Bölüm 32 👶

82.1K 3.6K 167
                                    

    "Miray!.." Abimi karışımda görmem ile koşarak kucağına atlamam bir oldu. Aynı şekilde abimde sıkıca bana sarılarak.

"Abim!.."

"Güzelim, bu halin ne böyle..." Abim beni kendinden ayırararak yüzüme baktı. Gözlerim dolduğu için başımı öne eğerek.

"Abi, Baran..."

"Başını öne eğme güzelim dik dur..."

Burnumu çekiştirerek yüzüne baktım. O boşanma kağıdını imzaladıktan sonra Baran, bir saniye daha evde kalmadan gitmişti. Bende onun arkasında öylece kalmıştım.

Biraz düşündükten sonra artık bu evde daha fazla kalmamın anlamı yok diyerek. Bende Baran gibi valizimi toparlayarak saate bakmaksızın evden ayrılmıştım. İçim daha fazla acımasın diye eve dönüp son bir kez daha bakmamıştım.

Evden çıkınca Ahmet abi beni hava limanına kadar bırakmış. Lâkin bana inanmayarak biraz da halimi görerek Baran'ı aramıştı. Baran, bana telefonunu açmazken ona açmıştı. Ahmet abinin yüzü düşünce ise dayanamayarak sormuştum.

"Ne söyledi,Lütfen Ahmet Amca..."

"İstediği yere bırak sonra da evine dön dedi kızım..."

Bu sözlerden sonra daha fazla ağlamayacağıma dair söz versem de Abimi karşımda görünce dayanamamıştım.

"Abi, Baran benden boşanmak istiyor?.."

"Ne neden?.."

"Abi ben ona yalan söyledim."

Abim elimden tutarak oturma bölümlerine götürdü. Uygun bir yer bulunca beraber oturduk.

"Korkma anlat küçük kardeşim..."

Önce etrafa baktım herkes kendi derdindeydi. Sonra da gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım. Gözümü açtığımda Abim bir cevap bekliyordu. Bende ona her şeyi baştan anlattım tabi ayrıntılara girmeden... Ne yalan söyleyeyim hiç bu kadar utanıp kızarmamıştım. Aslında burada anlatmamalıydım değil mi beni neden daha önce uyarmadınız.

"Anlamadığım o gece nasıl inandı... Her neyse ne sen üzülme kardeşim. Ben, şimdi Baran'ı arar..."

"Hayır, ne olur onu arama Abi. Şimdi seni doldurup üstüne saldığımı düşünür..."

Abimin eli telefonu gidince elini sıkıca tutmuştum. Bu meseleyi benim halletmem lazımdı...

"Miray, sadece arayıp yaptığının hata olduğunu anlatacağım. Kimsenin seni üzmeye hakkı yok.."

"Zamana bırakalım..."

"Ne zamanı Miray, adam kesin kararlı sende imza atmışsın..."

Dudağımı büzerek sol omzumu havaya kaldırdım. Ben isteyerek imza atmamıştım.

"Gururuma yediremedim Abi, bana o kadar yüklendi ki bende imza attım. Ama inan o imzayı içim kan ağlayarak attım."

"Tamam, hadi kalk evimize gidelim."

Abim kalkınca beni de kaldırdı. Bende tuttuğu elini çekiştirerek.

"Abi, Babam beni evde istemez hâlâ kırgın bana..."

"Buna mecbur sen, onun istediğini yaptın. Karşısına geçip sen istediğin için bu haldeyim diyeceksin. Sakın onun kaşısında başını eğme. Eğer sana kötü bir şey söyler ya da o evde kalmak istemezsen tekrar İstanbul'a gider bir daha bu şehre dönmeyiz..."

"Canım Abim, seni çok seviyorum." Abimin beline sarılarak başımı göğsüne koydum. Dünyanın en güvenli yeriydi burası. Abim de saçıma bıraktığı buseden sonra

"Bende seni seviyorum, küçük dünyam!.."

Abimle birlikte eve geldiğimizde geriden geriden yürüyordum. Konağın bahçesinden içeriye girince Babam ile yüz yüze geldim.

"Hayırdır bu saate?.."

"Miray, Baba evine döndü. Miray kardeşim sen odana gidip dinlen.."

"Dur!.. Miray gel yanıma..."

Babamın ses tonu ürkütmüştü. Abim başıyla onay verince bende ona doğru yürüdüm.. Babamı çok özlemiştim tek bir sözüyle ayaklarına kapanıp bastığı toprağı öpebilirdim. Abim başını öne eğme dese de bu çok zordu. Gözlerim dolunca başımı öne eğerek ellerimi önümde birleştirdim.

"Abin...rahmetli abin. Ben, onu çok seviyorum. Onun yeri bambaşkaydı. O benim ilk oğlumdu canımdı. Hiç bir sözünü ikiletmeden yerine getirdim. Her zaman daha iyisini verdim. O benim aslan oğlumdu..."

"Baba, kızın üstüne gitme..."

"Sen sus!.. Abin bir gün öldü kızım onu öldürdüler benim yüreğimi söküp kara toprağa gömdüler. Kimisine göre dile kolay ama bu can. Söyle baba kızım hangi parmağını kessen acımaz?.."

"Acır Baba çok acır!.."

"Benimde çok acıdı kızım. Benim canımı senin Abini aldılar. Lâkin haklıydılar ben oğlumu gül bebek büyütürken ona insanlığı öğretememişim. Abin yüzümüzü kara çıkardı. O it İhsan ile bir olup her türlü pisliğe bulaşmış. Her türlü pisliği beraber yapmışlar. En son hatasında ise öldü.. Aslında düşmanız İhsandı kızım ben bilemedim. Seni bu uğurda yaktım..."

"Baba!.." diyebildim sadece her sözünde biraz daha içim parçalanıyordu. Babam biraz daha yaklaşarak ellerini kollarıma koydu. Bense hala başım önde onu diliyordum.

"Seni kendim hırsım uğruna yaktım kızım. Affet bu Babanı... Eğer affedersen töre möre zerre umurumda olmaz alır seni bağrıma basar kimselere vermem..."

"Baran, benden boşanmak istiyor Baba, ben ona yalan söyledim. Senin gibi nefretim gözümü kör etmişti. Her canım yandığında onunda canını yaktım. En sonunda dayanamadı..."

"Üzülme güzel kızım. Ben, varım Baban var. Ben, ölürsem Abin var. Hep senin yakınında olacağız bu konak senin bütün mal varlığım sizin. Siz isteyin canımda sizin olsun..."

"Babam..."

Kendimi yere attığım gibi ayaklarına dokundum. Ağlamaktan boğazım acıyordu. Ben, Babamın ayak bileklerine dokunurken Babam da yere diz çökerek beni bağrına bastı.

"Baban ölsün uğruna kızım!.."







BARAN BEY 🚬Where stories live. Discover now