13.Bölüm: "Mesafe"

35.4K 1.9K 228
                                    

13.BÖLÜM: "MESAFE"

Selaaam! Biz geldik :)

Keyifli okumalar.

🌸

"Sesini alçalt, uyuyor."

Bedenimin üzerinde hakimiyet kuran uyku halinden uzaklaşmaya çalıştım. Kulaklarımda yankılanan bazı fısıltılar vardı.

"Komutanım, iyi misiniz?"

"İyiyim. Alpay nasıl?"

Tam yanımdan gelen tok sesin sahibini tanıyordum. Bilincim yavaş yavaş kendine geliyor gibiydi fakat tekrar uykuya da dalabilirdim. O kadar yorgun ve uykusuz hissediyordum ki dokunmasalar saatlerce uyuyabilirdim.

"Yoğun bakımda komutanım. Ameliyat başarılı geçmiş fakat henüz normal odaya alınmadı."

Başımın üzerinden bir ses yükseldi. "Neden?"

Ses tonunun üzerine ellerini uzatmış olan gerginlik beni de etkisi altına almıştı. Zaman ve mekanı kavramaya çalıştım. Bilincim hâlâ uyku diye bana yalvarıyordu.

"Bilmiyorum komutanım. Hemşire Baran komutanım ve Kenan'ın gelmesine izin vermeyince sizi bilgilendireyim diye beni yolladılar."

"Başka bir sıkıntı var mı? Timin geri kalanı nerde?"

Uzaktan gelen ses biraz daha yaklaşarak, "Herkesin kontrolü yapıldı komutanım. Ufak tefek sıyrıklar var sadece," dedi. Ardından ortama bir sessizlik çöktüğünde kaşlarım istemsizce çatıldı. Gözümün önünden geçen görüntüleri bir bir hatırlamaya başladığımda uyku üzerimden bir örtü gibi çekildi.

Gözlerimi hızlıca açtım. Panik tüm vücudumu ele geçirdiğinde gözlerim gayet net bir şekilde görmeye başladı. İlk görüş açıma giren yattığım yataktan daha yüksekte duran onun yatağı oldu. Hızlıca yatağa baktığımda gördüğüm yandan profil tanıdığım bir adama aitti.

O an olanlar kafama dank etti. Aniden uzandığım yerden doğruldum, kolumu kaldırıp saatime baktığımda neredeyse öğlen olduğunu görmek beni bozguna uğrattı. Nasıl bu kadar uyuyabilmiştim? Melis neden beni uyandırmamıştı?

Gözlerimi saatimden çekip başımı kaldırdığımda koyu kahvelerle göz göze geldim. Sanki o an yeniden zaman durmuş ve sadece Korkut'un bana bakan durgun gözleri kalmıştı. Rüyada olduğumu düşünmüştüm fakat yanılmıştım. Rüyada değildim. Korkut burada tam karşımdaydı ve uyanmıştı.

Arkadan bir kapı sesi geldiğinde bakışlarım hızlıca oraya doğru döndü. Demin içeride olan asker odadan çıkmıştı. Muhtemelen Korkut'tan bir komut beklemişti fakat sonradan kendi çıkma kararı almıştı.

Yavaşça oturduğum koltuktan kalktım. Ellerim otomatik olarak saçlarıma gitti ve karışan saçlarımı yatıştırmaya çalıştım. Hata bendeydi, dün aptal gibi burada yatarken ne düşünüyordum ki?

Yatağın etrafında dolaşarak cihazlara doğru yaklaştım. Herhangi bir anormallik görünmüyordu. Ellerim istemsiz serumuna doğru uzanırken koyu kahvelerin pür dikkat üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Ona bakmadan hâlâ bitmemiş olan serumu kontrol ettim. Ardından gözlerim vücuduna doğru indi. Sargıyı dikkatlice incelerken herhangi bir kanama olup olmadığını anlamaya çalışıyordum. Görünürde bir şey yoktu fakat emin olamazdım.

"Yüzüme bakmayacak mısın?"

Ona doğru yaklaştım. Vücudunun diğer kısımlarında ki yaraları da dikkatlice inceleyerek bir sıkıntı olmadığından emin oldum ve ondan uzaklaştım. Daha sonra gözlerimi vücudundan çektim ve düz bir ifadeyle Korkut'un yüzüne, tam gözlerinin içine baktım.

SEVDA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now