38. Aşk (Özel Bölüm)

1K 781 14
                                    

Bu bölümü xym-xymm e ithaf ediyorum

İyi okumalar

Almıla'nın anlatımı

Mis gibi kokan son yufkayı da sacın üzerinden alıp beze yerleştirdim. Üzerini kurumasınlar diye örttüğümde görünürde kimse yoktu. Zorlukla doğrulup etrafa bakındım. Evdeki boğaz sayısı artınca işler de artmıştı. Sabah erken kalkıp tüm işleri bitirmeye çalışsam ne evin işi ne bahçenin işleri bitiyordu. Yufka dolu bezi alıp eve girdiğimde kokuyu duyan herkesin yatağından kalkıp geleceğini biliyordum.

Sofrayı salona kurduğumda yukarıdan gelen kahkaha sesleri beni mutlu etmişti. Uyanmışlar bir de oyuna dalmışlardı demek. Merdivenlerden çıkıp üst kata geldiğimde oda kapısı sona kadar açıktı. İskender'in bir elinde tarak, önünde oturan kızımız Mahperi'nin saçını tarıyordu. Mahperi'nin ikizi olan Mahinur'unsa saçlarını çoktan ikiye ayırıp örmüştü bile.

"Hayırlı sabahlar. Nedir bu neşenizin kaynağı sultanlar?"

İki küçük kız da ellerini ağızlarına götürüp kıkırdadağında onların bu neşesine dahil olmamak imkansızdı.

"Anne bak babam saçıma iki tane melik ördü. Mahperi'nin saçına bir tane örecekmiş sen karıştırma diye."

İskender'in Mahinur'a kaş göz işareti yaptığını görünce bir şeyler çevirdiklerini anladım. Bunu bana söylemelerini istemezdi.

"Neyi karıştırmayayım diye?"

Ama minik kızlarının ağzında bakla ıslanmadığını unuturdu.

"Sen bizim isimlerimizi karıştırıyormuşsun ya. Saçlarımız farklı olunca karıştırmazmışsın."

"Öyle mi?"

İskender'e tek kaşımı kaldırarak baktığımda bakışlarını kaçırdı. Kızlarının ismini karıştıran o, bir de utanmadan suçu bana atardı. Halbuki Mahperi'nin dudağının kenarında minik bir ben vardı. Mahinur'un yüzü biraz daha yuvarlaktı.

" Evet. Babam bu yüzden her sabah saçlarımızı farklı yaparmış."

Gülümseyip sesimi çıkarmadım. Üç yaşındaki kızlarının arasındaki farkı hala anlayamadıysa hayatının geri kalanında erken kalkıp saç örerek devam ettirmek zorundaydı. Saçları dolaştığı için bana taratmayan kızların, babaları tararken seslerini çıkarmayışı da sinir bozucuydu. Bir kaç saç telini tararken yolduysam cihanın sonu gelmiş değildi ya canım!

"Babanız ne iyi etmiş. Her sabah sizin altın saçlarınızı örecek olması çok düşünceli bir hareket. Hadi kahvaltı hazır. Son gelenin yumurtasını yaşlı köpek Akça yesin."

Yerlerinden hızla kalkan kızlar koşa koşa merdivenlerden aşağı inmişti. Bende peşlerinden koşturduğumda elinde tarakla kalan İskender'in bugün yumurta yiyemeyeceği aşikardı.

Kahvaltımızı yaptıktan sonra kapı hızla çaldığında kimin geldiğini az çok biliyordum.
"Peri, Nur ben geldim açın kapıyı."

Yerimden kalkıp kapıyı açacağımda İskender beni durdurup kendisi kalktı.
"Sen otur ben bakarım. Erkek erkeğe iki çift kelam etmenin vakti geldi. Daha evvelsi gün kızları eşeğe bindirip kaçırmasının hesabını keseceğim."

Adam, çocukla çocuk oluyordu. Ne vardı Vefat efendinin eşeğini kaçırıp kızları sokakta gezdirdiyse. İskender efendi için kızları söz konusu oldu mu akan sular dururdu.

AŞK I CÜDA Kitap OlacakWhere stories live. Discover now