44.Bölüm: "Sonsuz"

24.8K 1.3K 188
                                    

44.BÖLÜM: "SONSUZ"

Selamlar :)

İçimiz buruk çünkü bu bölümden sonra finalimizi okuyacağız. Bölümün bir kısmı yetişkin içerikli, işaret koyduk. Okumak istemeyenler direkt geçebilirler.

Bu bölüm yorumlarınızı ve oylarınızı aktif görelim mi Sevda Çiçekleri?

Keyifli okumalar...🥺

🌸

Aşk kaderin en karanlık çizgisi de olabilir en aydınlık kapısı da. Seçilen kararların, yapılan hataların bir sonucudur ama asla yanlışmış gibi hissettirmez. Kaderimde ona rastladığım için çok şanslı bir kadındım. Bir diğer şansım da oğlumdu. Büyüdükçe tamamen Korkut'a benziyordu.

Dördüncü ayı dolduruyorduk ve Korkut şu an bir görevdeydi. İlk iki ayımızı birlikte geçirsek de o telefon bize üçüncü ayın başlarında gelmişti. İçi yansa da, bizi öyle bırakmayı canından istemese de zorundaydı ve giderken sadece Mert'i ve beni uzun uzun izlemişti. Bu süre içinde gün içinde bana haber vermeye çalışıyordu. Birkaç gün aksasa da, görüşüyorduk.

Telefonu eline aldığında görsün diye gün içinde hem kendimin hem de oğlumun fotoğraflarını mesaj kısmına bırakıyordum.

"Mert'im," dedim alnından yavaşça öperek. "Özledin mi babayı?"

Ağzından birkaç anlamsız mırıltı çıkardı ve ayaklarını salladı. Korkut gittiğinden beri geceleri daha sık uyanıyordu. Bazen benim kucağımda bile rahatlamıyordu ve kucağımda onu uyuturken gözyaşlarım akıyordu.

Saat geceye devrilmek üzereydi, on ikiye geliyordu. Dudaklarım Mert'in alnında gezinirken fark ettiğim şeyle kaşlarım çatıldı. Emin olmak için elimi alnına yasladığımda Mert de huzursuzca kıpırdanmaya başlamıştı.

"Ateşin var senin," dedim telaşla. Ayaklanıp yatak odasından çıktım, aklıma ılık bir bezle alnına baskı yapmak gelmişti ama yirmi dakikanın sonunda Mert bu sefer ağlamaya başlayınca dudaklarım büküldü.

"Ağlama annem," dedim ben de ağlamak üzereyken. "Hastaneye gideceğiz şimdi, ağlama benim canım."

Üzerime hızlıca eşofman geçirdim ve Mert'in de yeleğini sırtına geçirdim. Artık yaz aylarına giriş yaptığımız için havalar sıcaktı. Oyalanmadan arabaya geçtiğimizde onu güvenli bebek koltuğuna oturttum. Hastaneye varmamız uzun sürmedi, saat geceye devrilirken yollar boştu.

"Ateşi çıktı," dedim acildeki hemşire kıza direkt. "Düşmedi bir türlü."

"Ben alayım isterseniz," dedi kız tebessüm ederek. "Siz girişini yaptırın."

"Yaptım yaptım," dedim bildiğimi belli ederek. Elimdeki kağıdı ona doğru uzattım. "Doktor var mı bugün acilde?"

"Çocuk doktorumuz yok fakat sizinle de ilgilenir." Kağıda baktı. "Hemen girebilirsiniz içeri."

"Teşekkürler."

Hızla gösterdiği odaya ilerledim çünkü Mert artık hıçkırarak ağlıyordu. Başını göğsüme bastırarak seyrek saçlarından öptüm. "Şşş, geldik anneciğim, geçecek."

Kapıyı vurup içeri girdiğimde gördüğüm yüzle şaşkınlıkla kaldım. Aynı bakışı karşımdaki adamda da görmüştüm.

"Doğan?"

SEVDA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now