34.Bölüm: "Bal"

47.6K 1.6K 395
                                    

34.BÖLÜM: "BAL"

Selam biz geldik. Size upuzun, dolu dolu bir bölümle geldik ama rica ediyoruz bölüme geçmeden önce burayı okuyun. Çünkü artık biz kırılmaya ve yıpranmaya başladık.

Okumak istemeyenler profilden gidebilirler, herkesin eleştiri ve yorum yapma hakkı var ama bizim emeklerimize ve uğraş vererek yazdığımız karakterlerimize hakaret ederek değil. Biz normal insanlar sevmediğimiz, hoşumuza gitmeyen kitabı bırakıyoruz, okumaya devam etmiyoruz. Sevmediğimiz kitaba devam edip hakaretlerle birlikte yazarla kavgaya girip sonra o yazarı kötülemiyoruz. Tabi normal insanlar.

Eleştiri yapmanın da bir adabı, insanlığı var. Gördüğümüz yorumlar o kadar kötü ki, inanın yazarken içimiz hep buruk oluyor. Okulumuzdan, işimizden zaman ayırıp bölüm yazıyoruz ve gördüğümüz bu eleştiri adı altındaki hakaretler inanın bizi çok yıpratıyor. Bu hikayeyi okuyan, seven bir sürü insan var. Biz onlarla büyüyoruz ve siz sadece bize değil, onlara da hakaret ediyorsunuz. Eleştiriyle hakareti lütfen karıştırmayın. Sizi burada kimse zorla tutmuyor, kitabı sevmediğiniz yerde bırakabilirsiniz. Ayrıca yorumlarda başka kitabın karakterlerinden bahsetmeyelim lütfen. Çünkü bu insanları gereksiz, hakaret dolu bir karşılaştırmaya itiyor.

Ayrıca şu platformda yazılan kurgularda bir insanın uçtuğundan tut bir hayvanın insanla konuşmasına kadar her türlü hayali şeye inanılıyor ama sanki biz gerçek bir hikaye yazmışız gibi askerlik ve gizlilik hakkında da bir sürü yorum alıyoruz. Arkadaşlar adı üstünde, hayali kurgu. Bizim her yazdığımız detay o konular hakkında gerçek bilgi ya da doğru detaylar olmayabilirler. Burada kelimelerin konuştuğu şey bizim hayal dünyamız. O yüzden rica ediyoruz her şeyde mantık aramayın. Nasıl kurda dönüşen bir insan okurken buna şaşırmıyorsunız, bizim de kafamıza göre kurduğumuz oyunlara ve kendi koyduğumuz kurallara şaşırmayın.

Bölümde yetişkin içerik vardır, uyarı koyduk.

Keyifli okumalar.

🌸

Kalbin aynasının her zaman gözler olduğu söylenirdi. Küçük bir heves gözlerden okunur, küçük bir başlangıcı da kalp yapardı. Bir adamın gözlerinde aşkı, yaşamı bulduğumda bunu düşünmüştüm. Şimdi o adamı izlerken kalbim göğsüme kaçıncı sert tekmesini geçirmişti, bilmiyordum.

Geçirdiğimiz gece ikimizi de yormuştu. Bizi yoran sadece bedenin sarfettiği efor da değildi. Bizi yoran hislerdi. En ufak harekete uyanan adam şu an saçlarımın arasında derin nefesler alarak uyuyordu. Neredeyse çıplak bedenlerimiz birbirine tamamen yapışıktı ve bundan da asla şikayetçi değildim ama sabah çoktan olmuş, balayı işin yola çıkmamıza az bir zaman kalmıştı.

Geniş, damarlı kalın kolları arasında hareketlendim ve ona doğru döndüm. Kaşları hafifçe çatılmıştı hareketle, bir elim yanağına tırmandı. Kocam olan bu adamın aşkı içimde öyle büyüktü ki, ona her baktığımda sevdanın çiçekleri midemde açıyordu.

"Korkut?" Diye fısıldadım hafif sakallı yanağını okşayarak. Düzgün burnuna, kıvrılan kirpiklerine ve dolgun dudaklarına baktım. Ona asla doymayacaktım sanırım.

Gözleri aralandı, karamel rengi irisleri beni gördüğünde kısıldı ve ardından dudağının kenarı yavaşça kıvrıldı. "Bebeğim?"

SEVDA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now