4.Bölüm: "İnat"

39.1K 2K 336
                                    

4.BÖLÜM: "İNAT"

Keyifli okumalaar!

🌸

Kafamın içindeki karmaşa o kadar büyüktü ki, baktığımız şeylere odaklanamıyordum. Ayrıca daha projemi bitirmemiştim ve haftaya teslim etmem gerekiyordu. En kısa zamanda kendimi verip en iyi şekilde projeyi bitirmem gerekiyordu.

Alışveriş merkezinde gezerken kendimi nedensiz yere oldukça yorgun hissediyordum ve acıkmıştım. Yaklaşık iki saattir mağazalara giriyor ve kıyafet deneyip çıkıyorduk. Kızların ısrarıyla birkaç elbise almıştım, lila rengi ağırlıktaydı.

Akın bir süre sonra bize dayanamamış ve yanımızdan ayrılmıştı. Şimdi ise kuyumcunun önünde duruyorduk ve içerideki adamın paraları altına çevirip vermesini bekliyorduk.

"Evlenmek istiyorum ben ya," dedi Melis, dibi düşmüş bir şekilde camın ötesinde olan elmaslara bakarken gözleri parlıyordu. "Bana aday bulalım kızlarım, bu böyle olamayacak."

"Kızım hastanede bir sürü doktorun arasındasın sen." Zehra Melis'e hayretle baktı. "Bulsana şöyle yakışıklı bir doktor."

"He aynen." Melis kaşlarını çatarak bize baktı. "Sonra Doktor Ela gibi düğün günü terk edileyim."

"Hâlâ doktorlar mı izliyorsun, lan?" Zehra'nın ağzı bir an bozulunca kolunu cimdikledim. Bana gözlerini devirip Melis'e döndü. "Hemşire oldun, gerçekleri gördün, hâlâ mı?"

"İzleyemez mi?" Dedim bir anda Melis'i destekleyerek, Zehra bana hayretle baktı.

"Sen de mi?"

"Salak," diye mırıldanıp elmaslara bakarken gözüme çarpan birkaç kolyeyi abimlere aldırmayı kafama koydum ve Melis ile Zehra atışırken arkamı dönüp sakinleşen kalabalığa göz gezdirdim. Kalabalık demek bile yersizdi çünkü tek tük insan vardı, öğlenin sıcağında dışarıda duran üç mal bizdik.

Gözlerim etrafta gezinirken ayakkabımın bağcığının açıldığını fark edip eteğime dikkat ederek yere eğildim. Parmaklarım beyaz bağcıkları kavradığı sırada tanıdık bir gözün üzerimdeki ağırlığını hissettim. Melis ve Zehra hâlâ atışırken gözlerim yukarı doğru çıktı ve aynı anda yanında kendi gibi uzun ve kalıplı iki adamla bu tarafa ilerleyen Korkut'u gördüm.

Hayat bana kıçıyla gülüyordu.

Aceleyle doğrulmaya çalıştım, çalıştım diyorum çünkü çantamın askısı dizime takılıp yerde kalmamı sağladı. Boynumu zorlamıştı, kalbim ağzımda atarken stresten gözlerim irice açıldı. Sonunda ayağa kalkabildiğimde Korkut ve yanındaki iki adam yanımıza gelmişlerdi bile.

Duruşumu dikleştirerek gözlerimi koyu kahvelere çevirdim. Korkut hemen karşımda duraksayarak bana baktı. Sorgu dolu bakışlarını yakaladığımda aynı şekilde ona karşılık verdim. Onun burada ne işi vardı? Bu kadar tesadüf kadere fazlaydı.

Korkut'un bakışları omzundan arkaya doğru kayarak hâlâ altınlarla ilgilenen arkadaşlarıma baktı. Aynı şekilde bende onun arkadaşlarını incelemeye başladım.

Hemen sağ tarafındaki adam nerdeyse Korkut'la aynı boydaydı ela gözleri elimdeki telefondaydı. Siyah tişörtünün üstüne giydiği sıfır kollu kot ceket ve siyah kot pantolonlarıyla biraz çocuksu ve genç duruyordu fakat iri bedeni ve yüzündeki olgunluk bu düşünceye izin vermiyordu. Kirli sakallarının altındaki yüz hatları biçimliydi.

SEVDA ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin