26.Bölüm

75.4K 3.5K 1.1K
                                    

Mira'dan

Suratı bana döndüğünde gözlerinde bir gram bile öfke görememiştim. Neler olduğunu anlamaya çalışırken bana doğru yürüdüğünde birkaç adım gerilemiştim ama daha fazla uzaklaşmama izin vermeden kollarını bana sıkıca sarmıştı. "Mira, özür dilerim."

Ağzım şaşkınlıkla açılırken "Bu anın geleceğini biliyordum ama bu kadar erken olacağını düşünmemiştim." dedim.

"Eşeğim ben, gerçekten. Seni ağlattığıma inanamıyorum. Mira, lütfen affet beni."

İma ettiği şeyi hatırlayınca kollarından kurtuldum ve "O kadar kolay değil Baran." dedim.

"Biliyorum, sana inanmalıydım ama çok sinirliydim. Sağlıklı düşünemedim."

"Neden sinirliydin Baran? Bence neden, biliyor musun? Seni sevdiğimi düşünürken, başkasıyla yakınlaşmamı kendine yediremediğin için. Benim böyle bir şey yapabileceğimi düşündüğüne inanamıyorum! Sana nasıl baktığımı görmüyor musun?"

Yüzünde değişik bir ifade belirirken "Sana kendimi hile yapmadan affettireceğim." dedi.

"Ne hilesi? diye sorduğumda bağırış ve motor sesleri artmıştı. İkimizin bakışları da arabaların olduğu yere dönerken gördüğümüz şeyle korkuyla birbirimize baktık.

Arabalar yerlerini almıştı ve yarışı başlatacak kız ortaya geçmişti.

Emre'yi durdurmak için koşarken yarış başlayınca durmak zorunda kalmıştık. Baran küfürler mırıldanırken ben de arabaların arkasından bakakalmıştım. "Hani yarışmayacaktı bu çocuk?"

Etrafımızdaki insanlar bağırıp çağırırken tek odaklanabildiğim şey Baran'ın endişeli haliydi. Şu anda onu terslemenin zamanı olmadığını bildiğim için koluna girip "Sakin ol, iyi araba kullanabiliyor mu?" diye sordum.

"Evet ama şu an kör kütük sarhoş, sıçtık."

"Baran, yapabileceğimiz bir şey yok. Sakin olmak zorundasın!" dediğimde bir süre suratıma baktı ve "Arabamla arkasından gidip onu durdurmaya çalışacağım." dedi.

"Bu kadar aptal olamazsın!" diye çıkıştım, ona hakaret etmek iyi gelmişti. "Eğer arkasından gidersen seninle de yarışmaya çalışır, asla durmaz."

Sesli bir şekilde küfür ettiği an duyulan siren sesleri, herkesin panikle sağ sola koşmasına sebep olmuştu.

Baran'la birbirimize endişeyle bakarken cebinden araba anahtarını çıkardı ve "Araba kullanabiliyor musun?" diye sordu. Gözlerim irice açılırken "Şaka mı yapıyorsun sen? Seni burada bırakmam!" diye bağırdım.

"Ben Emre'yi durdurmaya çalışırken senin de arabayı güvenli bir yere götürmen gerekiyor."

"Ben Emre'yi durdursam, sen arabayı götürsen daha mantıklı olmaz mı?"

"Polislerin dikkati yarışan arabalarda, koşuşturan bir sürü insan var. Kimse dikkatini sana vermez."

"Baran..."

Bana uyarıcı bir bakış atıp "Vakit kaybediyoruz." dediğinde yapacak bir şeyimin kalmadığını anladığım için Baran'ın arabasına doğru koşturmaya başladım. Zaten ilk geldiğimde gördüğüm için yerini biliyordum.

5 NUMARAWhere stories live. Discover now