1. Bölüm

10.4K 354 71
                                    

Bölüm Notu:

Aslında azkabanda Sirius için en çok üzüldüğüm noktalardan biri onu 12 yıl boyunca bekleyen kimsenin olmamasıydı. Galiba ordan çıktı ve tabi Sirius'a olan sevgimden bunu konuda yazmayı çok istedim.

1. BÖLÜM

Gözlerimi güneşin ilk ışıklarıyla açmıştım. Göz kapaklarım tekrar uyumam konusunda diretirken beynim biran önce kalkmamı söylüyordu.

Saat dokuzda Bulgaristan Sihir Bakanlığı'nda ki yerimi almalıydım. Yorucu bir gün olacağı kesindi. Sonuçta seherbazlar bürosu ne zaman sakindi ki?

Üzerime kıyafetlerimi ve cübbemi geçirirken içimde acayip bir his vardı. Sanki bugün bir şey olacaktı. Ya da olmuştu. İyi ya da kötü... Bir şey olacaktı.

Kahvaltım boyunca aynı his beynimde gezinmeye devam etmişti. Kahvaltımın sonuna doğru pencereme konan bir baykuşla evde ki derin sessizlik bozulmuştu. Genelde bana doğru düzgün posta gelmezdi. Yerimden kalkıp baykuşun yanına gittim ve bacağındaki parşömeni aldım. Parşömenin üzerinde bakanlığın mührü vardı.

Parşömeni hızla açıp okumaya başlamıştım.

Sayın Miss Elmer,

Dün gece Azkaban Hapishanesi'nde bulunan bir tutsağın kaçtığı bilgisine ulaştık. Sabah 8.30'da yapılacak olan toplantıya katılmanız gerekmektedir.

BULGARİSTAN SİHİR BAKANLIĞI

Vücudumdaki tüm hücrelerin donduğunu hissetmiştim.

Bedenimin kaskatı kesilmesinin yanında düşünemez olmuştum. Azkaban'dan bir tutsak kaçmıştı. İçimi bir sıcaklık kaplarken ''Sirius...'' diye bir fısıltı dökülmüştü, dudaklarımın arasından. Sirius olabilir miydi?

Cübbemin içindeki asamı çıkarıp küçük bir delikten geçer gibi bir hissin beni ele geçirmesine izin vermiştim.

Gözlerimi açtığımda cisimlendiğim yere bakmıştım. Bulgaristan Sihir Bakanlığı'na gireceğim pasajın önündeydim.

Bakanlık binasına gireceğimiz eski pasaja girip pasajın içindeki küçük mağazaya dalmıştım. Mağaza muggleların dikkatini çekmemesi için bir büyüyle korunuyordu. Mağazada ki kabinlerin önü bakanlığa girmek için sırada bekleyen insanlarla doluydu. Önümdeki yedi kişiden sonra kabine girdim ve perdeyi çekmemle cisimlenir gibi bir hisle birlikte kendimi bakanlıkta bulmuştum

Son kattaki toplantı salonuna ilerlerken bacaklarım titriyordu. Gözümdeki yaşların akmaması için zor tutuyordum kendimi. Sirius olabilir miydi? Azkaban'dan ilk defa kaçmayı başaran kişi Sirius olabilir miydi? Evet, deli doluydu ama...

Saat 8.15'te toplantı salonundaydım. Benim dışımda üç-dört kişi vardı. Zorlukla gülümsemeye çalışırken ''Günaydın.'' diye mırıldanmıştım. Tabii, içimdeki heyecan bu kadar doruktayken nasıl gülümseyebilirsem.

Salondakiler "Günaydın Miss Elmer." diye karşılık vermişlerdi. Her zaman ki gibiydik. Ciddi birer iş arkadaşı.

Masadaki dosyalara gönülmüş kızın yanına oturmuştum. Derin bir nefes alırken "Kim kaçmış Azkaban'dan, bir bilgin var mı?'' diye sordum.

Başını dosyalardan kaldırmadan ''Bilmiyorum'' diye cevap verince heyecanım artmıştı. Bir yandan da gözyaşlarımı tutmaya çalışıyordum. Yıllardır adını bile ağzıma almamaya o kadar dikkat etmiştim, onu hatırlamamak için o kadar çaba harcamıştım.

Tabii, bunları tek bir saniye bile yapamamıştım.

Her saniye aklımdaydı. On iki yıl boyunca. Her şeyimi onu savunduğum için kaybetmiştim. Ailemi, arkadaşlarımı, işimi ve en önemlisi kendimi...

Gözyaşlarım yanaklarımdan süzülürken "Ne olur Sirius olsun, ne olur...'' diye mırıltılar dökülmüştü, dudaklarımın arasından.

"Miss Elmer?" Birisinin bana seslenmesiyle kendime geldim. Elimin tersiyle hızla gözyaşlarımı sildim. Bulgaristan Sihir Bakanı Mr Greyson toplantı salonuna girmişti. "İsterseniz çıkabilirsiniz." diye fısıldadı bana doğru.

Gülümsemeye çalışmıştım. Yerinde dikleşirken "Önemli değil." diye mırıldanmıştım. "Kalmak istiyorum."

Mr Greyson başını tamam anlamında sallamıştı. Tüm salona dönmüştü. "Evet, öncelikle günaydın diyeceğim ama pek de aydınlık bir gün olduğunu söyleyemiyoruz." diye konuşamaya başlarken hızla araya girmiştim. "Kim kaçmış?"

Tüm salon bana bakarken Mr Greyson "Şimdi söyleyeceğim." demişti. "Sabah beş civarında Londra'dan aldık haberi. En güvenilir seherbazlarımızdan birkaç kişiyi bu konu üzerinde çalışması için Londra'ya göndereceğiz. Kaçağın nasıl kaçtığı konusunda en ufak bir bilgiye sahip değiliz."

Sabrım en son raddesine ulaştığında "Kim kaçmış?" diyerek sorumu yenilemiştim. Sesimin titremesine engel olmaya çalışmıştım ama becerememiştim.

Mr Greyson bana aldırmadan konuşmaya devam etmişti. "Şuan mugglelar konusunda da Londra çok zor durumda. Yardımlarımıza ihtiyaçları varmış." Biran sesi kesilmişti ve sonra bana dönerek devam etmişti. "Miss Elmer'in ısrarla sorduğu soruya gelirsek... Azkaban'dan kaçmayı başaran ilk tutsak: 13 kişiyi tek bir lanetle öldüren Sirius Black!''

O an her şey durmuştu. Tüm bedenime elektrik şoku verilmiş gibi titredim biran. Sonraki an ise yüzümdeki gülümsemeye engel olmaya çalışarak dudaklarımı ısırıyordum.

Mr Greyson tüm salona dönerken "Biz görevli olarak sadece üç seherbaz seçtik. Birincisi, daha önce de Sirius Black'in dosyasıyla ilgilenmiş olduğu için Miss Elmer...''

Ve, işte bu!

Sirius kaçmıştı. Onu bulmalıydım. Onun ağzından o kadar mugglelı onun öldürmediğini duymalıydım. James ve Lily'i onun satmadığını duymalıydım.

Peki ya bunları yapmışsa... Ya yıllardır yapmadığına inandığım o adice şeyi yapmışsa...

Peki, benim tanıdığım Sirius bunları yapar mıydı? Benim aşık olduğum adam bunları yapar mıydı? Ben onu ne kadar tanıyordum?

Bölüm Sonu Notu:

Umarım beğenirsiniz. Yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz (:

Sana Güveniyorum... | Sirius Black & Ige ElmerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin