Bölüm 12 💃

92.2K 3.9K 158
                                    

Arabada soğuk rüzgarlar esmek değildi sanki yanımda canlı bomba vardı. Baran o kadar sinirliydi ki biraz daha çabalarsa gözlerinden çıkan ateşlerle beni yapabilirdi.

Baran, dünkü olaydan sonra benimle tek kelime dahi konuşmamış yüzüme dâhi bakmamıştı. Ben, yeşil göz derken bilinçli söylememiştim aklımdan geçen dilime dökülmüştü. Aslında Baran, sinirlenip ortalığı yıkar diye düşünmüştüm ama umduğum gibi olmamış yeşil göz hala yaşıyordu.

Bugüne dönecek olursak, Baran, evden erken çıkmış. Giderken ise akşama doğru yemeğe gideceğimizi ve hazır olmamı emretmişti. Yine onun dışında tek bir kelâm etmemişti.

Baran, beni gram sevmiyordu sevse kıskandı diyeceğim ama ne alâka ya altı üstü iyi geceler dedim.

"Baran.."dedim soluma yarı dönerek. Baran, cevap vermeyi geçtim sesimi duyduğuna dair bir belirti bile göstermedi."Baran, diyorum... "

"Kes sesini!.."

"Ne yaptım da azarlıyorsun ya altı üstü bir soru soracaktım. "Dediğimde ise yüzünü yari benden tarafa dönse de yüzüme bakmadan

"Sesini duymak istemiyorum küçük beynin algılamıyor mu?"diye bastıra bastıra söyledi sözlerini.

"Neden böyle davranıyorsun ne oldu sana?" Baran, ağzında bir şeyler geveledi ama zerre anlamadım "Kime diyorum ben ya duvara konuşsam bülbül olur şakırdı..."

"Kesin!.."

"Suçumu söyle en azından ona göre kendime savunma metni hazırlayayim..."

"Miray, şimdi gideceğimiz yemek benim için önemli senden istediğim tek şey hanım hanımcık bir kız olman. Senin için imkansızin ötesinde de ama yine de dene..."

"Pisliğin tekisin..."dememe rağmen sesini çıkarmadan yola devam etti. Biraz hızlı sürmesi beni ürkütüyordu ama yine de belli etmedim.

Kısa süre sonra bir Konağın önünde durdu. Arabanın girmesi için Konak kapısı sonuna kadar açıldı. Kapıda iki tane güvenlik görevlisi vardı. Konağa gelince yanlış görmüşüm bildiğin villaydi. Bahçesi vs çok güzeldi. Baran'in evi özellikle de manzarası çok güzeldi ama burası da bir aile için mükemmeldi.

"İn!.."sesiyle irkildim önce, sonra da sözünü ikiletmeden indim arabadan. Biz kapıya gelmeden kapı açıldı. Önce Ayça, sonra kucağında ki çocukla bir adam gözüktü.

"Hoş geldiniz kuzen."diye sarıldı Ayça ardından "Hoş geldin."diyerek selamlaşınca bütün gözler bana döndü...

"Hoş bulduk. "Demesinin ardından bende nezaketen tebessüm ederek "Hoş bulduk." demiştim.

"Kapıda kaldınız geçin içeriye..." İçeriye girdiğimiz de büyük salon karşıladı bizi. Ayça, masayı işaret ederek bize konuştu.

"Yemekler hazır ilk önce masaya geçelim."

"Geçelim.."diyerek bana işaret etti Baran. Arabada soğuk hava burada da devam ediyordu. "Aslan parçası nasıl?.."

Baran, Ferit'in kucağına bebeği alarak sevmeye başladı. Çok tatlı bir erkek çocuğuydu. Beyaz tenine kırmızı yanak çok yakmış...

"Siz geçin ben çorbayı alıp hemen geliyorum..."

"Bende yardım edeyim."

"Sen, misafirimizsin ben hemen getiririm.."

"Lütfen..."demişim. Ayça, başını sallayınca peşi sıra gittim. Mutfağa geçtiğimizde tam yanına doğru giderken Ayça, lafa girecekti ki

"Aslında..."

"Ayça, konuşabilir miyiz? Biliyorum şuan yeri değil ama yemekten önce konuşmamız daha doğru olacak."dediğim de başını olumlu anlamda sallayarak güldü.

"Tabi konuşalım. "Dediğinde ise hemen söze girdim. Evet, onun yüzünden bu saçma evliliğe mahkum olmuştum. Ama onun suçu yoktu.

"Ne kadar saçma olsa da ben Abim adına..."

"Miray, geçti gitti. Geçmiş acı verse de unutmaliyiz..."dediğinde sözünü kestim.

"Ayça, aslında sana kızgın olmam gerekiyordu. Bu istenmeyen evliliğin sebebi dolaylı olsa da sensin. Tabi sonra aklıma başına gelenler gelince pişman oluyorum. Burada ki en suçsuz kişi sensin. Lütfen, aramızda soğukluk kırgınlık olmasın benim amacım eskileri aklına getirerek seni üzmek değil. Ben, eskilerin üstünü çizerek seninle arkadaş olmak istiyorum. Çünkü en iyi biz anlarız birbirimizi..."

"Bu konuşmadan anladığım kadarıyla ben Abini nasıl görüyorsam sende Baran'i öyle görüyorsun... Ama bu düşüncen çok yanlış Baran, çok iyidir. Bunca şeyi sırf benim için Ferit için kabul etti..."

"Yine de onu sevmiyorum."

"Miray, ona bir şans vermelisin. Biliyorum ikimizde kötü şeyler yaşadık..."

"Can yakan tarzda şeyler."

"Hayat bu Miray, karşımıza hiç beklenmedik anlarda hiç beklemediğimiz şeylerle sanıyor bizi... Sana, tek bir şey söylemek istiyorum. Her şer de bir hayır vardır. Bunu lütfen unutma..."

"Peki, arkadaş mıyız?"diye elimi uzattığımda elimi tutmadı. Bana, direk sarılarak.

"Arkadaşız..."

"Ayça..."

Bir sen eksiktin. Zaten ben söyledim ne söylemek istedim karman çorman olmuştu. Onun söylediğinden de sadece 'Her şer de hayır vardır' kısmını anlamıştım.

"Geliyoruz Baran.."diyerek çorbayı eline aldı Ayça. Bende hala yerimde duruyordum. Baran da gitmedi. "Hadi sizde gelin. "Diyerek mutfaktan çıkınca Ayça, bende arkasindan çıkacaktım ki Baran'ın yanına gittiğimde kolumdan sıkıca tuttu.
Siz erkekler ve şu kol tutma sevdanız.

"Ne söyledin kuzenime."

"Bırak kolumu..:

"Sana, ne söyledin dedim. Bunca saat ne konuştunuz. Aslında biliyor musun, Suç bende sana güvenerek arkamı dönmemeliydim..."

"Ben...Senin...Kuzenine...Kötü...Bir şey söylemedim. Şimdi bırak kolumu ve iğrenç ellerini bir daha bana sürme..."

Baran, bu sözümün üstüne daha çok sıktı kolumu. Bende yüzüne baktım. Zorbalıktan başka ne bilirdi ki.

"Seni son kez ikaz ediyorum Miray, haddini bil..."

"Bilmez.." diyemeden içeriden çağırma sesi geldi bunun üstüne Baran, bana daha çok yaklaşarak kulağıma fısıldadı.

"Bunun hesabını vereceksin Miray, bu mesele burada kapanmadı..."

"Kuru tehditlerinle beni korkutamazsın Baran Ağa!..."

"Göreceğiz Hanımağa..."







BARAN BEY 🚬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin