28. Bir Kese Akçe

970 1K 145
                                    

Hoş geldin 🤍

Değerli okurum umarım iyisindir uzun zaman oldu bölüm atamadım seni beklettim biliyorum ve çok üzgünüm. Ama şükür kavuşturana diyorum ve seni yeni bölümle başbaşa bırakıyorum...

İyi okumalar...

Almıla'nın anlatımı:

Güneşin nurunun yansımasıydı gözlerindeki parıltılar. Göğün renginden daha maviydi bakışlarındaki canlılık. Altın sarısı saçlarına vuran mum ışığı, dalgalarına karışmıştı her bir telinin. Çenesini saran sakalları, dudaklarının üstünü süsleyen bıyığı şanıydı erliğinin. Mutlulukla şen kahkahalarla kıvrılan pembe dudakları, sarı saçlarımın kokusunu ciğerlerine hapseden burnu...

İskender...

Benim mert, yiğit erim zevcim.

Doğacak evladımın atası.

Güçlü kollarının arasında esir aldığı bedenimi kucaklayan sevdiğim.

"Bizim evladımız mı olacak dersin benim leylak kokulum? Ben doğru mu işittim?"

Yanaklarıma koyduğu elleri, yeşimlerime mühürlediği mavilerindeki merak, yüreğimi heyecanla sarıp sarmalıyordu. Dudaklarımdan çıkacak olumlu bir yanıt için ellerimin altındaki yüreği yavru bir kuş gibi titriyordu.

" Doğru işittin beyim. Bir evladımız olacaktır."

Tenime konan her bir buse, gelecek günlerin güzelliğini muştuluyordu. Hızla aldığı abdestiyle eda ettiği şükür namazı, daha nice güzel muştuların secdesiydi.

◽◽◽

"Hoş geldiniz. Nerede kaldınız oğul? Gece haber salmışsınız sabah varırız diye, öğle vakti girdi anca ulaşırsınız."

Babam Aliyar Beyin ettiği kelam, yanaklarımın kıpkırmızı kesilmesine neden olmuştu. Gözlerindeki merak, yolda başımıza kötü bir hal gelip gelmediğini öğrenmek için üstümüzde geziyordu. Göz kenarlarındaki kırışıklık, kara saçlarına düşen aklar, uzun boyunu eğen kamburuyla üst üste gelen felaketlerin izlerini taşıyordu.

" Almıla kızım, iyi misin gözümün nuru yavrum? "

Pamuk gibi ellerini yaran nasırlar, bembeyaz cildini süsleyen güneş lekeleriyle tarlalarda gece gündüz çalışan annem Banu hatunun sorusuysa, beni kıvrandırırken İskender'i güldürmekteydi. İskender'le tek bir atta gelmiş, Ayşe hatunun yanına at arabasına binmemi istememişlerdi. İskender, bize kötü bir hal olur endişesiyle ağır ağır yürütmüştü    atını çiftliğe.

"Hoş bulduk, iyiler meraklanmayasınız. Geçelim içeriye, soluklanalım azizim."

Vedat efendinin kelamıyla bizi kapıda karşılayan herkesin yüreği ferahlamış, yüzleri gülmüştü. Beraber içeriye geçtiğimizde büyüklerin verdiği muştu, bahçede kesilen koçla taçlanmıştı. Fakir fukaraya dağıtılan etlerin hayrı doğacak evladımız içindi. Köşke geri taşınacak olmamız ve evlat haberi herkes tarafından sevinçle karşılanmıştı.

" Hayırlı olsun Almıla"

"Sağ olasın Ferhunde bacım. Ahvalin nasıldır?"

Gözlerinden geçen hüzün, ağabeyim Mustafa ya değmesiyle farklı bir anlam kazanmıştı. Hüznün yerini sevgi ve saygı almış, huzur yeni yeni yer etmeye başlamıştı evli çiftin yuvasında. Ani gerçekleşen evlilikleri, evvela ikisi için de zor olmuştu. Herkes bunu bilir lakin ses etmezdi. Kimsesiz bir hatunun kaderiydi belki de yaşadıkları. Ablalarının günahlarını çekmekti belki de bunun adı. Olan üç küçük yavruya olmuş; teyze bildikleri hatun, onlara ana olmuştu.

AŞK I CÜDA Kitap OlacakWhere stories live. Discover now