Bölüm 24 🏠

87.5K 3.8K 212
                                    

 "Günaydın.."

Hemen sesin geldiği yöne bakarak ağzıma taktığım reçelli ekmeyi yutkunmaya çalıştım. Ağzıma attığım lokma büyük olduğu için hemen yutkunamamıştım.

"Afiyet olsun erkencisin." diyerek Baran, kendine bir bardak su doldurdu.

"Günaydın... Şey midem kazındı da bende mutfağa geldim. Şükür ki dolap tıka basa doluydu. Yoksa seni uyandırmak zorunda kalacaktım."

Baran, karışımdaki sandalyeye geçerek oturdu. Masayı kısa bir bakış attıktan sonra.

"Ayça'dan mutfak için ufak tefek alışveriş yapması için rica ettim demek ki doldurmuş."

"Evet, bir ben yokum dolapta..."

"Her sabah böyle kahvaltı hazırlayacak mısın?" diye sorduğunda dil çıkarmak istedim ama ağzım doluydu.

"Her insan gibi kahvaltı yapmamız gerekli değil mi?"

"Bu senin elinden ilk kahvaltım olacak. Bu arada sen yemek yapmayı biliyor musun?"

"Biliyorum ama tabi bu demek değil muhteşem yapıyorum."

"Sevindim buna."

"Sabah uyanınca evi gezdim. Gündüz gözüyle daha güzel geldi gözüme. Özelikle de bahçesi süper..."

"Sevmen güzel hayatımızın çoğunluğunda bu evde olacağız."

"Her zaman mı?"

"Bilmiyorum Miray, şuan sana ne söylesem boş..."

"Anladım."

"Bu arada bu evi bana Ferit, önerdi. Onların evi de bir sokak ötede. Sen, Onurları biliyor musun düğünde hepsi vardı."

"Evet, biliyorum. Düğünden net hatırlamasam da baban ile iş konuşurken isimleri geçiyor." 

"Birkaç işi beraber yürütüyoruz... Fatih, Cihan hepsi bir iki sokak ötesinde kendilerine aile sitesi yapıyorlar. Anlayacağın yakında pek çok arkadaşın olacak burada sıkılmazsın."

"Anlaşabilirsek neden olmasın."

"Senin garezin bana onlarla iyi anlaşacağına eminim."

"Şurada sana laf sokmamak ekstra çaba harcarken yaptığın çok ayıp değil mi?" dedim. Baran, bir yandan da kahvaltısını yapıyordu. Ama ben size söyledim kavgalarımız ona bağımlılık yaptı.

"Miray, seninle anlaşma yapalım mı?" diye sordu.

"Önce duymam lazım."

"Ben, sabahları uyanınca kavga dövüş istemiyorum. Sende sabahları sinirli uyanıyorsun. Kavga edip bütün günümüzü zehir edeceğimize bir anlaşma yapalım."

"Tamam olur. Bende senin yüzünden günüm zehir olsun istemem."

"Eminim öyledir... Neyse biz seninle sürekli kavga halindeyiz. Eğer sabahları bütün kırgınlıkları unutup. İki arkadaş gibi mutlu mesut kahvaltı edersek. İnan daha çekilir olursun."

"İyi bana uyar. Seni zaten bir sabahları bir de yatarken görürüm değil mi?"

"Sabah kahvaltısı, akşam yemeği ve sonrası beni göreceksin hafta sonraları okulun olmadığını da var sayarsak beni tahmin ettiğinden daha fazla göreceksin."

"Benim her dersim sabahın köründe olmayacak. Bazen geç de olabilir. Artı olarak benim bu dönem ders değil staj ağırlıklı olacak."

"Tamam sorun değil. Benim şoförü sana tahsis ederim. İstediğin zaman gelir gidersin."

BARAN BEY 🚬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin