91.bölüm FİNAL

65.7K 2.1K 401
                                    

Ben geldim. Sizi çok özledim 😍 Derslerden dolayı bölüm yazamıyordum ve mesajlarınıza cevap veremiyordum kusura bakmayın lütfen. Üstüne bide telefonum bozuldu biliyorsunuz kitapları telefonda yazıyorum. Bu bölümden sonra özel bölümlerimiz olacak umarım beğenirsiniz. Sizi seviyorum 😘 Keyifli okumalar 😘

ELAZIĞ, içimizi çayır çayır yaktı. O görüntüleri her gördüğümde ağlıyorum. Rabbim yardımcıları olsun kimseye o acıyı yaşatmasın. Ne kadar yardıma gidemesekte dualarımız onlarla. Böyle acı ölümler olmasın artık. 😢😢😢😢

Hayatımızda geçen acı tatlı olaylar, kaderin üzerimizde bıraktığı iyi kötü izler ve hayatımıza doğan mucizeler ile yıllar su gibi akıp geçiyordu. Ne yaşarsak yaşayalım, bende Asaf da çocuklarımızı gördüğümüzde bütün sıkıntıları ve dertleri unutuyorduk. Yangın olayının üzerinden iki gün geçmiş, suçlular yakalanıp cezaları verilmişti. Eskiden masada söz hakkı olan ve ihanetten dolayı öldüren adamın kızıydı bütün olayları yapan. Böyle yaparak Eva'yı yani beni ortadan kaldırıp benim yerime geçerek masada ki tek kadın olmak istiyordu. Oysa hesaplamadığı bir şey vardı. Yaptığı en büyük hata benim Asaf'ın eşi olduğumu bilmemesiydi. Ona göre Eva ve Azze bir değildi. Çoğu kişi bunu biliyordu aslında ama babası öldürüldüğü için onun bundan haberi yoktu. Beni öldürerek babası gibi masada söz hakkına sahip olmak istemişti ama  yanlış adım atmış ve sonunu kendisi hazırlamıştı. Bizim dünyamız siyahtı. Güçlünün yaşadığı zayıfın öldüğü yerdi. Biz karanlıktık, insanlarla aydınlık yanı yaşasakta hep siyah kalıyorduk. Bu dünyada doğduk. Burada yetiştik iyi yada kötü biz karanlık çemberin içindeydik. Bir masa etrafında toplanan ve dünyada istediklerini yaptıran insanların oluşturduğu bir çember yada masa...
Ne yapsakta çıkamazdık bu karanlıktan çünkü sevdiğim adam bu çemberin başı ve lideriydi. Tabi bende masada olan biriydim. Bunun için düşmanlarımız hep olacaktı. Hayatımızın sonuna kadar da böyle devam edecekti. Çocuklarım için belki tehlikeli bir hayattı ama onlar da anne ve babaları gibi bunun üstesinden gelmelilerdi. Ne kadar temiz bir hayat kurmaya çalışsamda olmayacaktı. Çünkü insanlar kötüydü ben hayatlarını temizlesem bile dünyada bütün kötü niyetli insanları yok edemez yada temizleyemezdim. Buradan giderek başka bir ülkede yada şehirde yeni bir hayata da başlayabilirdik, yada evlatlarımız için böyle bir dünya yaratabilirdik. Ama bu tamamen çözüm değildi. Herkesin bildiği ama kendine itiraf edemediği bir gerçek vardı. Doğa ve hayvanlar temizdi. Bu dünyayı kirleten insanlardı. Bunun için de gitmenin bir anlamı da yoktu.

Belimi saran kollar ile gözlerimi kapatıp her daim sığındım sıcak ve sert göğse sırtımı yasladım. Boynuma bırakılan sıcak öpücükle bir kez daha yeniden doğmuş gibi hissettim. İnsan hergün biraz daha aşık olurmu zaten aşık olduğu adama. Yada her dokunuşu ve öpüşüyle yeniden doğarmış gibi hisseder mi.? Ben bunları hergün yaşıyordum. Hergün biraz daha seviyordum aşık olduğum adamı, kalbimi ve ruhumu verdiğim bana nefes olan Asaf'ımı.
Asaf," Tatile çıkmaya hazır mısın Azze'm." 
" Hazırım sevgilim, ikizler uyansın yola çıkarız. Nereye gideceğimizi söyledin mi çocuklara. "
Asaf, kollarını sıkılaştırdığında yüzüne dönüp huysuz suratına baktım. Çenesine öpücük bırakıp kollarımı beline sardığımda oda saçlarıma küçük öpücükler bıraktı.
Asaf," Kimseye söylemedim. Bora, bilse gelir biliyorsun. Burada kalmasını istiyorum iki hafta kaldı doğuma, Begüm'ü yalnız bırakmasın."
" Haklısın ama doğumdan sonra söyle olur mu. Bora ikizleri görmeden yapamaz."
Asaf, yüzünde oluşan şefkatli gülümse ile başını olumlu anlamada salladı. Başını boynuma gömüp sakallarını tenime sürttüğünde kıkırdayıp geri çekilmeye çalıştım.
" Yapma gıdıklanıyorum. Asaf, kime diyorum ben..."
Gülüşüm kahkahaya dönüştüğünde Asaf, burnunu tenime yasladım kokumu içine çekerek derin bir nefes aldı. Bazen öyle güzel seviyordu ki beni ona karşı kendimi eksik hissediyordum.
Asaf," ölürüm güzel gülüşüne nefesim. İyi ki bana geldin iyiki benimsin zümrüt gözlüm."
" Asaf..."
Odada yankılanan telefon sesiyle daha  başlamayan öpüşmemiz durduğu için Asaf, söylenerek telefonunu cebinden çıkardı.
Asaf," öldüreceğim bunu, her seferinde yaptığım şeyi yarım bırakıyor. Sanki adamın bir gözü burada. ' Bu anı bozduğun için geçerli bir bedenin vardır umarım Bora.!"
Asaf'ın çatılan kaşları ile yolunda gitmeyen bir şey olduğunu anladım.
Asaf," Tamam geliyoruz. Sakin ol oğlum hiçbir şey olmayacak. Tamam bak çıkıyoruz evden on dakikaya orada oluruz, korkma sen."
Asaf'ın kolunu sıkıca tutup korkuyla yüzüne baktım. Telefon görüşmesi sona erdiğinde kötü bir haber almamak için içimden dua etmeye başladım.
Asaf," Hadi güzelim, hastaneye gidiyoruz doğum başlamış. "
" Ama daha iki haftası vardı."
Asaf," Bilmiyorum. Bora, hastanede olduklarını söyledi. Hemen çıkalım Bora'nın sesi iyi gelmiyordu."
Babam evde olduğu için ikizleri ona ve bakıcıya teslim edip hızla evden çıktık. Asaf, çok gergin görünüyordu. Bende deli gibi korkuyordum. Hastaneye gidene kadar Begüm ve bebek için durmadan dua etmiştim. Asaf'ın elini sıkıca tutmuş birlikte doğumhaneye hızla ilerliyorduk.
" Daha iki hafta vardı doğuma. Hem iki saat önce konuştum Begüm'le iyi olduğunu söyledi."
Asaf," Korkma belli ki yeğenim erken gelmek istemiş. Bora'nın sesi çok kötü geliyordu. Yüzündeki bu ifadeyi sil güzelim, biz sakin olalım ki ona destek olabilelim."
Başımı olumlu sallayıp koridordan sağa döndüğümüzde Bora'yı gördüm. Ellerini başına yaslamış korkuyla doğumhanenin kapısına bakıyordu. Hızla ona doğru ilerdiğimizde bizi fark edip yerinden doğruldu. Asaf'ın elini bırakıp göz yaşlarımın akmaması için başımı çevirdim. Asaf, Bora'ya sarıldığında içim titremişti.
" Bora, daha yeni konuştum Begüm'le iyi olduğunu söyledi. "
Bora," Birden sancılanmaya başladı. Hastaneye gelirken de suyu geldi. "
Asaf," Durumları nasıl peki."
Bora," Ben giremedim doğuma. Ya onlarda beni bırakırsa, ben... ben yapamadım. "
Asaf," Korkma oğlum belli ki yeğenim sana çekmiş erken geliyor. Hadi gir doğuma karının yanında ol."
" Begüm'ün sana ihtiyacı var Bora, onu yalnız bırakma. Hem onunda aklı sendedir şimdi. Senin böyle korktuğunu bilse doğuramaz ki."
Asaf, Bora'nın omzunu sıkıp onu kapıya yönlendirdi.
Asaf," Korkma birşey olmayacak ve unutma ikisi için ne gerekiyorsa yaparım. Bizimkiler nerede neden kimse yok."
Bora," Ben telaştan unuttum haber vermeyi, ilk sen geldin aklıma. Hem kızılım hamile telaş yapar şimdi, Cemre de yurt dışı falan demez gelir. Korkmasınlar onlar da."
Asaf, şefkatle Bora'nın gözlerine bakıp başını salladı. Hale ve Cemre, Bora'nın öz kız kardeşleri gibiydi. Üçü de çok bağlıydı birbirlerine, kim bilir belki de öksüz kalanların hepsi böyleydi. Anne, baba ve kardeş sevgisini başkasında arıyorlardı. Bulduklarında ise aynı kandanmış gibi seviyorlardı birbirlerini. Benim gözümde onlar dünyaya bırakılan üç melekti. Öyle temiz ve saf seviyorlardı öyle güzellerdi ki tıpkı melekler gibi...
Asaf," ben ararım çocukları hadi sen gir biz burada sizi bekliyor olacağız."
Bora, kapının solunda olan düğmeye bastığında kapı açılıp bir hemşirenin yardımıyla içeri girmişti. Asaf'ın göğsüne başımı yaslandığımda oda kollarını sardı etrafıma.
" Hep sana sığınıyor. Sen Bora'nın güvenli limanısın Asaf."
Asaf," Ben onun eviyim, biz onun ailesiyiz. Beni ne kadar delirtsede Bora, benim için hep başka olacak."
" Sen yüreği güzel koca kalpli bir adamsın. "
Asaf," Böyle süslü lafları sevmediğimi biliyorsun güzelim."
Gülümseyip kalbini öptüm. Asaf, bizimkileri aradığında yarım saat içinde herkes hastaneye gelmişti.
" İyimisin pamuğum. "
Hale," İyiyim Asaf, arayıp Begüm'ün doğum yaptığını söylediğin de iki haftası kaldığı için biraz korktum ama şimdi iyiyim."
Ay parçası gibi parlayan kızılımın yanağını öpüp karnını okşamaya başladım.
Asaf, " Hastane ortamında mikrop kalabilirsin Hale'm.  Evde kalsaydın keşke. Hassas bir dönemdesin."
Hale," Bora'nın çocuğu oluyor ama nasıl evde kalırım. Halası olarak burada olmalıyım, hem Bora'yı görmeden rahat edemem. Cemre de geliyor zaten. "
Asaf," Cemre, doğum için yurt dışından mı geliyor. Neden engel olmadın. "
Hale," Engel mi olmak Cemre'ye üstelik. İstersen ara engel ol ama bence çoktan yola çıkmıştır."
Asaf," Arasam cırcır böceği gibi aklımı yer o cadı şimdi. Bir de telaş yapar şimdi ben arayayım onu dikkat etsin."
Asaf, Cemre'yi aradığında bende kızların yanına oturdum.
Yarım saatin ardında kapı açıldığında Bora üstündeki hasta önlüğünü çıkarıp dolan gözleriyle herkese bakıp en son Asaf da durdu bakışları.
Bora," Be-n ben baba oldum."

ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin