BÖLÜM 10 💃

105K 4.1K 270
                                    

   Sabah erkenden uyanarak evden çıkmıştım. Dün geceden sonra evde fazla kalmak doğru olmazdı.. Ben, evden çıkarken ise Miray, koltukta uyuyordu ya da uyumuş numarası falan da yapıyor olabilir 'ondan artık her şeyi bekliyorum' modundaydım.

İlk iş fabrikaya uğradım. İşleri üstün körü baktıktan sonra Ferit'in yanına uğramak için yola koyuldum oradan çıktıktan sonra da Aydan'la buluşmam gerekiyordu..

"Ferit, içerde mi?" diye sordum sekretere.

"Baran bey?" diye sorduğunda başımla onaylayarak "Evet.." demiştim. Sekreter ayağa kalkarak önden yürüdü. İçeriye girdiğimde ise Ferit içtenlikle karşılamıştı.

"Damat bey hoş geldin."

"Hoş bulduk da sanki damat olmadı ne dersin?" diye sordum elini sıkarken. Damat bey hiç hoşuma gitmemişti.

"Neden bir sorun mu var?" diye sorduğunda cevabını almadan. "Soğuk, sıcak ne içerisin?.."

"İçmesem daha iyi olacak aç karnına..."derken Ferit, kol saatini işaret ederek.

"Saatin kaç olduğunun farkında mısın Baran neredeyse akşam olacak ve sen hâlâ öğlen yemeği yemedin mi?"

"Haklısın ama..."derken düşündüm ben sabah kahvaltısından bahsediyordum. Sonra aklıma gelenle saate baktım saat üçü geçiyordu neredeyse."Siktir."diyerek ayaklanmıştım. Ne ara akşam olmuştu..

"Ne oldu?" diye sordu telaşla Ferit.

"İşi sonra konuşalım benim hemen çıkmam lazım." diyerek kapıya yöneldim. Ferit, arkamdan seslenerek.

"Akşam bizdesiniz ona göre..."

"Tamamdır."

Ferit'in söylediği gibi akşam olacaktı ve benim evde fare olsa açlıktan kesin öldürdü. Yiyecek tek lokma yoktu. Miray, açlıktan ölmemiştir umarım diyerek hızla yürümeye başladım...Telefona baktım Burcu, mesaj atmıştır diye kızın numarası dahi yoktu. Bir saniye ya bu kızın elinde ben hiç telefon görmedim... Neyse önce yemek alıp eve gitmeliyim sonra bunları düşünürüm...

***

Uyandığımda saat ona geliyordu. Tetikte uyuduğum için Baran'ın gittiğini görmüş sonra biraz daha uyumuştum. Uyandıktan sonra evin içinde kısa bir tura çıktım. Ev tam anlamıyla bekar eviydi. Ne az ne çok eşya vardı. Dizaynı desen Baran'dan beklenilmeyecek kadar süperdi.

"Kesinlikle Baran'ın eli değmemiştir yoksa bu kadar güzel olmazdı." dedim panoya dokunarak.

Camın önüne gelerek gündüz gözüyle İstanbul'a baktım. Gündüzü başka gecesi bir başka güzeldi bu noktadan. Aslında Baran, faktörü olmasa buraya geldiğim için göbek atarak sevinçten uçabilirdim. Karımdan guruldamalar gelince

"Ah çok açıktık değil mi sevgili karnım." diyerek kendi kendime güldüm. Bu salak haller Baran dan bulaşmış olmalı yoksa kendi kendine konuşma nedir?

Doğruca mutfağa yönelerek dolabı açtım. Değil dolapta yemek buzdolabı dâhi çalışmıyordu. Dolabı bırakıp çekmecelere yöneldim. Çekmecelerde aynı şekilde bomboştu. Üst kısmı bırakarak alt kısımlara bakmaya başladım.

Sipariş verecek olsam telefon yok. Dışarı çıkmak istesem para yok. Acaba gelirken birkaç altın mı getirseydim. Yok canım onların iğnelerini yine almam. En son çekmece de iki tane İtalyan usulü makarna yanında da sosunu buldum. Alıp ikisini bağırma bastım. Var mıydı bundan büyük bir mutluluk.

"Evde fare olsa açlıktan ölür ..." diye söylene söylene yemeğimi yapıp yemiştim.

