğinde "Gidip Mira'yı almam gerekiyor." diye mırıldandım ama Hakan "Bahçeye çıkmak için odasını terk ediyor olduğuna eminim, zaten herkes bahçede olacak. Hem onun katı fazlasıyla kalabalık." diyerek kötü şeyler düşünmemi engelledi.

Hızla merdivenlerden inerken öğretmenler avazları çıktığı kadar bağrıyordu. Herkesin dışarı çıkması gerektiğini söylerlerken çoktan bahçeye çıkmıştık bile. Gözlerim Mira'yı ararken birçok kızın dışarda olduğunu gördüm ama o yoktu. Pelin'i gördüğümde hızlı adımlarla yanına ilerledim. "Pelin, Mira'yı gördün mü?"

"Hayır, nerede olduğunu bilmiyorum." dedi telaşla.

"En son odaya çıkmıştı, sizin katta gördüğüm kızlardan birkaçı da burada ama Mira yok." diye bağırıp ellerimi saçlarımdan geçirmiştim panikle.

Öğretmenlerin uyarılarını dikkate almadan koşarak otelin içine girdim ve merdivenlerden çıkmaya başladım. Hakan'ın sözünü dinlediğime bin pişmandım.

İlk katı çıktığımda karşıma bir kız ve Mira çıkınca rahatlamışçasına nefes verip yanına çöktüm. Ağlamış olduğunu gördüğümde ise her şeyi parçalayasım gelmişti.

5 NUMARAWhere stories live. Discover now