AŞK I CÜDA Kitap Olacak

15. Muştulu Haber

İskender'den:

Kuşluk vaktinin serinliğine eşlik eden kuşlar, nazlı nazlı salınan lalelerin arasında ötüşüyordu. Oturduğum ipek kumaşla kaplanmış kuş tüyü minderlere biraz daha yerleştim. Bayezid'le her gün yaptığımız gibi kahve eşliğinde payitahtın sorunlarını konuşuyor, dertliye deva, borçluya eda arıyor, hayır hasenat yapılacak yerleri konuşuyorduk. Dün validesi Hürrem Sultan'ın arzusuyla sancaktan gelmiş, bugün de benim ısrarıma dayanamayıp hanemi şenlendirecekti.

"Mohaç seferine, babam tüfekçi yeniçerileri götürdü. Cenk meydanları değişti. Gayrı çetin bir savaş bizi bekler. Bundan böyle benim dediğime uyasın, validemin yaptırdığı şifahanede ahaliye deva olasın."

"Sen ne dersin Bayezid? Biz birbirimize gardaş olduk. Enderun da birlikte değil miydik? Beni yanına alıp bu güne gelmeme yardım eden sen değil miydin? Şimdi ne dersin de cenke, sancağa bensiz gidersin? Sana bir hal olsa benden iyi kim bakar?"

Sinirlenmiştim ama onun dudaklarındaki tebessüm silinmemişti. Elindeki kahvesini yere bırakıp ciddiyetle bana baktı. Gözlerinden akan huzur beni de sakinleştirmeye çalışıyor lakin içimde dalgalanan hırçın deniz buna izin vermiyordu.

" Gayrı ben hocalarımdan kaçmayacağım sen de beni ağaç kovuklarında saklamayacaksın, ben hünkar babamın kıyafetlerini giyip padişah rolü yapmayacağım sen de benim vezirim olmayacaksın. 10 yaşında haylaz veletler değiliz. Artık hünkar da biziz, vezir de. Benim tahta çıkma zamanım gelene kadar şifahanede sıradan bir tabip olacaksın. Eğer sen benim yanımda olmaya devam edersen bana ulaşmak isteyenler önce sana ulaşır. "

Anlamıştım. Ne etmek istediğini gözlerinden anlamıştım. Kendinden çok beni korumak isterdi. Bana zarar gelmesin isterdi. Kirli taht kavgalarında benim yer almamı istemez vakti gelene kadar da ahaliyi idare edip şehzade Bayezid'e sadık olmalarını sağlamamı isterdi.

"Senden önce ağabeylerin var onları ne edeceksin? Babana benziyor olman tahta çıkman için yeterli değildir."

"Yanılırsın İskender. Hürrem Sultan'ı unutursun. Babama karakterim benzer diye beni çok sever, daima ardımdadır. Benim hiç bir şey yapmama gerek yok, Hürrem Sultan tek başına beni tahta oturtur."

"Validen tek başına yeterli değildir, baban Selim'i ne çok sever bilmez misin? Peki ya Mahidevran Sultan? O da oğlu için uğraşmaz mı?"

"Unuttuğun bir şey var İskender?"
Nedir der gibi baktım. Onun bilipte benim bilmediğim ne olabilirdi ki?

"Validem Hürrem Sultan akıllı kadındır. Beni alelacele neden payitahta çağırdı sanırsın? Devletlu İsmetlu Hürrem Haseki Sultan Aliyyetü'ş-Şân Hazretleri.... Babam yakında Nahcıvan seferine katılacak, Mustafa ağabeyim de bu sırada Konya'da olacak. Tahta çıkmam için önümüzdeki engeller tek tek kalkacak. Hürrem Sultan'ı sakın hafife almayasın. Babamın resmi nikahlı eşidir. Babamsa ağabeyimden çok validemi sevmektedir. Ablam Mihrimah Sultan'ın da desteği vardır. Selim ağabeyimin hocası Lala Mustafa Paşa'nın da desteğini almak üzereyim. "

İşittiklerime inanamamıştım. Taht kavgalarında şehzadelerin boğdurulduğunu işitmiştim lakin bunu kardeşim dediğim canımdan geçecek kadar sevdiğim birinin yapacak olması beni ürkütmüştü. Şehzade Bayezid, çocukluğundaki gibi haylaz, dur durak bilmeden çalışan, akıllı edepli ahlaklı biriydi. Lakin kardeş katli, asla aklıma gelmezdi. Hırslarının gözünü kör etmesinden korkardım.

"Lala Mustafa Paşa'nın senin yanında olacağını nerden bilirsin? Kendisi ağabeyin Selim'in hocasıdır. Ağabeyine destek olmak varken neden sana yardım etsin? Bu işte bir iş var Bayezid beni dinleyesin. Ona güvenmeyesin. Ağabeyinin oyunu olabilir."