27.Bölüm: "Meftun"

36.5K 1.6K 582
                                    

27.BÖLÜM: "MEFTUN"

Sedef Sebüktekin, Zehir

Ceylan Ertem-Can Güngör, Farketmeden

Selam, biz geldiik.

Yorumlarınızı bekliyoruz, keyifli okumalar...

🌸

Dilimden bir türlü düşüremediğim bir şarkı minik mutfakta yankılanırken önüme düşen saçımı üfledim. Bugün tatilin son günüydü ve yarın sabah yola çıkacaktık. Şimdi sabahın erken saatlerinde uyanmış ve olan birkaç malzemeyle kahvaltı hazırlıyordum. Buz dolabına hazır kahvaltılıklar koydukları için mutlu olmuştum.

Korkut'un kollarından çıkmak ne kadar zor olsa da kahvaltı hazırlayıp onu ondan sonra kaldırmak istemiştim. Kalkarken ne kadar kollarıyla bana engel olsa da uykusu ağır basmış olacak ki sonunda beni bırakmıştı.

Çırptığım yumurtayı tavaya döktüm ve omleti kısa sürede yapıp çaylarımızı da koydum. Zaten iki kişilik olan küçük masa dolmuştu. Midemden açlık sesleri gelince yatak odasına yöneldim. Üzerime bu sefer Korkut'un başka bir tişörtü vardı ve adamın getirdiği neredeyse tüm tişörtleri giymiştim.

Bu halime gülerek hala uyuyan sevgilime yaklaştım. Üzeri çıplaktı, kasıklarında bitiyordu yorgan. Başı yastıkta sağa doğru düşmüştü ve yastığıma kolunu atmıştı. Yapılı vücuduyla derin bir nefes alıp yatağa çıktım. Yanağına bir öpücük bıraktığımda göz kapakları titredi.

Dudaklarımı yavaşça kaydırdım ve çenesini öptüm. Gözlerinin yavaşça açıldığını gördüğümde sırıtıp onu izledim. Kahveleri açıldı, üzerine doğru uzanmış beni gördüğünde dudaklarında gözlerimden asla silinmesini istemediğim bir gülümseme oldu.

"Günaydın," dedim tatlı tatlı. Bir elimle uzamaya yüz tutmuş saçlarını okşadığımda aniden büyük eli beni kavradı ve ben daha ne olduğunu anlamadan bir anda beni altına aldı. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken ellerim ensesine sarıldı.

"Beni böyle uyandırırsan biz bu yataktan hiç çıkamayız, yavrum." Eğildi ve boynumdan derin bir nefes çekerken yavaşça bulduğu noktayı öptü. "Günaydın."

Aşkı gözlerimde büyürken kalbimde tutuşan hisle ona baktım gülümseyerek. Ellerim ensesinden geniş omuzlarına kayarak bulduğu yerleri okşadı. "Kahvaltı hazırladım."

"Önce tatlıyı alsam?" dedi gözleri dudaklarıma kayarken.

"Ya Korkut," dedim nazlanarak. "Çok acıktım, tatlı sonra."

"Senin o Korkut diyen dilini-" diyecekti ki bir an boşluğundan faydalanıp üzerimden ittim onu. Ardından hızla yataktan kalkıp kaşlarını çatarak bana bakan adama sırıttım. "Kalk hadi."

"Yavrum kalkıp ne yapıcaz? Kalkmasak?"

"Olmazzzz," diyerek ellerine uzandım ve iri ellerini sıkıca kavrayıp onu yataktan kaldırmaya çalıştım. "Yatmaya mı geldik biz buraya?"

Omuzlarını silkerek, "Evet," dediğinde gözlerimi devirdim. Daha fazla benim çabalarımı göz ardı etmeden yataktan kalktı ve homurdana homurdana banyoya ilerledi. Keyifle arkasından bakarken içimi çekerek kasılan sırt kaslarını izledim. Spora gittiğini de görmemiştim. Nasıl bu kadar fit ve mükemmel olabiliyordu?

İçeri geçtiğimde neyse ki masadakiler soğumamıştı, Korkut'a kalsa oyalanacaktık daha. Masaya oturduğum sırada sonunda gelmişti. Masaya bakıp ıslık çaldığında yandan yandan güldüm. Karşıma oturduğunda midem açlıktan kavruluyordu resmen.

SEVDA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now