29.Bölüm

74.7K 3.5K 1K
                                    

@vozdemuerte adlı kullanıcıya kapak için teşekkürler :)

"Melih! Melih! Melih!"

Yanımda oturan Baran'ın bana kaşlarını çatarak bakması dışında her şey iyi gidiyordu. Tamam, başka bir çocuğa tezahürat yapmam pek normal değildi ama zorunluluktan yapıyordum sonuçta.

"Melih'i sikeyim." diye mırıldanan Baran'a kahkaha atmamak için zor tutmuştum kendimi. Geldiğimizden beri Melih'e çeşitli küfürler ediyordu ve bunları sadece ben duyuyordum. "Artık küfür etmeyi bırakır mısın?"

"Maç bitene kadar bırakmayacağım. Çocuk aşırı sinirimi bozuyor, tipe bak." Elimde olmadan kıkırdadığımda bakışları yumuşamıştı ama kısa sürede tekrar eski haline dönmüştü.

Melih önümüzden geçerken "Sesini duyamıyorum Mira." deyince gözlerimi devirip "Hadi Melih, yapabilirsin!" diye bağırdım. Baran yine bir küfür mırıldanmıştı. "Eğer yarınki maçta bana da böyle tezahürat yapmazsan bozuşuruz."

"Aramız zaten bozuk Baran."

Şirince gülümseyip "Şansımı denemek istemiştim." dediğinde çaktırmadan güldüm. Yarınki maç yarı final maçıydı ve yenersek finale çıkıyorduk. Karşı takımın dans eden kızları olmadığı için biz de dans etmeyecektik ama maçı tribünden takip edecektik.

Melih ayağındaki topla hızla ilerlerken birden kaleye şut çekti ve gol oldu. Ben de sözümü tutmak zorunda olduğum için zıplayarak "Gol!" diye bağırdım. Melih'in takımı sevinirken, karşı takım golden önce bir faul yapıldığını iddia ediyordu ve golü kabul etmek istemiyordu.

Önce küçük itişmelerle başlayan tartışma birden büyüyüp kavgaya dönüşünce Baran elimden tutup beni hızlı adımlarla oradan uzaklaştırmaya başladı, artık kaçsak sorun olmazdı çünkü ben görevimi yerine getirmiştim.

"Son günlerde hayatımız fazla aksiyonlu." dedim büyük adımlar atmaya devam ederken.

"Kimin yüzünden acaba?"

"Çocuğun yüzüne yumruk atan ben değilim."

"O yumruğu sonuna kadar hak etti. Ağzımı açtırma şimdi benim."

"Bir kere de ağzını açsan şaşacağım zaten Baran, korkağın tekisin." Kelimelerin ağzımdan çıktığını fark etmem birkaç saniyemi alırken Baran'a baktım. "Neden korkakmışım?"

"Hâlâ bana net bir şey söyleyemiyorsun. Bir seviyor gibisin, bir sevmiyor."

"Farkındaysan beni sevdiğini başkaları sayesinde öğrendim. O videoyu göstermeselerdi gelip beni sevdiğini asla söylemezdin." dediğinde histerik bir kahkaha attım. "Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"

"Beni korkak olarak görüyor olabilirsin ama sen de bir korkaksın. Duygularınla yüzleşmek yerine sarhoş olacak kadar hem de." Kendini savunmak için bana laf atması beni iyice sinirlendirirken "İki korkağın bir araya gelmesi pek de iyi bir fikir değildir belki de." diyerek arkamı döndüm ve sadece birkaç adım sonra yan sokaktan karşıma çıkan kişiye baktım.

"Hale?"

Hale'den

"Çıkışta Mira ve Baran, o çocuğun halı saha maçına gidecekmiş."

"Lütfen bana onlarla gitmek istediğini söyleme." dedim elimdeki kalemi kitabın üstüne bırakırken. Hem test çözüp hem Ege'yle telefonda konuşmak kolay olmuyordu. "Aslına bakarsan, istiyorum. Olay çıkma ihtimali oldukça yüksek, orada olursak daha iyi olabilir."

"Mira bundan hiç hoşlanmayacak, biliyorsun değil mi?"

"Haberi olmak zorunda değil."

"Gizlice takip mi etmek istiyorsun? Aklını mı kaçırdın sen?"

5 NUMARAWhere stories live. Discover now