42.Bölüm

60.2K 2.7K 684
                                    

"Hassiktir." diye mırıldanan Baran'ın bakışlarını takip ettiğimde karşıma el ele tutuşarak bize doğru gelen Pelin ve Hakan çıkmıştı. Küfür etmekte haklıydı.

İkisi de sırıtarak yanımıza yaklaştığında "Ben mi yanlış görüyorum yoksa siz çıkıyor musunuz?" diye sordum.

"Siz olursunuz da biz olmaz mıyız?" diyen Hakan'a, Baran "Hayırlı olsun kardeşim." deyince ben de Pelin'e sarılmıştım. Uzun zamandır bu anı bekliyorduk.

"Pelin, lavaboya gidelim mi?" diye sorduğumda ona detayları soracağımı anladığı için hemen ayağa kalkmıştı.

"Mira, Pelin'i de yanında götürmek zorunda mısın? Yeni sevgili olduk, bırak da tadını çıkaralım." Hakan'ın isyanına kıkırdayıp "Yemedik sevgilini, birazdan geleceğiz." diye cevap verdim.

Kantinden çıkıp gözden kaybolduktan sonra "Anlat çabuk!" dedim heyecanla.

"İşte geldi, beni sevdiğini ve üzmeyeceğini söyledi. Ve şey, öpüştük."

"Ne?" diye cırladığımda tüm gözler bana dönmüştü. Dudağımı ısırıp etrafa mahçup bakışlar attıktan sonra daha kısık sesle "Ciddi misin? Nasıldı? İyi miydi?" diye sordum.

"İyiydi sanırım."

"Asıl sen dün akşam Baran ve annesiyle neler olduğunu anlat." dediğinde baştan sona her şeyi anlatmıştım.

•••

Okuldan çıkıp kafeye gittiğimde içerisi fazla yoğun değildi. Bunu fırsat bilip Hale'nin yanına koşturup ona tüm olan biteni anlatmıştım.

Birkaç saniye sonra içeri Poyraz girdiğinde devrilen gözlerim, hemen arkasından giren Baran ve Hakan'ı görünce şaşkınlıkla açılmıştı çünkü Baran direkt eve gideceğini söylemişti.

İkisi de birbirine yakın masalara oturunca önce Baran'ın yanına gittim. "Hani eve gidecektin?"

"Poyraz'ın buraya geleceğini duyduğumda direkt eve gitmekten vazgeçtim. Şeytan diyor ki tut yakasından dışarı sürükle."

"Sakın öyle bir şey yapma." diye uyardığımda Hakan ortamı yumuşatmak amacıyla "Her zamankinden istiyoruz Mira." dedi. Ona gülümseyip tezgaha dönerken Poyraz'la göz göze gelmiştim ve şimdi onun siparişini almak zorundaydım. Başkasını göndersem de beni isteyeceğini biliyordum.

Yavaş adımlarla yanına ilerledim ve tepesinde dikildim. "Ne istiyorsun?"

"Beni affetmeni."

"Yaptığım şey affedebileceğim bir şey değil ki. Belki sana çok basit bir şey gibi geliyor ama değil. Beni izinsiz öptün, üstelik sevgilim varken! Nasıl affetmemi bekliyorsun?"

"Evet, yaptığım şey yanlıştı ama sevdiğim kızın başka biriyle çıkması ve benimle konuşmaması ne kadar zor, bir fikrin var mı?"

"Seninle konuşmamamın sebebi sensin Poyraz."

"Sen hâlâ akıllanmadın mı?" Yanımızda beliren Baran'ı görünce hafif önüne geçerek Poyraz'a direkt temas etmesini engelledim. Umarım kavga çıkmazdı.

Poyraz da "Konuşmak da mı yasak?" deyip ayağa kalkınca iyice ortalarına geçip Hakan'a yardım dilercesine baktım. Neyseki hızlı adımlarla yanımıza gelip Baran'ı biraz uzaklaştırmıştı.

"Onu Mira'ya yavşaklık yapmadan önce düşünecektin."

"Sen de zamanında yapmadın mı? Mira'nın seni sevdiğini öğrendikten sonra 4 ay boyunca karşılık vermedin ama onu yine de yanında tuttun. Yavşak olmasan, sevmediğin bir kızla bu kadar yakın olur muydun?" Poyraz'ın dedikleri suratımın donmasına sebep olduğunda beynimin düşüncelerle dolup taştığını hissedebiliyordum. Baran, bir aralar beni sevmemesine ve onu sevdiğimi bilmesine rağmen benden uzak durmamıştı. Bu iyi miydi, kötü müydü bilmiyordum.

5 NUMARATempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang