16.Bölüm: "Vurgun"

38.8K 1.9K 111
                                    

16.BÖLÜM: "VURGUN"

Selaaam, biz geldik.

Keyifli okumalar dileriz.

🌸

Melike Şahin, Pusulam Rüzgar

Yüzüne bir kez daha bakarsam orada kalacağımı bildiğim için çabucak evin bahçesine yöneldim. Merakla bana bakan Doğan beyi gördüğümde eski yerime oturdum ve zoraki bir tebessüm bıraktım yüzüme. "Yarasına bakmamı istedi, sızlıyormuş da."

Doğan Bey kafasını sallayıp etrafa bakınmaya devam etti. İçeriden çıkan Melis tam karşımda durup bana kaş göz yaptığında gözlerimi devirdim. Yüzümde dümdüz bir ifade olduğu halde bir şey olduğunu anlıyordu, bu huyunu hiç sevmiyordum. Ona gözlerimi devirdim.

Bunun hesabını daha sonra soracağına dair bir hareket yaparak yerine oturdu. Yaklaşık yarım saatimiz bu şekilde geçti. Doğan Bey'in talimatlarına göre birkaç hastayı daha kontrol ettik, ardından sessizce oturduğumuz yerde beklemeye devam ettik.

"Köyün güneyine geçeceğiz," diyerek ciddiyetle olduğumuz yere gelen Korkut gergince elindeki kağıda bakarak gözlerini Baran ve Alpay'a dikti. "Köyün güneyi oldukça riskli bir bölge, o yüzden siz ikiniz merkezde belirlediğimiz eve arkadan geleceksiniz." Gözleri gözlerime bir bıçak gibi saplandığında yutkunmamak için kendimi sıktım. "Siz bizimle ön taraftan geleceksiniz ve adımlarınızın aralığı bile bizimle aynı olacak."

Herkes sessizce kabul etti ve bir anda tekrar korku dolu yolculuk için gerildik. Elimize verilen askeri baretleri kafamıza geçirdik ve önde temkinle yürüyen Korkut'un arkasından ilerlemeye başladık.

Kenan hemen arkamızdan gelen diğer dört askerin yanında ilerleyip arkayı kontrol ediyordu. Önümüzde ilerleyen Korkut bir anda arkasını döndü ve arkasında ilerleyen askerlere sertçe bir şeyler söyleyip yanında olduğumuz evin duvarında durdu. Hemen arkasından biz de aynı yere sinerek dikkatle etrafa bakındık.

"Olmaz, bekleyin." Korkut kulağındaki kulaklığı tuttuğu sırada telsizden cızırtılar geldi ve hemen ardından bir bıçak gibi sesler kesildi. Korkut sinirle birkaç küfür mırıldandı. "Siktir, size durun dedim lan!"

Kenan Korkut'un yanına geçtiğinde gözlerim korkuyla kolumu tutan Melis'e kaydı. Teni bembeyazdı ama yüzünü ifadesiz tutmaya çabaladığını görebiliyordum. "Sakin ol," diye fısıldadım.

"Bir şey olacak Gonca, baksana onlara," dedi tek nefeste.

Koluma koyduğu elinin üzerine elimi koyarak ben de korktuğum halde ona gülümsedim. "Onlar bizimleyken hiçbir şey olmayacak, güven bana."

Gözlerim Melis'ten ayrıldı ve tekrar önümüzde konuşan ikiliye dikkatle baktım.

"O iki salağa çatışmaya girmemelerini söyledim ama dinlemediler." Korkut bir küfür daha savurdu ve kemikli çenesini sıkarak kemiklerin daha da belirginleşmesini sağladı. "Sikeceğim yapacağınız işi sizin."

Kısa bir sessizlik yaşandı, ardından telsizden Alpay'ın sesi duyuldu. "Burası temiz, ön tarafa geliyoruz."

"Seni bir temizleyeceğim ben..."

Alpay telsizin ucundan güldü. "Komutanım sizi bilmesem endişelendiğinizi düşüneceğim."

"Kes lan, derhal buraya gelin."

SEVDA ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin