86.bölüm

57.2K 2.8K 438
                                    

YENİ BÖLÜM GELDİ UMARIM BEĞENİRSİNİZ ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM HEPİNİZE SİZİ SEVİYORUM ÖPÜLDÜNÜZ 😘 😘 😘 😘
KEYİFLİ OKUMALAR 😘 😘 😘

   Sessizliğin içinde kayboldum yine. Bir aydır olduğu gibi. Bana verilen odada ihtiyacım olmadığı sürece çıkmıyordum. Yalnızlığım ile baş başaydım. Bebeklerim biraz daha büyümüştü. Tek korkum Asaf, olmadan onları doğurmaktı.
Babaları olmadan onları dünyaya getirmek istemiyordum.
Bir ay olmuştu Asaf, hala fark etmemişmiydi ona bıraktığım ipucuyu. Yada geç kalıyordu. Bizi bulmadan yer değiştiriyordu Yusuf Mertoğlu. Bu demek oluyor ki köstebek hala yakalanmamıştı. Duvardaki saate baktığımda öğle yemeğine bir saat kaldığını gördüm.
Sert bir soluk vererek karnımı okşamaya başladım.
Yine o adamla yemek yemem gerekiyordu. Her öğün bunu zorunlu olarak yapıyordum. Gitmediğim zaman adamları kollarımdan tutup zorla yemek masasına oturtuyorlardı. Bende bebeklerim aç kalmasın diye onunla yemek zorunda kalıyordum. Zaten masaya oturduğum da onu görmezden geliyor sadece yemeğimle ilgileniyordum. Yusuf Mertoğlu ise sadece beni izliyordu.
Anneme benziyorum diye adam beni alıkoymuştu. Burdan da anlaşılıyordu bu adam hastaydı. Tamam annemi sevmiş olabilir ama annem babamı sevdi ve seven insan sevdiğinin mutlu olmasını ister. Eğer annemi seviyorsa neden onun mutluluğu ile mutlu olmamıştı.


Elimdeki bilekliğim ile oynamaya başladığımda içimden durmadan dua ediyordum. Asaf'ın beni bulması için.
Ben bilekliğe dalmışken siyah iplikten parıldayan ışığı görmemle hemen kolumdan çıkarıp örülü ipleri açmaya başladım. Bu bileklikleri özel olarak bir arkadaşıma yaptırmıştım. Üzerimde olan her şeyi alırlardı ama ipten oluşan bir bilek kimsenin dikkatini çekmezdi. Zaten içinde olan cip fazlasıyla küçüktü.
En son düğüme geldiğimde cipin üzerinde olan küçük ışığın yandığı görmemle gözlerim dolmuştu. Gülümeyip bilekliği tekrar eski haline getirdikten sonra öpüp tekrar bileğime taktım. Gözlerimde ki yaşları silerek karnımı okşadım.
" Baba bizi buldu meleklerim. Bu akşam evimizde olacaz."
Fısıltı halinde çıkan sesimi kapının çalmasıyla böldüm.
" Evet. "
" Yusuf bey yemek için sizi bekliyor efendim."
" Tamam, geliyorum. "
Yerimden kalkarak üstümü düzelttim. Bir yerimin açık olmadığından emin olunca yavaş adımlarla yemek odasına ilerledim. Bebeklerim artık sekiz aylıktı. Fazla bir kilom yoktu ama göbeğim çok büyümüştü.
Bir aydır doktora gitmediğim için sağlık durumlarını ve büyüme oranlarını bilmiyordum. Yine de hissediyordum ikiside iyiydi. Yalnızlığımda bana destek olan miniklerim babaları kadar güçlüydüler.
Masaya doğru ilerlediğimde her zaman ki gibi takım elbiseli adam sandalyemi çekmişti. Oturup masa başında olan adama bakmadan bana servis edilen çorbamı içmeye başladım.
Yusuf Mertoğlu," Afiyet olsun Azze."
Sessiz kalarak yemeğimi yemeye devam ettim. Bir aydır olduğu gibi ben yedim oda beni izledi.
Aslında şuan sevinçten havalara uçmak, durmadan gülmek istiyordum ama Mertoğlu'nun şüplenenmemesi için hiçbir şey olmamış gibi davranıyordum.
Doyduğumda yerimden kalkıp yine bana verilen odaya gitmek için yürümeye başladım.
Yusuf Mertoğlu," Bir hafta sonra yurt dışına çıkıyoruz. "
" Kaçıyorum desene şuna. "
Yusuf Mertoğlu," Asaf, seni bulmayack Azze, artık bu duruma alış. Yoksa bebeklerini göremezsin. "
Arkamı dönüp öfkeyle bana bakan adama baktım. Doğum yaptığımda bu kadar sakin duracağımı mı sanıyordu bu adam.
" Bir daha bebeklerim ile beni tehdit etmemeni söylemiştim değil mi.? Onları benden ayırırsan seni doğduğuna pişman ederim. Ayrıca son nefesime kadar sevdiğim adamın beni kurtarmasını bekleyeceğim."
Hızla yemek odasından çıktığımda Mertoğlu öfkeyle masadaki herşeyi kırıp arkamdan bağırıyordu.
" Bir daha asla onu görmeyeceksin. Göreceğin tek yüz benimki olacak Azze. Lanet olsun. "
Karnımı sıkıca tutup hızla odaya girip kapıyı sert bir şekilde kapattım.
Derin nefesler alarak yatağa oturdum.  Karnıma giren hafif sancıyla gözlerimi kapatıp Asaf'ın yüzünü gözlerimin önüne getirdim.
Her sinirlendiğimde bunu yapıyordum her defasında işe yarıyordu. Gözlerimin önüne gelen hayaliyle sakinleşiyor karnıma giren kramplar geçiyordu.
Gözlerimden akan yaşlarla, durmadan karnımda hareket eden bebeklerimin beni hissetmesi için elimle karnımı okşadım.
" Lütfen Asaf, çabuk gel."


ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin