67. bölüm

82.1K 2.8K 291
                                    




  Aile arasında yaptığımız nişan töreninden sonra hep birlikte yemek yemiştik. Bütün akşam yüzüğüme bakıp gülümsemiştim.
Bunun için Bora'nın dilinden nasibimi almıştım tabi.
Muhteşem bir  teklifle evlenme teklifi almıştım, Asaf'ın bu kadar detaya gireceğini tahmin etmemiştim.
Hayatımın aşkı, sevdiğim adamdan böyle bir teklif almak göz yaşlarına boğmuştu beni. Sözcüklere dökmeye gerek yoktu, ben gözlerinden görüyordum bana olan aşkını.
Beni ne kadar sevdiğini, tutkusunu ve arzusunu her bakışında gösteriyordu bana. Ben onun sevgisine, ilgisine ve aşkına aç bir kadındım.
Kalbim, ruhum, bedenim onun için yaratılmıştı sanki. Onunla olunca bütünleşip tam oluyorduk.
Sarıldığım adama biraz daha sokulup bana hayat veren kokusunu içime çektim. Teninde ki sıcaklığı, bana dokunmasını seviyordum.
Asaf," Uyu hadi nefesim. "
" Heyecandan uyuyamıyorum Asaf, bir hafta sonra düğünümüz var."
Asaf," Evet, bir hafta sonra resmi olarak da eşim olacaksın. "
" Yetişir değil mi sevgilim, sorunsuz bir şekilde geçmesini istiyorum. "
Asaf," Merak etme ben hallederim hepsini, sen güzel aklını yorma, beğendiklerini söyle yeterli. "
Başımı kaldırıp gözleri kapalı olarak konuşan can parçama baktım.
" Yaparsın biliyorum, sen benim kahramanımsın tabi babamdan sonra, seni ne kadar çok sevdiğimi söylemiştim değil mi. "
Asaf gözlerini açıp gülen yüzüme bakıp beni daha çok üzerine çekti. Dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp gözlerime bakarak konuştu.





Asaf," Demek ilk sırayı Ahmet amca alıyor, neyse ikinci olmakta bir şey başkası olsa kabul etmem ama baban sonuçta, ama yine de düşün ilk kahramanın olma ihtimalim yokmu mu hiç, ben ilk olmayı severim hep."
Gülümseyip başımı Olumsuz anlamda salladığım da gözlerini kısıp bana bakmaya devam etti.
Bu hareketi onu ne kadar yakışıklı ve çekici bir adama dönüştürdüğünden haberi yok muydu bu adamın.
Asaf," söyle bakalım ne kadar seviyormuşsun beni. "
" Çok seviyorum, babam gibi annem gibi seviyorum seni, doğmamış çocuklarım gibi seviyorum seni, şekeri seven çocuklar gibi karanlığı seven ay gibi seviyorum seni, bütün masum sevgiler gibi temiz ve saf bir duyguyla seviyorum seni, Asaf ben seni çok seviyorum anlatamayacağım kadar çok, sen benim ruhuma işlenmişsin seninle tamamlanıyorum ben. Yok ki bu sevgiyi karşılayacak sözler, eksik olan yetmeyen o sözcükler kadar seviyorum seni güzel adamım, sen benim tek  aşkımsın. "
Asaf, öyle bir hayranlıkla bakıyordu ki gözlerime, dünyanın en mutlu adamıymış gibi.
Gözlerinde oluşan parıltı, içinde bulundurğu  hayranlık ve aşkı o kadar güzel yansıtıyordu ki menevişlerine dayanamayıp öptüm o kara gözlerinden.
Asaf," Gel buraya ufaklığım, hiç bir şeye yenilmem bu dünyada bir tek bu aşkına yenilir köle olurum ya sana."
Asaf başımı boynuna gömüp sıkıca sarıldı belime. Saçlarıma durmadan öpücük bırakıp kokumu çekti içime.
"Bana aşkı yaşatan adam kalbime, ruhuma hoşgeldin." 
Asaf," hayatıma ve kalbime  güneş gibi doğan kadın ruhuma hoşgeldin."





Asaf sırt üstü uzanmıştı, bende onun üzerine, onu yatak gibi kullanıyordum şuan, gerçi bunu her akşam yapıyordum.
Asaf," Gözlerini kapat nefesim, yorgunluğun kalbime aksın, ruhum açıları sarsın, derdin benim olsun, göz yaşlarını benim gözlerim akıtsın, ben acırım yerine, ben ölürüm, nasıl ki senin ruhun benim için bunları yapıyorsa, bırak benim ruhumda seni taşısın bir ömür hiç yorulmadan."
Gözlerimden akan yaşan Asaf'ın boynuna düştü. Bunu hissettiğinde daha çok sarıldı bana.
Asaf'ın dokunuşlarıyla uykuya daldığımda o hala kulağıma sevgi sözcükleri fısıldıyordu.
En son duyduğum şeyle bir çiçek daha açtırdı gönül bahçemde sevdiğim ve bir kez daha şükrettim içimden Allah'a onu kaderime yazdığı için. Bana böyle bir aşkı yaşattığı için.
Asaf," Sen ne güzel bir varlıksın ki beni buldun, bana nefes oldun, eksik ve yarım olan beni tamamladın, kalbime aşktan bir kale inşa ettin, her dokunuşun da aşktan yarattığın kalede bir çiçek açtı, bak Azzem orda ne güzel bir bahçe yarattın. "
Sabah gözlerimi açtığımda bu sefer Asaf'ın başı benim boynumdaydı. Tabi o üzerimde uyumamıştı. Böyle bir şey olsa ezilirdim onun koca bedeni altında.
Yüzüne öpücükler bırakarak uyandırmaya çalışsamda bir türlü uyanmamıştı. Bende karın kaslarını ısırarak uyandırdım  ve hemen odadan kaçmıştım.
Ne yapayım ama uyanmamıştı, benim canım de baklava çekmişti.
Asaf," Gel buraya Azze, yakalarsam daha kötü olur bak. "
Koşup yemek odasına girdim burda eşya çoktu, beni yakalayamazdı. Yani umarım öyle olur du.
" Neden kendimi kandırıyorum ki er yada geç yakalayacak beni, şimdi Hulka da dönüşmüştür.
Asaf odaya girince hemen yemek masasının arkasına geçtim. 
Tahmin ettiğim gibi koca dev Hulk olmuştu tek farkı yeşil değildi.
Asaf," Bence teslim ol, ikimizi de yorma güzelim. "
Yeni uyandığı için yüzünde ki uykulu ifadesi hala duruyordu, çok tatlıydı şuan, acaba teslim olup öpsem mi.
Kanma bu tatlılığa Azze kanma.
" Savaşmadan teslim olmayız biz, Türk milletinin kanında var bu. "
Asaf," Teslim olmam diyorsun yani."
" Hayır, hem ne yaptım ki sevgilim."
Asaf," Ne mi yaptın, millet öperek uyandırır sevdiğini, benim ki ısırarak, bide karşıma geçmiş masum bir şekilde ne yaptım diyor. "
" Aşkım, öptüm uyanmadın ama ne yapayım baklavaların çok iştah açıcı görünüyordu bende azıcık ısırdım, sanki kopardım Asaf. "
Asaf," Kopardın zaten kadın, diş izlerine bak. "
Asaf üstündeki tişörtü biraz kaldırınca iki yerden çıkmış diş izlerim bana gülümsüyordu.
" Çok yakışmış ama sevgilim baksana"
Asaf," uyurken bana saldırıyorsun güzelim, korkmalımıyım. "
Dudaklarımı büzüp omuz silktim.
Asaf," Demek çok iştah açıcı görünüyorum, istersen bundan sonra çıplak yatabilirim güzelim eminim daha iştah açıcı olurum. "
" Gel ırzıma gir diyorsun yani. "
Asaf'ın attığı kahkaha ile ne söylediğimi anlayıp ağzımı örttüm.
Asaf," İstediğin zaman seninim güzelim söylemen yeterli. "
" Asaf ya, istem dışı çıktı ağzımda."
Asaf," Ağzını yerim senin, gel buraya"
Başımı Olumsuz anlamda sallayıp kaçmaya başladım. Asaf büyük bir keyifle odanın içinde beni kovalıyordu. Kaçışım olmadığını bildiğim için beni yakalamasına izin verdim. Bacağını da zorlayacağını bildiğim için kıyamadım ona.
Asaf," Ve, aslan tavşanı yakalar. "
" Ne yapacak peki aslan bu masum tavşanı. "
Asaf," Yiyecek tabi ki, hem pekte masum bir tavşan değil. "
" Değil mi.?"
Asaf," Değil, biraz yaramaz ama ben onu yola getirmesini bilirim. "
Asaf beni omzuna atıp tekrar yatak odasına götürdü.
" Asaf, ben ettim sen etme kıyma bana yiğidim daha çok gencim. "
Asaf gülerek beni yatağa bıraktı.
Asaf," Geveze bir tavşan, dilini de mi kessem acaba. "
Asaf beni gıdıklamaya başlayınca gülmeye başladım, bütün evi kahkahalarım ile dolmuştum.




ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin