22.Bölüm: "Derman"

30.4K 1.5K 203
                                    

22.BÖLÜM: "DERMAN"

Selaaam!

Keyifli okumalar...

🌸

"Hadi kızım! Çayın soğudu!"

Babamın sesini duyduğumda son kızartma tabağını da alarak mutfaktan bahçeye çıktım. Elimdeki tabağı masanın ortasına bırakırken, "Geldim geldim," diye söylendim.

Ömer abimlere gitmemizin üzerinden bir hafta geçmişti. O gün Civan'ın yakalandığını öğrendikten sonra bir rahatlama gelmişti. Sadece bana değil; abime, Korkut'a ve Melis'e de. Akşamına Korkut'la buluşacaktık fakat onun karargahta ki işleri uzayınca bunu ertelemek zorunda kalmıştık.

Ondan sonra günler çok yoğun geçmişti. Korkut bir görev için dört günlüğüne şehir dışına çıkmıştı. Çok ani olduğu için vedalaşamamıştık bile. Daha dün gece dönmüştü ama ben o saatte uyuduğum için yine birbirimizi görememiştik. Günler sonra onu ilk defa, bu kahvaltı masasında görüyordum.

Babamlar bu pazar gününde tüm evi erkenden ayağa dikerek bahçeye kahvaltı hazırlamamızı söylemişlerdi. Annem ve ben koşarak mutfağa girmiş ve bir saat içinde birçok şey hazırlamıştık. Bizim bahçedeki masaya güzel bir sofra kurulmuştu ve Gülhan teyzelerde çok geçmeden geldiklerinden hep birlikte masaya geçmiştik. Melek daha çok küçük olduğu için Ömer abimler gelmemişti fakat Tolga abim burdaydı.

Anneme doğru fısıldayarak, "Eksik bir şey kaldı mı?" diye sordum.

"Yok yok, otur artık sende kızım."

Başımı sallayarak Zeynep'in yanında ki boşluğa oturdum. Kadir amca, "Afiyet olsun," dediğinde herkes kahvaltısına başladı. Çayıma iki tane şeker atıp karıştırırken gözlerim Korkut'a kaydı. Tolga abimle yan yana oturmuşlardı ve bir şeyler konuşuyorlardı. Masanın diğer tarafında oldukları için onları duyamıyordum.

Tolga abim Kadir amcaya döndüğünde Korkut başını olduğum tarafa çevirdi. Göz göze geldiğimizde dudaklarımı gülmemek için birbirine bastırarak ona baktım. Gülümsemiyordum çünkü birilerine gülüşerek bakışırken yakalanmak istemiyordum.

Korkut ise bunu asla umursamıyordu. Birinin görüp görmeyeceğini umursamadan bana göz kırptığında hayretle ona baktım. Cidden asla akıllanmayacaktı.

Daha fazla bunu sürdürmeyerek önüme döndüm ve tabağıma her şeyden azar azar doldurdum. Karnım çok açtı aslında ama insanların önünde fazla obur gözükmekte istemiyordum.

Yarım saat boyunca herkes sohbet muhabbet ederek kahvaltısını yaptı. Herkes çay içmeye başladığında annemlerin kalkmasına izin vermeden Zeynep ve ben ayaklandık.

Birlikte hızlıca masayı toplamaya başladık. Korkut'un önündeki tabakları alırken masanın altından bir eliyle bacağıma dokunup durmuştu ama ona ters bakışlar atmaktan başka bir şey yapmamıştım. Annem ve Gülhan teyzenin gözleri sürekli üzerimizdeydi.

Zeynep'le birlikte mutfağa geçerek bulaşığa giriştik. Bu sırada onun dersleri hakkında sohbet ediyorduk.

"Aslında puanın iyiymiş," dedim bardakları köpükleyerek. O da bir yandan benim köpüklediklerimi duruluyordu.

"İyiydi ama ben diş hekimliği istediğim için yazmadım. Annem çok ısrar etti öğretmenlik yazmam için ama abim kimse karışmasın diyince mezuna kalmama izin verdiler."

SEVDA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now