Karnımın doyduğunu hissedince bir bardak su alarak salona geçtim. Evde ne yapacaktım şimdi kumandayı alarak tv'yi açtım. Nereye baksam yemek programı vardı. En sonunda bir kanalda güzel bir film bulup izlemeye koyuldum. Uzandığım koltuk o kadar rahattı ki bir süre sonra uyumuş kalmışım ta ki o ses gelene kadar..

"Miray..."

"Rüyamda bari rahat bırak be adam uzak git." diyerek söylendim gözlerimi açmadan

"Miray, rüyanda dâhi benimle kavga ediyorsun ya pes diyorum." demişti yine aynı ses ...burnuma güzel hatta en sevdiğim tarzda koku geliyordu. Hemen gözümü açarak sağa baktım. Hemen yanımda koca bir kutu pizza duruyordu.

"Pizza." diyerek doğruldum.

"Sonunda hiç uyanmıyacaksın sandım." diyerek yanımdaki koltuğa oturdu.

"Havanın karardığını sanmıyorum neden erken geldin?" diye sordum gözüm ise hâlâ pizzadaydı. Onu biraz sevsem elinden zorla alarak yemeğe dalabilirdim.

"Sana yemek getirdim hatta buz gibi kola da aldım " diyerek bana uzattı anında elinden alıp açtım. Yemeğin gururu olmazdı.

"Bir daha olmasın." diyerek soğuk koladan bir yudum aldım. Bir daha beni aç bırakmazdı umarım.

"Ben, biraz naz edersin yemem falan ayaklarına yatarsın diye düşünmüştüm."

"Ne münasebet tabi de yiyeceğim açlıktan öleyim mi?" diye sorarak aynı zamanda enfes kokuların geldiği pizzayı açıp bir dilim aldım elime.

"Afiyet olsun.'"

"Neden bakıyorsun çatal falan kullanacağımı sanıyorsan çok beklersin o kadar narin değilim." dedim. Bir yandan da yemeye çalışıyordum.

"Hayır ondan bakmadım." diyerek uzanıp bir dilimde o aldı.

"Hey neden pizzami yiyorsun ." dedim. Bir ısırık alarak arkasını yaslandı Baran efendi. Uzanıp elinden almak vardı ya neyse

"Sabah kahvaltım bu da ondan."

"Yine sen şanslısın ben makarna yedim kahvaltı niyetine."

"Onu nerden buldun?" diye sorduğunda güldüm. Ondan bile haberi yoktu garibimin.

"Fareler açlıktan ölünce makarnalarda bana kalmış..."

"Az sonra alışverişe çıkarız. Bir daha evcil hayvanların ölmez." demişti sırıtarak. Altta kalmazdım ama önce başka sorunlar vardı.

"Bir saniye seninle hiçbir yere gelmem unutsan iyi edersin."

"Mecbursun Miray, ben her gün sana yemek getiremem alışverişten de anlamam kişisel ihtiyaçlarını da ben alacak halim yok değil mi?" diye sordu. Kişisel ihtiyaçları da bilirmiş.

"Tamam be gideriz bana sesini yükseltme..."

"Akşam Feritl'ere gideceğiz davet ettiler."

"Ferit, kuzenin kocası mı?" diye sordum. Ayça ve abimin olayları malumdu. Nasıl olur da her şeye rağmen beni evlerine davet ederlerdi.

"Evet, kuzenimin kocası. Başka soru?"

"Ona kızgın değil misin bu evliliğe bir sebepte o kız."

"Kuzenim suçu yok." dediğin de yine sinirlendim kuzeni masum bense her türlü suçlu. O kızın yüzüne ben buradayım onlar yüzüne bunca acı.

"Peki, benim ne suçum vardı?" diye sordum. Burada en masum kişi bendim zorla evlendirilen kişide.

"Senin suçun adi bir abinin olması..."

"Sen, çok mu farklısın da abimin adını ağzını alıyorsun?.."

"Miray, sözlerine dikkat etsen iyi olur. Yoksa canını yanar.."

"Senden de yapacaklarından da zerre korkmuyorum Baran Ağa..."

"Korksan iyi edersin."

"Ha ha hah ne yapacaksın bir kızın..."

"Senin saçmalıklarını daha fazla dinlemeyeceğim. On dakika içinde hazır ol..."

"Pisliksin!"


Bütün acı sözlerim yanan yüreğimden dökülüyor. Sen, sakın aldırma olur mu?..




BARAN BEY 🚬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin