54.bölüm

84.2K 3.4K 266
                                    

   Boşlukta savruluyordu ruhum, bomboştu içim,her nefes alışımda kalbim ağrıyordu, binlerce iğne saplanıyordu sanki bedenime, nereye baksam o vardı, nereye kaçsam ne kadar uzağa gitsem de nafileydi, içimdeydi Asaf kaçışı yoktu, baktığım yöndü, aldığım nefesti, gecemdi gündüzümdü benim ruhumdu Asaf Demirkan.
Buraya geleli ne kadar olmuştu sahi, kaç gün kaç hafta olmuştu yada kaç aydı onsuzdum.
Yalnız kalmak istediğim için bir süre telefonu kapatmıştım.
Tabi kısa sürmüştü bu Ali ve Yağmur dayanamış bana ulaşmanın yolunu bulmuşlardı.
Geçen hafta gelmişti Yağmur bana her şeyi anlatmıştı, keşke Asaf'tan duysaydım bunları o anlatsaydı, hep geç kalıyordu bana anlamıştım artık bir yanımız hep eksik kalacaktı o bağ asla oluşmayacaktı, çünkü Asaf benden hep bir şeyler gizleyecekti.
Onun için tam olarak neyi ifade ettiğimi bile bilmiyordum.
Bazen beni çok seviyor diyordum kendi kendime sonra eğer çok sevse anlatır her şeyi diyordum.
Yağmur sinir krizi geçirdiğini bir kaç gün hastanede kaldığını söyleyice saatlerce ağlamıştım.
Onun canı acıyınca benim kide acıyordu.
Boşanacağımı söyleyince onaylamamıştı Yağmur ama yinede davayı açmıştım.
Asaf'ın haberi yoktu çünkü boşanma dilekçesini Asaf değil Hale almıştı.
Davaya gelmediği için ve benim sunduğum belgeler ile boşanma olmuştu. Ölü gibiydim o gün  onun soyadı değilde sanki kalbimi söküp almışlardı benden.


Şimdi ise bahçede oturmuş güneşin batışını izliyordum, hemen batsın istiyordum güneş karanlık olunca onun gözlerini hatırlıyordum.
Gece gibi siyah olan gözlerini bana bakınca içinde alevler yanan gözlerini, bana tutkuyla, şefkatle  bakan gözlerini.
Sahi bir tek bana şefkatle bakıyordu bir tek bana güzel bakıyordu.
Benim için parlıyordu menevişleri.
Ali," Geceyi mi bekliyorsun yine."
Ali'nin sesiyle yerimde sıçradım.
Yağmur'dan sonra gelmişti Ali.
Benim halimi ilk gördüğünde Asaf'a bir ağız dolusu küfür etmişti.
Ali," Korkuttum mu ufaklık."
" Hayır dalmışım öyle. Ben geceleri seviyorum hem. "
Ali," Evet artık seviyorsun. "
Başımı önüme eğip parmalarımla oynamaya başladım.
" Önceden de seviyordum ki."
Fısıltı halinde çıkmıştı sesim.
Ali," Sen karanlığı sevmezdin tavşanım o hayatına girene kadar. "
" Onun karanlığı da güzeldi ama. "
Ali," Bu kadar sevmeseydin eğer onu öldürürdüm. "
" Bilirsin ben yalandan sevemem ki "
Ali," Biliyorum ufaklığım biliyorum en çok ben biliyorum seni. "
" Ama geçer değil mi zamanla geçer içimde ki bu duygu. "
Ali," Sen geçmesini istemiyorsun ki."
" Ondan boşandım, artık bir bağımız yok ve ben istemediğim sürece beni bulamaz. "
Ali," Evet ondan boşandın çünkü canını yakmak istedin ama senin de canın yandı bunun için iki gün odandan çıkmadın. Bir bağımız yok diyorsun ama hala onun yüzüğünü taşıyorsun, ve sana onu hatırlatacak her şeye bakıyorsun tıpkı şimdi geceyi beklediğin gibi ufaklık, ve istese seni bulur Azzem ama yapmıyor senin çıkmanı bekliyor onun kim olduğunu unutma. "
Elimde ki yüzüğe baktım çıkartamıyordum o gücü kendimde bulamıyordum.
Parmağımla okşadım yüzüğümü bir damla göz yaşım düştü üstüne sildim hemen değerliydi benim için hemde çok değerliydi.
" Annesine aitmiş bu yüzük çok değerli ve güzel değil  mi Ali. "
Ali," Evet senin gözlerinin renginde taşları var hem."
" Evet onun için çıkarmıyorum ya gözlerime yakışıyor. "
Ali," Ahh ufaklığım, ağlama artık acı çekmene dayanamıyorum. "



" Canım çok yanıyor ama, onu çok özlüyorum. Oda beni özlüyor mu acaba Ali. "
Ali," özlüyor ufaklık oda çok özlüyor seni her yerde deli gibi seni arıyor."
" Rüyalarıma giriyor sarılıyorum sıkıca öyle mutlu oluyorum ki o zaman böyle içimde bir çok kelebek kanat çırpıyor sanki. Sonra uyanıyorum rüya olduğunu anlayınca birden üşüyorum, biliyor musun aldığım tişörtünün kokusu gitti onun gibi kokmuyor artık."
Ali önümde diz çöküp yerde olan başımı kaldırdı. Göz yaşlarımı sildi yenileri eklenince onlarıda sildi. Onunda gözleri dolmuştu.
Ali," yapma böyle ufaklığım ölürüm sana ben, sen benim tek kardeşimsin Azzem ağlama  başka tişörtünü getiririm sana. "
" Getirirmisin gerçekten. "
Ali," Getiririm tabi sen iste yeterki. "
" İsterim çok isterim hemde."
Ali," Ağlama o zaman bu kadar. "
" Tamam bak ağlamıyorum sen yeter ki getir, siliyorum göz yaşlarımı ama hep yenileri akıyor Ali."
Ali," ölüyorsun Azze hergün biraz daha eriyorsun gözümün önünde. "
" Ruhum acıyor kalbim kanıyor sığamıyorum hiç bir yere, bak burası varya en çokta burası acıyor. "
Elimi kalbime bastırıp Ali'ye gösterdim gözünde akan bir damla yaşı silip sıkıca sarıldı bana Ali.
Ali," Şşşş ağlama artık ufaklığım yapma böyle bir damla göz yaşın için yakarım dünyayı. "
" Ben onu çok özlüyorum Ali bazen koşup yanına gitmek istiyorum. "
Ali," Götüreyim seni güzelim hadi hemen şimdi yanına gidelim. "
" Olmaz gelemem, emin olmak istiyorum artık onda ki yerimi görmek istiyorum. "
Ali," Bazen aşk insanı kör eder ufaklık sadece kendi gözünle görürsün onun da senin gibi olmasını istersin ama çoğu kişi aşkı farklı yaşar farklı gösterir, Asaf'ın sana ne kadar değer verdiğini seni sevdiğini gözlerinde gördüm yine de emin olmak istiyorsan bekle ama ona da açık bir kapı bırak, bırak seni bulsun sana göstersin, yaşatsın sana. "



ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin