1.Bölüm: "Yabancı"

73.2K 2.6K 662
                                    


1.BÖLÜM: "YABANCI"

Selaaaam!

Yepyeni bir kurguyla karşınızdayız. Uzun zamandır kafamızda duran kurguya şimdi başlama kararı aldık, umarız beğenerek okursunuz.

Keyifli okumalar :)

🌸

İlkbaharın hissettirdiği serinlik tenimdeyken derin bir nefes aldım. Havalar gün geçtikçe ısınıyordu ve Nisan ayının son haftalarına gelirken yağmurlar durulmuştu. Yapmam gereken ve okul hayatımı noktalayacağım bir projem varken benim aklım dışarıdaki güzel havadaydı.

Dalgınca önümdeki deftere baktım. Elimde çevirip durduğum uçlu kalem kayıp düştü ve masanın ahşap yüzeyine çarparak rahatsız edici bir ses çıkardı. Yuvarlak kalem yuvarlanarak masanın kenarına doğru gitmişti.

Gözlerim önce düşürdüğüm kaleme, ardından da önümdeki defterde yazılı olan raporda gezindi. Bakışlarım bıkkın bir şekilde üzerinden bilmem kaçıncı kez geçtiğim yazıları inceledi. Günlerdir bir dönem boyu çabalayarak bitirdiğim projemin raporunu yazmaya çalışıyordum fakat bir türlü noktayı koyamamıştım. Eğer bu projeyi teslim etmezsem dönemim uzayabilir ve mezun olamayabilirdim.

"Gonca!"

Derin bir nefes aldım. Gözlerimi yorgunlukla kırparak nefesimi sertçe bırakırken kapım iki kere tıklatılmış, ardından da annemin meraklı yüzü kapıdan görünmüştü. Yazması başından düşmek üzereydi ve koyu kahve saçlarının bir kısmı omuzlarına dökülmüştü.

"Kızım, müsait miydin?"

Ona sıcak bir gülümseme yolladım. "Gelsene içeri anne."

"Ders mi çalışıyordun yavrum?"

Elimden birini kaldırıp ona doğru uzattım. Ardından yeniden gülümseyerek, "Çalışmıyordum," dedim. Önümdeki açık deftere kısa bir bakış attı. Sonrada hâlâ toplamadığım odama.

"Aferin annem, geldin yirmi dört yaşına hâlâ ögrenemedin şu yatağını toplamayı."

Uzattığım elimi indirdim. Sitem dolu sesi beynimde yankılanmaya başladı, bana bakmaya devam ederek çattığı kaşları bu sitemin devamının geleceğinin habercisiydi.

Bakışlarımı önüme çevirdim. Masanın köşesine yuvarlanan kalemi elime alarak, "Aslında çalışıyordum," dedim. Gözlerim yeniden önümdeki deftere dönmüştü.

"Hadi kız oradan, babası kılıklı! Kalk hadi çabuk topla şu odayı da bir sürü işimiz var daha."

Gözlerimi anneme çevirerek, "Ne işi ya sabah sabah?" dedim. Ağzıma bir tane geçirmeyeceğini bilsem çemkiredebilirdim ama o Şükran Karadağ'dı, bunu yapardı.

"Gülhan teyzenler taşınıyor ya kızım yan tarafa, ev temizleyeceğiz. Akşama yerleşmeleri lazım."

Bir an boş boş anneme baktım. Gözlerim kısılıp beynimde bir tura çıktığında bir süre boyunca düşündüm fakat sorumun cevabını bulamadım. Annemde bakışlarımdan olayı anlamış olmalıydı ki haa dermiş gibi başını salladı.

"Doğru ya yavrum, sen hatırlamazsın ki Gülhan teyzenleri."

Meraklı bir ifadeyle, "Gülhan kim?" diye sordum. Kıstığım gözlerim annemin heyecanlı yüz ifadesindeydi. Gözlerinde ki özlem dolu ifadeye bakılırsa değer verdiyi biriydi.

SEVDA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now