18. Gözlerini Semaya Dikmiş

1.2K 1.2K 145
                                    

İyi okumalar 🤍

Almıla'dan :

Ophelia'nın yanından ayrılalı öğle vakti geçmiş ikindi vaktinin sonuna gelmekteydik. Güneş yerini aya bırakmak üzere gün geceye devrilmekteydi lakin ne bir ses ne bir haber alabilmiştim. Korku iliklerime kadar işlemiş, dudaklarımdan dökülen dualar semaya karışmaktaydı. Yerdeki küçük taşların çıkardığı sese dönüp baktığımda Hürrem Sultan'ın yardımcısı Perihan'ı gördüm. Sarayın entrikalarının, ihtiraslarının bile değiştiremediği güvenilir insan Perihan. Yüzü bembeyaz kesilmiş, ellerinin titremesini belli etmemek için kaftanını sımsıkı tutuyordu.

"Aaa- Almıla Ha- Almıla Hatun, bacını unut."
Her ne olduysa sesi titriyor, korkudan kekeleyerek konuşuyordu.

"Sen ne dersin Perihan Hatun? Ne demek bacını unut? Ophelia'nın başına bir hâl mi geldi? Ahvali nasıldır? Nerededir?"
Korkularımın gerçek olacak olması beni daha da endişelendiriyordu. Neredeydi? Neden gelmemişti? Hürrem Sultan'la ne konuşmuşlardı? Merak, elma kurdu misali içimi kemiriyordu.

" Hürrem Sultan'ın hafiyesi Batur, sizi çarşıda görmüş. Şehzade Bayezid'i takip edermiş. Olanları Sultan duyunca dellendi. Eğer Ophelia bugün gelmeseydi ertesi gün adam gönderip huzuruna getirtecekti. Şimdi de mapushaneye attırdı. Olaylar durulana kadar orada duracaktır. "

Hiç bir şey anlamamıştım. Ne suçu vardı? Sadece konuştu diye suç mu olmuştu? Şehzadelerin çarşıya inip ahalinin ahvalini öğrendiği olur, dertlerine derman olmak için sohbetler düzenledikleri duyulurdu. Herkesle konuşmalarında sorun olmaz da Ophelia ile konuşunca mı suç olmuştur. Bu işte bir iş vardır. Hürrem Sultan katıdır lakin dinleyip yargılamadan iş yapacak da değildir.

"Ne olayıdır bu? Ophelia'yla ne alakası vardır?"

Önce etrafı kolaçan etti sonra da bana doğru yaklaşıp  fısıldadı:
"Şehzade Mustafa boğduruldu. Hürrem Sultan, şehzadelerini bu yüzden alelacele çağırdı. Hünkar babalarının yakınında tutup şehzadelerini korumak istedi. Hem böylece onlar saraydaydı biz yapmadık diyecek hem de karşıdan gelebilecek her hangi bir suikasta hazırlıklı olacaktı. "

Şaşkınlıktan soluğum kesilmişti. Şehzade Mustafa'nın şehadet haberi gelmemişti. Ahali daha duymamış, çıkabilecek ayaklanmaya karşı hazırlık yapılmaktaydı.

" Ophelia'yla ne alakası vardır? "

"Alakası pektir. Hürrem Sultan, şehzade Bayezid hünkar olsun ister. Ophelia'ya şehzadenin gönlü kaymıştır. Buna engel olup sadece onun sözünü dinlesin, anası varken hatun sözüne kanmasın ister. Ayrıca sarayla ilişiğinizi kesmiştir. Kumaşlarınız geri yüklendi. Gayrı saraya gelmesinler dedi. "

İşittiklerimin hangisine yanmalıydım?
Şehzadenin sadece aşık olduğu için gencecik bir hatunun hayatını kaydırmasına mı? Yoksa ücreti ödenen bir araba dolusu kumaşın elimizde kalmasına mı? Saray önemli bir geçim kapımızdı. Gayrı o da kapanmıştı. Rızkı veren Allah, şükretmeyi bilmeyenden almayı da bilirdi.

"Bir kez olsun göremez miyim?"

"Maalesef göremezsin, izin vermezler. Başına kötü bir hal geleceğini sanmam bir kaç aya kalmaz şehzade unutunca salıverirler."

Birkaç ay... Başkası için sıradan, göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir zaman. Peki ya yakınlarına? O vakit hemen dolar mıydı? Günler gecelere devrilirken, özlem yerini hasrete bırakmaz mıydı? Yaşanmışlıklar bir bir anılara dönüşüp zamanla akıllardan yitip giderdi. Onun kolaylıkla söylediği bir kaç ay kelamını benim söylemeye dilim dönmüyordu. Adaletsiz cihanda, adaleti Allah'tan başkasından dilenmek boşaydı. Gayrı dilimiz duadan başka kelam etmemeliydi.

AŞK I CÜDA Kitap OlacakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin