Bölüm 27 💏

88K 3.7K 296
                                    

"Baran, uyan!.."

"Ne..." diyen kısık sesten sonra tekrar onu dürtükledim. Baran'ın ateşi vardı.

"Baran, hemen uyanmalısın."

"Ne oldu?." diyerek başını kaldırmasıyla tekrar kafasını yastığa bırakması bir olmuştu.

"Baran, ateşin çıkmış doktora gitmeliyiz. Lütfen uyan!..

" İyiyim ben sevgilim sende uyu."

Baran'ın gözünü açacak hali olmamasına rağmen iyiyim diyordu. Şükür ki yanımdaydı. Ya bu gece geç gelseydi de hiç fark etmeseydim. Gece lambasını açarak yataktan kalktım.

Madem Baran Efendi doktora gitmiyordu. Bende ona ballı limon yapardım. Ateşini de almak için de sirkeli su... Aşağıya inerken el fenerini açtım. Saat ise dörde geliyordu.

Mutfağa girince ışığı açtım. İlk önce buz dolabından limon ve balı çıkardım. Annem hasta olunca zorla ballı limon içirirdi. Sirkeyi de bulunca temiz suyun içine döktüm. Bir yandan da esniyordum.

İlk olarak yukarıya sirkeli suyu ve temiz havluyu çıkardım. Baran, hala uyuyordu. Sonra tekrar aşağıya inerek bir bardak su ve yaptığım ballı limonu aldım odaya geldiğim de Baran'ın tekrar ateşine baktım.

"Baran, hadi gözlerini aç bunu içmelisin..."

"Miray, uyu!.."

Baran, oralı bile değildi. Kendi tarafımdaki yastığı alarak zor da olsa başının altına koydum. Ben, ona içirmesini bilirdim.

"Aşkım, bana bakar mısın?."

Baran, anında gözlerini aralayarak bana baktı. Bende fırsattan istifade elimi başının altına geçirerek başını kaldırmasına yardım ettim. Bir yudum aldıktan sonra...

"Yeter!.." demişti.

"Lütfen Baran, benim için..." demiştim ki zorla hepsini içmişti bitince ise hemen başını yastığa bıraktı.

Bende kendi tarafıma geçerek yatağa çıktım. Elime aldığım havluyu sirkeli suya batırıp iyice sıktım. İkici küçük havluyu da sıktıktan sonra gömleğinin düğmelerini tek tek açtım.

Baran,uyumak için yatağa girdiğinde üstünü değiştirmemek için epeyce savaşmış sonunda da galip gelerek bana sıkıca sarılıp uyumuştu.

Gömleğin son düğmesini açarken o gece aklıma geldi. Yine aynısını yapmıştım sırf inandırıcı olsun diye onu soymuştum. Allah'ım yalan çok kötüymüş yalanın siyahı ya da beyazı yokmuş affet beni.

"Baran, seni çok seviyorum... Ne olur beni Affet!.."

Eğilip Baran'ın sıcak dudağına öpücük bıraktım. Kendime bir türlü itiraf edemezsem de ben onu çok seviyordum. Ya ona bir şey olursa ben ne yapardım. Göz yaşımı elimin tersiyle sildim. Kaybetme korkusu en acı verici şeydi belki de...

Sabah uykusundan boynumda hissettiğim ürpetilerle uyandım. Gözlerimi aralamadan beni uyandıran şeyin Baran'ın boyuma bıraktığı öpücük huylandıran şeyin ise sakalları olduğunu fark ettim.

"Ya Baran!.." diyerek sağ elimi yüzüne koyarak altında kıvrandım.

"Günaydın Aşkım..."

Baran'ın telaffuz etiği sözle gözlerimi açtım. Beni öpüyor artı aşkım diyor en önemlisi iyi görünüyor. Allah'ım bu bir rüyaysa uyandırma.

"Sen iyisin..." demiştim gülerek gayet iyi görünüyordu. Baran, dudağıma bıraktığı öpücük ile geri çekilerek.

"Çünkü benim bir meleğim var..."

Üstüme çıkmış olan adamı yadırgamadan ellerimi boyununa doladım Baran bu sefer de gıdığımı öpmüştü.

"Beni çok korkuttun sana gece hastaneye gidelim dedin dinlemedin ve sırf bu yüzden sana küstüm."

"Ben iyiyim sevgilim, hem hastaneye gidince senin kadar güzel bakıcı bulamazdım..."

"Ben, senin bakıcın mıyım?.."

"Hayır, sen benim kanlı Nigarımsın..."

"Ya çok kötüsün hemen kalk üstümden..."

"Bulmuşum böyle yumuşak alt yapı sence hiç üstünden kalkar mıyım?.."

"Sen, fazla iyisin..."

"İyi ve açım kahvaltı yapsak mı?.."

Başımı yana çevirerek duvardaki saate baktım saat on bir olmuş. Bu kadar çok uyumak baş ağrısı yapar. Kollarımın üstünde yarı şekilde doğrularak.

"Eğil..." dediğimde Baran, anlamasa da eğildi. Baran, eğilince alnından öptüm."Ateşin yok ama bu demek değil ki hastalığı hemen atlatacaksın."

"İyiyim abartma!."

Baran, üstümden kalkınca bende yataktan ayaklarımı çıkartarak soğuk zemine koydum. Baran gömleğini çıkarınca yatağa attı. Sonra da dolaba yönelerek başka bir gömlek giyindi.

"Neden giyiniyorsun?.."

"Kahvaltıdan sonra ben kaçar Miray, işler beklemez."

"Ne yanı işe mi gideceksin?"

"Tabi ki gideceğim. Şirket beni bekler. Bakmam gereken bir karım ve geleceğini düşünmem gereken doğmamış bebelerim var.."

"Bir gün gitmezsen batmaz hem iki haftadır sen ne yapıyordun. İşlerini hâlâ toparlayamadın mı?"

"Karım benden hesapta sorarmış ama karımın unuttuğu şey. Bizim işler sezonluk değil. Her daim sürekli işlemesi lazım.."

"Bir de Babana soralım..." diyerek telefon alır almaz seri şekilde Mehmet Babayı aradım.

"Sakın Miray!.."

"Efendim kızım."

"Günaydın Mehmet Baba, nasılsın?"

"Günaydın güzel kızım, iyiyim sen?"

"Ben iyiyim de Baran, biraz hastalandı. Dün doktora gitmem diye küçük çocuk gibi tutturdu. Üstelik de hasta hasta işe gideceğim diyor..."

"Hemen onu bana ver kızım. Ben hanıma söylemiştim zaten bu çocuğu az dövdük ilerde şımarık bir velet olur demiştim."


" Dua et çok tatlısın yoksa seni yeri yatırır morartana kadar..."

"Hey hey dur bakım orada beni döveceğini sanıyorsan eğer.."

"Seni döveceğimi nerden çıkarttın ben başka bir şey söyleyecektim." demişti göz kırparak. Önce anlamasam da da sonra anlayarak gözlerimi kocaman açtım.

"Ben... Ben, şey kahvaltı evet ya ben sana kahvaltı hazırlayayım."

"Dur bir saniye cezanı öğrenmeden nereye gidiyorsun?"

"Ceza mı? Ben mi aklını mı yitirdin Baran ne cezası hem sen söyledin meleklere ceza kesilmez.

"Merak etme güzel meleğim zarar görmez en fazla ona spor olmuş olur..."derken gözlerimi kısarak geriye çekildim

"Ne...neymiş cezam."

"Babam, iyi olana kadar evde yatmam gerektiğini eğer işe gidersem buraya gelerek bizzat kulaklarımdan tavana asacağını ve sevgili gelinin bana bu süre zarfında çok iyi bakacağından. Emin olduğunu söyledi."

"Tâbi ki bakarım kocacığım ayıp ettin hiç sana bakmaz mıyım?.."

Baran, bana yaklaşarak ellerini belime doladı. Bende elimi göğsüne koyarak kahve gözlerine baktım. Baran, sol elini yüzüme koyarak küçük bir öpücük verdi...

"Seni seviyorum, karıcığım!.."





BARAN BEY 🚬Where stories live. Discover now