Bölüm 37

89.1K 3.6K 213
                                    

"Baba!.."

"Oğul hayırdır özlemimize dayanamayıp geri mi döndün?.."

"Baba, ciddi bir konumuz var." Babamın karşısında yerimi alarak oturmuştum. Haberi aldıktan sonra ne yapacağımı bilmeden eve gelmiştim.Ne yapacağımı bilmeden babamın karşısına oturarak boş gözlerle yüzüne bakmıştım. Ben bu kafayla ne yapacağım bilmiyordum ama bir çözüm yolu bulmam gerekiyordu

"Seni derde bırakan kız Miray mı?.." Babam yüzüme beklentiyle bakmaya devam ederken yüzümü sıvazlamaktan vazgeçerek direkt konuya daldım.

"Baba, Miray hamile!.."

"Ne!.. Ciddi misin kızım hamile mi?" Hamile dedim ya baba..."Peki, nerede kızım neden evine getirmedin?" Eve getirmek mi, bu mantıklı bir cümle miydi, onca yaşanan şeyden sonra... Laf yetiştirmek yerine soğukkanlılıkla bugün neler olduğunu anlattım.

"Bugün sizinle vedalaşıp yola koyuldum. Amacım gitmeden önce şirkete uğramaktı lakin yolda Miray'ı gördüm. Onu görünce yanına gittim biraz ayak üstü tartıştıktan sonra kucağıma bayıldı. Bende direkt doktora götürdüm. Haberi alan Cafer Ağa ve Yakup hastaneye geldiler. Beni de orada görünce uygun dille kovdular..." Bu deli düz şekille de anlatmak istemesem de şuan bütün duygularımdan yoksundum. Babam parmaklarını sakallarına daldırarak "Haklı değiller mi?" demişti.

"Baba, öyle dersin de burada benim suçum ne bizi bu hale getiren Miray." Ben de burayı anlamıyordum. Hayatımızı mahveden kadın karım ama suçlanan adam benim.

"Küslük yok artık oğul. Hadi kalk kızımı alıp evine getirelim." Babam ayaklanınca bende ayağa kalktım. Bu işler o kadar da basit değildi. Getirelim demekle getirilmiyordu. Benim biraz daha düşünmem gerekiyordu.

"Baba, Miray tenezzül edip bana hamile olduğunu dahi söylemedi. Bu haberi de doktor verdi. Şimdi kapısının gidip ne diyeceğiz." Hoş her şekille doktor söyleyecekti ama yine de ondan duymak isterdim.

"Ailesinden fırsat bulamamıştır oğul, yoksa benim kızım ne yapar eder haber verir. İstersen biraz bekleyelim sende göreceksin ki kızım haber verecek."

"Peki Baba, söylediğin gibi olsun ben odamdayım..." Bunun üstüne odama çıkarak kendimi yatağa attım. Sol kolumu başımın altına koyarak tavana baktım. Böyle olmaya bilirdi. Biz daha mutlu olabilirdik. Bu haberi alınca havalara uçup onu da mutluluklara boğabilirdim.

"Ah Miray!.."

Elime telefonu alarak whatsappa girdim. Miray'ın numarasını silsemde mesajlarını silememiştim. Mesaj kısmına girdiğimde çevrimiçi olduğunu gördüm. Sinirle telefonu yatağa attım. Telefonu atmam ile mesaj geldi. Telefonu tekrar elime aldığım da

"Baran, konuşabilir miyiz?.."

"Olur."

"Şey ben, yüz yüze konuşmak istiyorum özel..."

"Buradan yazsan..."

"Baran, önemli diyorum."

"Tamam, yirmi dakikaya sizdeyim hazırlan mesaj attığımda dışarıya çıkarsın."

"Tamam, bekliyorum."

Gelen mesajdan sonra tebessüm ederek ayağa kalktım. Babam haklıymış söylediği gibi haber vermişti. Elimdeki telefonu cebime sokarak yürümeye başladım.

Evden çıkarken Annem ya da Babamı görmemiştim. Bu da iyi bir şeydi. Söylediğim gibi yirmi dakika içinde evlerine önüne gelerek arabayı park ettim. Miray'a mesaj atmanın üzerinden beş dakika geçmişti ki konağın kapısı açılınca Miray'ı gördüm. Arabaya binmesi üzerine.

BARAN BEY 🚬Where stories live. Discover now