Toprak ve Hale

75.2K 2.7K 312
                                    

       Karanlıktı her yer hiç ışık yoktu arada çakan şimşeklerin ışığından başka. Korktu küçük elinde olan bez bebeğine sarıldı sıkıca.
Babası burada kal demişti, başını sallayıp beklemişti babasını oda.
Annesini getirecekti ona korkuyordu ama yine bekledi orda, söz vermişti babasına arkasından gitmeyecekti.
Şaşkındı kız ne olduğunu tam olarak bilmiyordu, hafta sonu tatilinden sonra eve dönüyorlardı, hava yağmurluydu arabada annesi ve babasıyla şarkı söylerken birden sarsıldı arabaları daha ne olduğunu anlamadan araba takla atarak yuvarlanmaya başladı.
Karanlıktı her yer bir şeyi görmüyordu küçük kız, sesizce mırıldandı,
" Ba-ba, anne. "
Babası telefonu eline alıp fenerini açıp kızının onu görmesini sağladı.
" Korkma bebeğim çıkaracam seni burdan baban burda korkma. "
Adam eşine seslenince baygın olan eşi kendine gelmeye başladı.
Adam zorla kemerini açıp arabadan çıktı eşinin tarafına geçip kapıyı açınca eşi başını olumsuz anlamda salladı.
" Önce küçüğümüzü çıkar hayatım."
Adam arka kapıyı açıp kızına kucağına alıp arabadan uzaklaştırmaya başladı.
" Anne sende gel."
" Bende geliyorum bebeğim korkma annen arkadan gelecek. "
" Anne. "
" Seni seviyorum cennet kokulum annen hep yanında olacak. "
Ağlayan kızına baktı kadın gözlerinden yaşlar dökülürken.
Ağlayan kızını bırakıp eşini çıkarmak için tekrar arabaya doğru yürüdü adam, ambulansı da aramayı ihmal etmedi.
Gelen patlama sesiyle yerinde sıçradı küçük kız, gözlerinden akan yaşlar daha da çoğaldı, bir adım attı gitmek için ama gidemedi, o babasının sözünü hep dinlerdi çünkü.



Yağan yağmurun altında bekledi küçük kız, babası ve annesi gelecekti biliyordu. Zaman geçti yağmur durdu gelen ambulans sesiyle kız başını çevirip gelen ambulansa baktı.
Anlamıştı o zaman biliyordu çünkü ambulans hayat kurtarmaya gelirdi annesi öyle demişti, yüzünde tebessüm oluştu küçük kızın ona anne ve babasını getireceklerdi diye düşündü.
Gelen sağlık ekibi patlayan arabadan ölen iki canı çıkardılar.
Gelen ağlama sesi ile küçük kızın bulup hemen sardılar.
Donmak üzerinde kız çocuğu.
Anne babasını sorunca gözleri doldu onu ısıtmak için uğraşan genç kadının.
Nasıl söylerdi ki ona öldüler diye öyle masum bir yüzü vardı ki o kadar güzeldi ki kıyamadı söylemeye.
Hastaneye gittiler sonra polis geldi, kız çocuğu gelen herkese anne basını sordu, ağladı, bağırdı, çığlık attı kimseden ses çıkmıyordu.
Üstünü değiştirdiler sonra da doktor muayene etti küçük kızı.
Dolu gözlerle doktora baktı, doktor ise kızın güzelliğine ve masumluğuna bakıp boğazında oluşan yumruyu yutmaya çalıştı.
" Anne ve babamın nerde olduğunu biliyormusunuz efendim, kimse söylemiyor herkes sessiz kalıyor. "
Doktor kızın saçlarını okşamaya başladı, ne acı dedi içinden bir çocuk daha yetim kaldı diye.
" Melek oldular değil mi. "
Küçük kız hıçkırarak ağlamaya başladı, biliyordu aslında akıllı bir çocuktu, yine de kabullenmek istemedi kız çocuğu.
Gelecekler dedi hep içinden arkamdan gelecekler..
Sıkıca sarıldı doktor küçük kıza oda ağladı kız çocuğu gibi daha sonra anlattı her şeyi o zaman anladı kız çocuğu birlikte söyledikleri şarkı son şarkıydı ailesiyle, yarım kalan şarkıları gibi hayatı da yarım kalmıştı kız çocuğunun eksik kalacaktı bir yanı hep..



İki kişi gelip aldılar küçük kızı artık yaşayacak yeni evini anlattılar ona, bir sürü arkadaşı olacağını söylediler.
Demir kapıyı açıp içeri girdiklerinde etrafına baktı kız çocuğu onun gibi bir sürü çocuk vardı.
Gelmişti yaşayacağı yere yeni evi yetimhaneydi artık.
Müdüre hanım küçük kızın yanına gelip onunla aynı boya gelene kadar eğildi. Korkuyla etrafına bakan kız çocuğuna baktı kadın, içi acıdı bir çocuk için daha içi parçalandı.
Güzelliğine baktı bembeyaz bir teni vardı şaşırdı kadın bu kadar beyaz olmasına, kızıl saçları vardı ve en göze çarpan detay ise kehribar renginden olan büyük gözleriydi.
" Adın ne küçüğüm. "
Kucağında olan bebeğini daha çok sıktı kız, korkuyordu etrafında olan herkes yabancıydı çünkü.
" Hale efendim. "
" Merhaba Hale'cim bende merve sizden ben sorumluyum, her şeyi bana anlata bilirsin küçüğüm."
" Memnun oldum efendim, ama sizi tanımıyorum ki annem yabancılarla konuşma onlara bir şey anlatma diyor. "
" Öyle tabi ama ben yabancı değilim ki küçüğüm artık hep birlikte yaşayacağız. "
" Annem ve babam gelinceye kadar sizinle kalırım efendim. Beni almaya gelirler bensiz yapamazlar çünkü hem bende onları çok özledim. "
Dolmuştu yine gözleri.
" Onlar gelemez artık bitanem isteselerde gelemezler. "
Kadın kızı kucağına alıp öperek sarıldı nedense kanı ısınmıştı küçük kıza.
" Biliyorum onlar cennete ama gelip beni de alırlar birlikte orda yaşarız olmaz mı, hem babam beni öpmeden uyuyamaz ki sonra annem ben olmadan yemek yiyemez hep ağlar."
Göğsüne basıp sıkıca sarıldı ağlayan kız çocuğunu kadın, biliyordu bir masal daha mutsuz sonla bitmişti.
Kendi kendine söz verdi kadın, senin masalın mutlu sonla bitecek küçüğüm diye geçirdi içinden ve zaman akmaya başladı hızla.
Hale pencerede hep ailesini bekledi günler haftalar aylar geçince artık eskisi gibi beklemedi pencere başında. 7 yaşındaydı Hale okula gidince dersler ve yeni arkadaşları sayesinde biraz daha unuttu acısını yada öyle yapmaya çalıştı tabi Merve hanımında bunda büyük bir payı vardı, kendi kızıymış gibi seviyordu Hale'yi, öyle ki onun her şeyiyle ilgileniyordu.


Akıllı kızdı Hale dersleri çok iyiydi hele ki yaptığı çizimler harikaydı.
Bu yeteneğini fark eden Merve annesi onun için gerekli olan bütün malzemeleri almış çizim yapması için ona yardımcı olmuştu.
İstediği özel liseyi kazanmıştı Hale.
Başı dik bir şekilde zengin insanların arasında okumaya başlamıştı.
Büyüyünce daha da güzel olmuştu, uzun kızıl saçları vardı,dolgun dudakları ve küçük bir burnu.
Üstüne başına dikkat ederdi ama kendi halindeydi hiç makyaj yapmazdı yada hergün saçına bir şekil vermezdi. Yine de çok güzeldi öyle ki okuldaki bütün kızlar kıskanırdı onu bir kaç arkadaşı hariç.
Erkeklerin bakışlarından rahatsız olurdu çünkü onun tek derdi okumak istediği mesleği yapmaktı.
Tasarımcı olacaktı bunun için çok çalışıp istediği Üniversitesiyi kazanıp yurt dışına çıkmak istiyordu.
Kendine güveniyordu, biliyordu çünkü çok güzel çiziyordu öyle ki kendisi için çizip diktiği kıyafetleri bile herkes soruyordu.
Bir bahar gününde okulun bahçesinde çizim yapıyordu yine, saçlarını dağınık bir şekilde toplayıp kalemle tutturmuştu, güneş ışınları onun güzel yüzünü daha da güzelleştiriyordu hele ki kehribar rengi gözleri insanı içine çekiyordu.
Arkadaşı yanına gelmiş durmadan konuşuyordu, burdan mezun olan ve şimdi yurt dışında okuyan adamdan bahsediyordu, şimdi burda olduğunu onun da görmesi için ısrar ediyordu.

Gelen seslerle bahçeye çıktıklarını anladı genç kız, kızların övgü sözleri ile yüzünü buruşturdu.
Okul kapısında bekleyen yetimhaneden arkadaşını görünce yerinden kalkıp gülümseyerek çıkışa doğru gitti onu izleyen  bir çift yeşil gözden habersiz.
Yerinde kaldı adam, çıkışa doğru giden kıza bakıyordu ne kadar da güzel dedi içinden gözleri, teni, saçları en çok da gülüşü.
Kaşları çatıldı yine buda onlar gibi dedi diğer kızlardan bir farkı yok.
Bilmiyordu ki giden aşkıydı, sevdiğiydi, onun nefesi olacak kadındı Hale.



Bir gün yaptığı çizimler kaybolunca deli gibi aramaya başladı Hale.
Bütün okulu dolaştı ama yoktu.
Sonra gelen kahkaha seslerini takip etti, okulun arka bahçesine çıktığında çizimlerini okulun zengin ve soylu ailesinden olan kızın elinde gördü, hiç sevmezdi bu kızı  şımarık, kendini beğenmişin tekiydi.
Hale çizimleri almak isteyince kız inkar edip çizimlerin ona ait olduğunu söyleyerek vermemişti.
Hale kızın üzerine saldırınca olaylar olmuş kavga başlamıştı taki gelen  sert, soğuk sese kadar.
Adam biliyordu çizimlerin kıza ait olduğunu en son geldiğinde bahçede görmüştü kızı çizim yaparken zaten o günden sonra silemiyordu bu yüzü aklından.
Olaylar sonucunda Hale çizimlerine kavuşmuştu, onun kurtarıcısı ise karşısında duran yapılı adamdı.
Hale kısık bir sesle adama teşekkür edip tam gitmek için hareket ettiğinde onun sesiyle durdu yine.
" Adım Toprak Şahoğlu, umarım çizimlerin zarar görmemiştir. "
Genç kız dolu gözlerini kaçırarak başını olumsuz anlamda salladı.
Şahoğlu çizimleri çalan kızın soyadıydı, demek ki akrabaydı dedi içinden.
" Kuzenimin yaptığı hata için üzgünüm."
Konuşmadı kız burada hatalı olan sadece kuzeni değildi, hocalar da onun tarafını tutmuştu, bir kez daha lanet etti paraya insanların karakterlerini sattığı bir kağıt parçası için, iyi olduğu için değilde parası olduğu için sevilen ve seven insanlardan nefret etti.



O günden sonra adam bir kaç defa okula gelmişti kendine itiraf etmek istemese bile Hale için geliyordu.
Onun hakkında küçük bir araştırma yapmıştı. Nasıl bir hayatı olduğunu biliyordu artık.
Yine vazgeçmedi adam peşinden gitti hep kız ne kadar olumsuz baksada duruma, adam vazgeçmedi.
Onun ailesine göre değildi bunu biliyordu Hale ama yine de gözlerini kapatınca gördüğü tek şey bir çift yeşil gözdü.
Bir yılı kalmıştı sadece onun için çalışıp duruyordu çünkü on sekiz yaşına girdiğinde yurttan da ayrılmak zorundaydı.
Ama hayat onun için sürprizler hazırlamış kader ağlarını örmüştü.
Onların aşkı zor başlamıştı hemde çok zor. Yaptıkları tartışmaları, birbirlerine olan nefretleri, kızgınlıkları aslında hep aşkın habercisiydi.
Adamın ülkeyi terk etmesi aylar sonra geri dünüşü, kız için ailesini karşısına alması zorla yapılan nişanı.
Yine de kalbini attıran içini ısıtan kadın için durmadan mücadele edişi.
Onların aşkı acıydı, yaraydı, nefes almaktı, hayatta kalmaktı.
Adam güzeldi,  kadın güzeldi...
Adam sertti,  kadın inceydi...
Adam, aşıktı,,  kadın aşıktı...
Ve Hale bu masalı mutlu sonla bitirmek istiyordu.
Hale ve Toprağın masalını.
Peki onların mutlu bir sonu olacakmıydı.....

Gelen istek üzerine Hale ve Toprak için yazdığım bölümü umarım seversiniz. Keyifli okumalar. Sizi seviyorum sevgili okuyucularım, bitanelerim 😍😍😍💗💗💗💗💗
😘😘😘😘😘😘

ASAF-I AZZE TUTKUSU  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin