12.Bölüm: "Tesadüf"

31.8K 1.9K 121
                                    

12.BÖLÜM: "TESADÜF"

Sezen Aksu, Son Bakış

Birkan Nasuhoğlu, Sevda

Keyifli okumalar :)

🌸

Gökyüzünden düşen yağmur damlaları yüzümü ıslatırken dişlerimi sıkarak burnuma gelen toprak kokusunu içime doldurdum. Hava yağışlıydı ama sadece ara sıra atıştırıyordu.

Etrafımda sürekli devam eden kargaşanın sesleri kulaklarıma kısa bir uğultu içinde geldiğinde göz kapaklarımı araladım. Küçük hastaneye gelen yaralılar sığmadığı için büyükçe bir çadır vardı bahçede. Etrafta çığlık atanlar, minik çocuklar, bir sürü asker ve doktor varken Melis kolumu tutarak beni hastanenin içine çekti.

"Doğan Bey seni çağırıyor, yeni gelen yaralı asker ağırlaşmış." Sesindeki endişe beni de etkisi altına aldı. "İstersen ben de bakabilirim, sen geç yukarı, dinlen."

"Hayır," dedim düz bir sesle. Üzerimdeki koyu yeşil hemşire kıyafetine ellerimi sildim ve yağmurun ıslaklığını yok ettim. "Ben giderim, sen diğerleriyle ilgilen."

Melis bir süre durgunca yüzüme baktı ama benden bir tepki alamayınca kolumu sıkarak dışarı çıktı. Doğan Beyin odası üst kattaydı ve yaralı asker de yukarıdaki yoğun bakım odasındaydı. Kısa merdivenleri tırmanırken at kuyruğu yaptığım saçlarımdaki yağmur damlalarını ellerimde kurutmaya çalıştım.

Buraya geleli iki hafta, Korkut ile o saçma ve yıkıcı konuşmanın üzerinden ise üç buçuk hafta geçmişti. O gün eve döndüğümde o kadar karmaşık ve kırıktım ki, kimseyle konuşmadan bir duş alıp direkt Melis'e gitmiştim. Çünkü yalnız kalınca daha fazla ağlayacağımı biliyordum.

Şu an Irak sınırındaydık, burası çok karışık ve acı doluydu. Askerler kadar minik çocuklar da yaralı olarak sık sık geliyordu. Küçük köylere atılan bombalardan, mayınlardan etkilenen çok fazla masum insan vardı.

Doğan Beyin odasının kapısına geldiğimde kapıyı çalarak içeri girdim. Kumrala çalan sarı saçları, uzun boyu ve genç yaşıyla burada ne aradığını merak etsem de ben de buraya tek bir amaç için gelmiştim.

Ben gelince ayaklandı ve elindeki dosyayı alarak kapıya doğru ilerledi. "Turan'ın durumu ağırlaştı. Yarası gece iltihap kapmış, açıp tekrar temizleyeceğiz."

Hızlıca kafamı sallayıp onu takip ettim. Koridorun sonunda görünen yoğun bakımdan sadece üç oda vardı ve birinde de Turan vardı. O buraya yaklaşık dört gün önce gelmişti ve bize geldiğinde boynundaki o yarığı gördüğümde ne yalan söyleyim bayılacağımı düşünmüştüm. Atar damara denk gelmemişti ama kurşun soluk borusunu delmişti. Her an atar damar da zarar görebilecek kadar derin bir yara olduğu için de yoğun bakımda duruyordu.

Girişte eldivenlerimizi ve maskemizi takıp odaya girdiğimizde Turan'ın acıyla sayıkladığını gördüm. Güçlü bir ağrı kesici almasına rağmen dilinden düşürmediği bir kız vardı.

Hızlıca yarasındaki sargıyı açtım, Doğan Bey elindeki ilaçlarla yarayı inceleyerek iyice temizledi. Bu sırada Turan'ın kafasını tutuyordum hareket etmemesi için. Sonunda temizlendiğinde kafasıyla bana sarmamı işaret ederek çıktı odadan.

SEVDA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now