Soğuk yara

133K 5K 834
                                    

BÖLÜM 5

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

BÖLÜM 5

SOĞUK YARA

"Çık! Şuradan çık artık!"

Kahretsin. Senden ne çok çektim ben. Çık şuradan artık. Beni çıldırtma noktasına getirmeden şu lanet yerden çık. Yoksa cidden delirecektim. Bu kadın beni zıvanadan çıkarıp tahammül sınırlarımı zorluyordu. Bana sürekli olarak diklenmesi, sözlerime karşılık vermesi beni ben olmaktan çıkarıyordu.

"Çocuk gibi davranmayı kesip hemen o fare deliğinden çık."

Son sözlerim her ne kadar etkili oldu bilinmez ama sonunda kilit sesi duyulmuş o küçük burnunu soktuğu delikten çıkarmıştı. Bana cevap vermek yerine aksine beni görmezden gelerek yanımdan geçtiği sırada kolundan tutarak "Annem yemek getirdi." demiştim. 

"İstemiyorum..." 

Kolunu benden kurtarıp uzaklaşmaya başladığı sırada derin bir nefes aldım. Bu kadın kesinlikle zorbalıktan anlamıyordu. Belki tatlı dilden anlar diye kendimi sakinleştirmeye çalışarak son bir kez daha derin nefes aldım. Aksi halde bu trajedi basit töre dizilerine dönecekti.

"Bak birbirimizden haz etmiyor olabilir ama şunu da unutma ki aynı odada kalıyoruz. Aynı çatı altında yaşarken birbirimize karşı toleranslı olmalıyız. Aksi halde ikimizin de canı sıkılacak ve benim canım sıkıldığında pekte iyi bir adam olamıyorum. Bu yüzden tatlı bir dille söylüyorum. Yemeğini ye."

Miray önce aşını çatıp bana baktı sonrada yemeklere. "Burada kişi kişilik yemek var," dediğindeyse istemsizce iç çektim. Onun yüzünden yemeğimi yarım bıraktığımı unutmuş olmalıydı. Neyse ki dipnotları severdim. "Malum, hani bende yemek yemedim ya."dedim üstüne basarak. O ise kısık sesle "Anladım." diyerek yemeğin yanına geçti. Bu sefer kaş çatma sırası bendeydi. Galiba tatlı dil yılanı yatağından çıkarma olayı bir hayli gerçekti... 

"Adımı biliyor musun?" 

Birlikte yemek yemek için yanına geçip oturduğumda sorusuyla şaşırmıştım. Adını gayette iyi biliyordum. Pek çok kez de dile getirmiştim. Ona "Sence?"diye sorduğumda "Peki, benim hakkımda başka ne biliyorsun?" diye sorduğunda asıl niyeti yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Bunlar hiçte rastgele sorular değildi. Yine de olumlu yaklaşarak onu süzdüm. Madem tatsızlık istemiyordum. Huyuna gitmek zorundaydım.

"Siyah saçlar, beyaz ten, kahverengi gözler, boyun da neredeyse yetmiş. Bu kadar. Yeterli mi?"diye sordum. Onun hakkında bildiklerim gördüklerimden ibaretti. Ciddi anlamda onun hakkın da başka hiçbir şey bilmiyordum. 

Miray bakışlarını yemeğe sabitlediğinde konuşma buraya kadar galiba diye düşünerek çorba içmek için kaşığı elime almıştım. Tam o sırada sakin şekilde "Senden bir şey isteyebilir miyim?" diye sordu. Bana rica mi etmişti yoksa bana mı öyle geliyordu?

BARAN BEY 🚬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin