Bölüm 36 🎶

81.6K 3.7K 206
                                    

"Bacım nereye?.."

Abi ya her normal insan gibi işe gitsene bende gizli gizli evden kaçim işte... Tâbi bunları içimden söylemiştim. Sakin şekilde.

"Biraz dışarıya çıkıp hava alacağım."

Abim ayaklanmıştı bu demek oluyordu ki bende geleceğim ya da gitmiyorsun. Miray, bundan başka seçenek var mı?..

"Tamam, beraber çıkalım."

"Abi koca kız oldum. Ben, tek çıkıp dolaşmak istiyorum. Bir haftadır bu dört duvardayım ve bunaldım."

"Abinin sana ne zararı olacak güzelim kıyıdan köşeden yanında yürürüm. Hem seninle konuşmam gerekiyor."

"Burada konuşsak olmaz mı?.."

"Peki...Miray, az önce avukat aradı. Senin Baran, kesin kararlıymış boşanmaya tarih tam belli olmasa da yakında ilk duruşma olurmuş..."

Söylediği şeyi zaten biliyordum. Bir gün boşanma zamanı gelecekti ama yine de üzülmüştüm. Gözlerim dolunca Abim beni kollarının arasına aldı. Baran'ı bir haftadır görmüyordum onun özlemi üstüne de bu olay canımı yakmıştı.

"Yapma böyle küçük dünyam!.."

"İyiyim ben Abi, sen merak etme. Boşanmak istiyorsa boşanırız. Beni istemeyen adamın ayaklarına kapanacak hâlim yok. Eğer beni tek hatamda silip köşeye atacaksa o bunun tercihi..."

"Güçlü ol kardeşim hayat zayıfları asla affetmez!.."

"Abi, ben tek çıksam olur mu?."

"Olur olmasına da yanında koruma olacak. Yoksa Babam benim canıma okur. Anlaştık mı?.."

Abime tamam demiştim. Ne de olsa uzaktan takip edecekti. İlk olarak araba ile çarşıya gittik. Gözüme hoş görünen bir yerde inmiştim. Koruma ağır adımlarla beni takip ederken etrafa bakındım. Küçük iken buralar çok gelişmiş değildi. Şimdi ise harika görünüyordu.

Biraz tebbüsüm ederek etrafa bakarken gülüşüm kursağımda kaldı. Çünkü insanlar beni görünce birbirini dürtüyordu. Biraz daha ilerleyince dayanamayarak bana bakıp gülen iki gencin karşında elim belimde dikeldim.

"Neden gülüyorsunuz söyleyin de ben güleyim..."

"Biz, sana gülmedik Miray Abla..."

"Miray hanım bir sorun mu var?."

"Bu ikili bana gülüyordu. Bende bu kadar komik olan şey ne diye merak ettim."

Gençler gözlerini kocaman açarak bir noktaya baktı. Bende kaşlarımı çatarak sağ tarafıma baktım.

"Sen, ne yapıyorsun ya iki tane çocuğa silah göstermek de nedir. Biz dağ başında mı yaşıyoruz. Ben, altı üstü iki soru sordum. Bu neyin kafası söyler misin?.."

"Ama Miray hanım..."

Korumaya sinirle bakarken burnuma tanıdık bir koku geldi. Sonra da çok tanıdık bir ses...

"Sorun nedir?.."

"Baran Abi biz kendi aramızda gülüyorduk Miray Abla yanlış anladı. Yemin ederiz suçumuz yok..."

"Bir daha olmasın. Şimdi kaybolun."

Çocuklar arkasına bakmadan hızla giderken bende elim belinde bu seferde Baran'a döndüm.

"Siz eşkıya mısınız yoksa hanzo mu neden her ikinizde çocukları korkutuyorsunuz?.. Ama ben kime diyorum ki..."

Oflayarak arkamı her ikisine de dönerek yürümeye başladım. Hadi biri korumam ya ona ne oluyordu.

"Miray, ne yaptığını sanıyorsun bağırıp gitmek de nedir herkes bize bakıyor.."

"Sana ne keyfimin kâhyası mısın ister bağırırım isterse çığlık atarım..."

"Miray!.."

Burnuma yan lokantadan iğrenç kokular gelemeye başlayınca midem bulandı. Elim ağzıma gitti az kaklsın kusacaktım. Baran'ın beni kendine çevirmesi ile onu çift görmeye başladım derken ayağım altından yer kayınca kendimi kaybettim...

Yatağımda gerinerek esnedim. Biraz daha geriniyordum ki kolumda birşey olduğunu fark ettim. Gözümü açığımda gözlüklü bir adamla karşı karşıya geldim.

"Geçmiş olsun Miray hanım nasılsınız?.."

Sorusuna cevap vermeden odaya göz attım. Tam karşımda da Baran vardı. Bu adam bir gün ciddiyetten ölmezse iyidir.

"İyiyim galiba..."

"Evet gayet iyi görünüyorsunuz. Serumunuz bitince ben yine gelirim... Baran bey kan sonuçları çıksın yine konuşuruz."

"Peki, her şey için teşekkürler."

Doktor odadan çıkmıştı ki kapı kapanmadan Abim içeriye girdi. Tâbi ardı sırada Babam. Yattığım yerden doğrularak tebessüm ettim. Yüzlerinden anlaşılıyordu ki beni epey merak etmişlerdi.

"Güzel kızın iyi misin?.."

"İyiyim Babacığım, sen merak etme."

"Bu nasıl oldu Baran?.."

Babam yanıma oturup sağ elimden tutarken Abimde Baran'ın tam yanında durmuş hesap soruyordu.

"Şirkete giderken Miray'ı gördüm. Birileriyle atışıyordu bende belki yardımım dokunur diye yanına girmiştim ki Miray bayıldı. Bende apar topar hastaneye getirdim."

"Kızımın senin yardımına ihtiyacı yok Baran Efendi bundan sonra kızıma yaklaşmayakasın. Miray, artık senin bir haltın değil ona göre davran. Sen, Miray için bir yabancısın...Bu sana son uyarımdır haberin olsun..."

"Haklısınız tekrardan geçmiş olsun."


Hastaneden çıktıktan sonra şirkete gittim. Eğer yolda Miray ile karşılaşmasaydım yolda olacaktım. Sabah evden bizimkilere veda ederek çıkmış ama ne hikmetse hala bu şehirdeydim.

"Geç olsun da güç olmasın..."

Şirketeki işler sandığımdan daha uzun sürmüştü. Saat ise beşe geliyordu. Bugün mü gitsem diye düşünürken doktor aradı. Hastaneden çıkmadan önce bilgi vermesini söylemiştim.

"Efendim."

"Baran bey ben doktorunuz. Kusura bakmayın iş yoğunluğundan size dönüş yapmayı unuttum."

"Hiç sorun değil doktor bey..."

"O zaman size müjdemi veriyorum. Miray hanım iki haftalık hamile. Aslında eşiniz söylemiştir ama ben yine de tebrik etmek için aradım. Allah analı babalı büyütmeyi nasip etsin..."

"Miray, taburcu oldu mu?."

"Haberiniz yok galiba serumu bitince taburcu ettik. Epey oldu galiba."

"Teşekkür ederim Doktor bey..."

Epey olmuştu demek. Miray, hamile olduğunu banasöylemeye tenezzül dâhi etmemişti. Neden beni bir kere de şaşırtmıyorsun Miray,neden?. Ben, seni hiç tanıyamamışım meğerki...

BARAN BEY 🚬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin