Bölüm 13 🚀

91.3K 4.1K 387
                                    

   Pis ahmak ne olacak ayarlarımla oynamasa ölecek zaten. Hayır, kuzenini yedik mi? Sonra Ayça ve beni samimi görünce nasıl da mort oldu. Aslına bakarsak dün gece Baran, faktörü haricinde her şey çok güzeldi.

Bütün gece Ayça ile sohbet etmiş. Mehmet ile uyuyana kadar oynamıştık. Ayça'nın çok sevimli oğlu vardı. Bir an için etrafa göz gezdirmiş. Keşke benimde de böyle sıcak bir evim tatlı çocuklarim olsun hayalini kurarken Baran ile göz göze gelmiştik. Hayallerimin katili olan adamla. Bütün geceyi bana keskin bakışlarını göndererek geçirmişti.

Misafirlik çok geç saatlerde bitmiş eve geldiğimizde gece yarısını geçiyordu. Baran beyimizi eve girince kendisini odasına atmış büyük ihtimalle uyumuştu. Artık kesinlikle eminim bu adam deli parlakti. Siniri saman alevi gibi geçiyordu.

Sabahta erkenden çıkmış olmalıydı ki uyandığımda yoktu. Tek başıma kahvaltı yapmıştim. Baran, beyin kahvaltı yapma gibi huyu da yoktu galiba. Ortalığı topladıktan sonra evde sıkılmaya başlamıştım. Camdan bakınca dışarısı günlük güneşlikti. Işte o anda bugünün pazar olduğunu fark ettim. İyi ama sabah erkenden Baran işe gitmediyse nereye gitmişti.

"Neyse ne canım cehenneme kadar yolu var. "Dedim kedi kendime ama sıkıntıdan patlıyordum.

En iyisi dışarı çıkıp yürüyüş yapmak bu bana iyi gelecekti. Kısa sürede hazırlanarak kendimi daireden dışarı attım. Kapıyı kilitledikten sonra asansörü beklerken o adam yani yeşil göz yanıma gelerek baş selamı verdi.

"Merhaba. "Dediğinde şaşkındım. Artık ne kadar dalgınsam adamın kapiyi açma kapama sesini duymamistim. Yemin ederim rezillik kesin o geceye çok gülmüştür.

"Merhaba. ."dediğim sırada asansörün kapısı açıldı. Ilk ben girdim içeriye sonra da o girince düğmeye bastı. Ondan tarafa bakmamaya çalıştım. Adama rezil olmuştum. Kapi kapanınca ani bir hareketle sarsıldı ve durdu.

"Ah!... ne oldu?"diye sordum

"Sakin ol."diyerek bir kaç düğmeye bastı ama çalışmadı.

"Elektrik mi gitti yoksa arızalandı mi burada mı kaldık"diye peş peşe sordum. Kapalı alanlarda duramazdım.

"Merak etme az sonra düzelir..."

"Ne bitmez az sonraymış?"diye sordum alayla. Aradan tam beş dakika geçmişti.

"Senin telefonun yok mu benimki çekmiyor. "

"Hayır, Olsaydı senin gibi çabalıyor olurdum değil mi?"d

"Bugün ters tarafından kalktim galiba. ."

"Hayır, benim yapım böyle genel asabiyim. Özellikle de sizin türünüze yeşil göz."

"Selçuk. "

"Ne?"diye sordum.

"Yeşil göz değil adim Selçuk. "

"Kusura bakma kapali alan fobim var bende Miray."

"Madem buradayız tanışalim ne dersin?"diye sordu sadece beş dakikadır buradayız ne tanışmasıydı. Tebessüm ederek önüme döndüm.

Önüme dönmem ile dışarıdan sanki sesler duydum. Hemen kapıya vurarak bağırmaya başladım. Beş dakika asırmış gibi gelmişti bana...

"Yardım edin..."diye kapıya var gücümle vurmaya başladım.

"Miray..."

Bu ses Baran... Onun sesini duyacağımi bu kadar sevineceğimi bilmezdim. Selçuk bey ise köşede beni izliyordu. Bu da ayrı âlemdi burada kaldık bağırsana. İnsan boşluğa düşer de ölürüz diye korkar değil mi?..

"Baran...yardım et içerde kaldık. Çok korkuyorum..."

"Sakin ol ve geri çekil. "Dediğinde sesi yakın geliyordu. Ne oluyordu bana bu adamın sesini mi özlemiştim.

"Tamam."dediğimde geriye doğru çekildik. Selçuk, fazla sessiz gelmişti bana. Kapiya tekme attı. Ah Baran, tekme ile çalışır mı asansör.

"Baran, asansör düşer. Korkuyorum. .."dediğimde vurmayı kesti. Birini aramış olmalı ki dışarıdan konuşma sesi geldi.

"Korkma güzelim seni oradan çıkaracağım."dedi . Bana mi demişti o şimdi. Yanımdaki de kız değildi ki ona desin. Aman Allah'ım yanımdaki bu adamı yanımda görürse kesin öldürürdü. Asıl sen şimdi bittin Miray.

"Tamam."

Aradan sadece beş dakika geçmişti ki sonunda kapı açıldı. Tam karışımda Baran'ı görünce direk ona doğru yönelerek boynuna atladığım gibi var gücümle ona sarılarak gözlerimi kapattım. "Çok korktum."dediğimde elini belime sıkıca sarmıştı.. Kalbim hâlâ deli gibi atıyordu. Baran,olmasa orada kalıp ölebilirdik.

"Geçti güzelim..."

Baran, yine güzelim demişti. Ondan ayrılarak tuttuğu ellerini sıktım. Az kalsın ölecektim...

"Baran, çok korktum orada nefessiz kalıp öleceğim sandım ya da asansör boşluğuna..."diyerek tekrar sarıldım.

" Korkma..." beni kendinden ayırarak "Bu nasıl oldu?" diye sorduğunda. Önce ona sonra da arkama baktım. İki adam ve Selçuk vardı.

"Ben, dışarı çıkacaktım. Asansöre bindim. Binmem ile bozulması bir oldu. Şükür ki tam zamanında geldin."

"Bunun hesabını vereceksiniz..." Diyerek Baran, elimden tuttuğu gibi beni kendine çekti. Bende hemen elimdeki anahtarla kapıyı açtım. Bir güne bu kadar heyecan yeterdi.

Baran, sadece site görevlisini tehdit etmiş Selçuk'a ise kötü bir bakış atmıştı. Ben, kesin boğazına sarılır diye düşünmüştüm. Ama artık eminim bu adam beni karısı olarak görmüyor görse kıskanırdı.

"Sen, otur ben sana su getiriyorum."

Baran'ın sözü üzerine koltuğa geçerek oturdum. Oturunca ayaklarımı kendime doğru çekerek sarıldım. Çok korkmuştum korkudan Baran'a sarılacak kadar çok..."

"Eğer kötüysen doktora gidelim."

"Hayır, suyu içince kendime gelirim."

Baran, suyu uzatınca elinden aldım. Ben, suyu yudumlarken Baran, hemen yanıma oturdu. Suyu içince bir titreme gelmişti. Elimdeki boş su bardağını kenara bırakarak Baran'a baktım. Yüzüme bakıp tebessüm edince verdiği öz güvenle biraz yanına yaklaşarak sarıldım.

Baran, başta şaşırsa da hava da kalan sağ elini belime dolayarak beni kendine doğru çekti. Ona biraz daha yaklaşıp yüzümü göğsüne koydum.

"Tam zamanında geldin ya gelmeseydin..."

İçimde oluşan korkuyla anlayabilirdim. Baran, elini saçıma koyarak okşadı. Bu hareketiyle gözümü kapattım.

"Geçti yanındayım...hep yanında olacağım..."



Kader, öyle bir şey ki sadece bir kaç saatle ya da tek bir olayla hayatınız komple değişebilir. Kararlarınızı alırken bir değil on kez düşünün. İşte o zaman hayatınızı nasıl etkilediğini göreceksiniz...




BARAN BEY 🚬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin