Bölüm 25 🏡

82.7K 3.9K 225
                                    

Şaka gibiydi koskocaman iki hafta gözümü kapatıp açana kadar geçmişti. Sadece ilk gün Baran ile kahvaltı yapmıştık onun haricinde uyku baskın geldiği için uyanmıyordum.

Uyandığım da ise bom boş oluyordu ev bende günün çoğunluğunu Baran'ı beklemekle geçiriyordum. Tâbi paşamızın eve erken de geldiği yoktu. Sırf geç geldiği için kapıya koruma bile koymuştu.

Of!.. Buraya geldiğim ilk günlerde o kadar mesut ve mutluydum ki ne karışan ne hesap soran vardı. Ben, hep böyle olacağını sanırken kocaman bir boşluğa düşmüştüm.

Tamam Baran'ı hala sevmiyor olabilirim ama yine de kavgalarımızı küçük küçük atışmalarımızı özlüyorum hatta en çok tartışmaları özlüyorum. Bence bağımlılık yapmış bende ya da dedikleri gibi insan insana muhtaç hesabı ya o söz öyle miydi?..

Of!.. Neyse ben size genel olarak geçen iki hafta mı anlatayım. Zaten kendi kendime konuşmaktan başka çarem mi var?..

Ailem malum Abim haricinde ne arayan ne de sorun vardı. Yengem hapisten çıkıp baba evine dönmüş. Babam ise hâlâ benim adımı duymak dâhi istemiyormuş. Kimden mi duydum. Hani meşhur 'El'elalem kavramı var ya onlardan duydum.

Yeni aileme gelirsek de Mehmet Baba hala bana çok iyi davranıyordu. Fatma Anne de sağ olsunlar onların desteği olmasa hayat daha da çekilmez olacağına eminim.

Neyse ki haftaya dersler başlıyordu. Bu sayede biraz insan yüzü görürdüm. Tabi bunlar içinde Baran da olsa iyi olurdu.

Sıkıntıdan televizyonu kapatmam ile zil çaldı... Yavaşça yerimden kalkarak yavaş adımlarla kapıya gittim. Tam ikinci kez çalmıştı ki kapıyı açmam ile Baran ile göz göze gelmem bir oldu...

"Miray.." dediğinde kesinlikle hayal olmadığına emin oldum. Bu saate Baran eve mi gelmişti. Sanki yıllardır görmüyor gibiydim. Şimdi 'İnsan' gördüm diye bağıracaktım

"Ba...Baran!.."

"Aferin adımı unutmamışsın..."

"Dalga geçmesene evde sıkıntıdan patlıyordum. Hatta kendi kendime olayları dramiteze bile ettim." diyerek kapıyı sonuna kadar açıp geriye doğru yürüdüm. Baran da peşim sıra geldi.

"Nasılsın bakalım?" diye sorduğunda kollarımı göğsümde birleştirdim. Beni hep yanlız bırakıp gidiyordu. Özellikle son üç gündür yüzünü hiç görmemiştim. Neden bir anda mesafe çekmişti aramıza anlamıyorum.

"İyiyim, sen?.."

"İyiyim bende..." dediğinde Baran etrafa kısa bir göz attı. Ne arıyordu ki içeride

"Aç mısın ya da içecek..."

"Gerek yok seninle konuşmaya geldim..." deyince mecbur gibi hissederek tam karşına oturdum.

"Dinliyorum..." dedim. Aslında içimde korku vardı. Sanki kötü bir şey söyleyecek gibi duruyordu.

"Ayça aradı. Aslında uzun süredir arıyordu. Bende onu sürekli geçiştiriyordum. Bu sefer yapamadım. Babam bir şeyler sezmiş olmalı ki bizi kontrol amaçlı..." sözünü keserek.

'Şimdi ne yapacağız..."diye sordum.

"Bize gelin vs. söyledi. Bende düşündüm ki en son biz gittik bu evi de hiç görmediler. İstersen buraya.."

"Olur..." dedim anında. O kadar hasretim insanlara. Baran, bir kaç saniye şaşırdıktan sonra...

"Ne zaman çağıralım bugün yarın.."

"Bugün olsun... Yani şey daha erken ya ben hazırlık yaparım."

"Anladım aradan bir an önce çıksın istiyorsun?" dediğinde somurttum bu adam hep böyleydi. Her seferinde büyük bir zevkle laf sokuyordu.

"Ben, öyle demek istemedim..."

"Neyin var. Hasta mısın?" diye sorunca hafifçe güldüm.

"Korkma iyiyim biraz açıktım galiba... Öğlen oldu yemek yiyelim mi?" diye sordum...

"Zahmet etme.."

"Lütfen..." dedim. O anda bıyık altından güldüğüne yemin edebilirim.

"Peki ama bende yardım edeceğim."

"Tamam.." dediğimde beni süzerek o da ayaklandı. Eğlenceli olacaktı. Bence eve uğramak istememesinin nedeni bendim. Kendini benden uzak tutmaya çalışıyordu. Acaba o geceyi hala düşünüyor mudur?.

"Zayıflamışsın?.." dedi elini ensesine götürerek tabi gündüz gözüyle pek görmediği için.

"Evet, hatta o kadar çok zayıfladım ki kıyafetlerim bol geliyor... " dedim gülümseyerek.

"Kendine yeni kıyafetler alabilirsin." dediğinde alt dudağımı ısırarak..

"Şey..tek başına alışverişe gitmek istemiyorum. Sıkılıyorum. Üstelik bu havalarda..."

"Neden bana söylemedin. Adamlara söyler..."

"Adam..adam ne adamış ya elin tanınmadığım iki adımıyla beni burada tek başına bırakıp gidiyorsun. Sana da söylemiyorum onlara tamam mı?..."

Baran'ın yanından sinirle geçmek istesem de önüme geçerek geçmeme izin vermedi.

"Miray, elin adamı da olsa yaşını başını almış iki adamdan sana ne zarar gelebilir ki onlar ben bildim bileli bizimle çalışırlar..."

"Adı üstünde iki yaşlı adam kendilerine hayırları yok. Başıma iş gelse eve hırsız girse onlar mı beni koruyacak söylesene.."

"Ne istiyorsun küçük hanım genç koruma mı?.."

"Sen hiç...hiç..."

Tekrar geriye dönerek sinirle kendimi koltuğa bırakırken Baran oturmamam için kolumdan tutarak kendine doğru çekti.

" Neden sinirlisin Miray, sen değil miydin yüzünü çok görmek istemiyorum. Mümkün mertebe eve çok uğrama diye. Sırf sen rahat et diye sabahın köründe evden çıkıp gidiyorum. Şirkette gecelediğimi saymıyorum bile... "

"Ben...şey..." dediğimde yüzüne baktım ne ara bu kadar yakınlaşmıştık ki... Nefes almadan iki saniye gözlerine baktım. Kahve gözleri o kadar parlak bakıyordu ki gözlerinde kendimi görüyordum.

Bir süre sonra sağ elini yanağıma koydu. Derin bir nefes alarak gözlerimi kapattım. Gözlerimi açtığımda dudaklarımın üstünde sıcak dudaklarını hissettim. Dudaklarım kendiliğinden açılınca Baran, daha derin öpmeye başlayınca tekrar gözlerimi kapattım...




BARAN BEY 🚬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin