30.Bölüm: "Görev"

27.2K 1.5K 217
                                    

30.BÖLÜM: "GÖREV"

Cihan Mürtezaoğlu, Sen Banasın

Sena Şener, Benimle Yan

Yorumları göreliiim ;)

Keyifli okumalar...

🌸

Nişanın üzerinden üç gün geçmişti, mutluluk artık üzerimizdeki havadaydı. Aşk benim kapımı hiç beklemediğim bir anda çalmış ve girdiği evi kendinin yapmıştı. Dört gündür nişanlı bir kızdım.

Yaklaşık dört gündür babaannemler bizdeydi ve şimdi de onları Korkut ile birlikte havaalanına bırakmıştık. Eylül ayının yarısına doğru geldiğimiz günlerde hava yine sıcaktı. Nedense buna seviniyordum, kışı pek sevmezdim çünkü.

"Ferhat amca ve Mercan yenge çok sevinecek ya," dedim direksiyon başındaki nişanlıma.

Korkut gülümseyerek başını salladı. "Çok azar işitmedim onlardan," dedi. Yavaşça uzanıp ceketinin cebinden sigara paketini aldı ve içinden dudaklarına bir tane sıkıştırdı. Ardından çakmakla ucunu tutuşturup sigarayı yakarken gözlerim kısılmıştı. "Şu iş konusunu halledelim de gidelim hemen."

Ah bir de bu vardı. Şu an Korkut'un bahsettiği mimar arkadaşının ofisine doğru gidiyorduk ve resmen benim iş görüşmem vardı. Korkut benimle anlaşacağından acayip emindi ama ben yine de çok tereddütlüydüm.

İçine çektiği dumanla birlikte yanakları içeri kavislendi ve zaten kemikli olan çenesindeki kemikler belirginleşti iyice.

"Normalde yanımda içmiyordun," dediğimde durduğumuz kırmızı ışıkta bana baktı.

"Çok içmiyorum zaten," dedi sakince ve kaşları yukarı kalktı. "Rahatsız mı oluyorsun?"

"Yani..." diye mırıldandım. "Kokusu saçlarıma sinince hoşuma gitmiyor."

Bana bir cevap vermeden daha az önce yaktığı sigarayı arabada duran kapalı küllüğe bastırdı ve söndürüp içine attı. Bu hareketi gülümsememe neden oldu, beni düşünmesine bayılıyordum.

"Yanında içmemeye dikkat ederim güzelim."

"Kapalı alan olduğu için öyle dedim, çok da rahatsız olmuyorum ki." Duraksadım. "Ayrıca az içtiğini biliyorum."

"Seninle ayrı olduğumuz dönem çok içiyordum," diye bir itirafta bulunduğunda kafamı koltuğa yaslayıp onu izledim. Pürdikkat yola odaklıydı. Direksiyonu tutan elindeki yüzüğü parlıyordu ve bu görüntü bile kalbimi hızlandırıyordu. "Bir yararı yok tabi, şimdi sen yanımda olunca başka bir şeye ihtiyacım olmuyor."

"Ali," diye mırıldandım dudağımı ısırırken. "Bayılıyorum sana ya."

"Trafikte beni etkilemen doğru olmaz yavrum," dedi yandan kısaca ısırdığım dudağıma bakarak. "O yüzden uslu dur."

Yanaklarımın kızardığını hissettim ama o ilk gündü utanma yoktu aramızda. Ona aldırmadan Ferhat amcanın lokantasına gidene kadar onu izledim. Keskin hatlı çenesi, kısacık koyu kahverengi saçları, yola odaklı kısık bakan kahveleri, tamamen kastan oluşan ve mürdüm rengi tişörtünü zorlayan heybetli bedeni ve direksiyonu tutan damarlı iri elleri. Bu adamın güzelliğine bayılacaktım.

SEVDA ÇİÇEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin