25.Bölüm: "Vuslat"

46.3K 1.8K 648
                                    

25.BÖLÜM: "VUSLAT"

Birkan Nasuhoğlu, Sevda

Turgut Çıngı, Gidemem

3 günde 2 Bölüm 💅🏻 Müthiş, uzun bir bölümle geldik bu sefer. Yorumları bol bol boool görelim bu bölümm :)

Keyifli okumalar bebekler!

🌸

Kalbime ağır gelen yükü iki gündür taşıyamıyordum. Zaman aramıza girdikçe daha da üzülüyordum. İki gündür tek iletişimimiz kısa mesajlardı ve sesini duymayı, gözlerine bakmayı çok özlemiştim. Şimdi yine yatağımda uzanıyordum ve Selin'le konuşuyorduk. Dünden beri beni ikna etmeye çalışıyordu tatil için.

"Bilmiyorum inan Selin." Yattığım yatakta yan dönüp derince nefeslendim. "Siz gitseniz?"

"Olmaz dedim ya Gonca, aaaa," diyerek bana kızdı. "Önceden ayarlandı her şey, dört gün gideceğiz sadece ayrıca."

"Korkut izin almış mı?"

Adını anmak bile kalbime sancı oldu, elimde yastığın köşesiyle oynadım.

"Ay Baran aldık dedi," dedi o da bir an tereddütle. "Arayıp sorsana kızım sevgiline."

"Kısa mesajlaşmalardan öteye geçemiyoruz bu ara," dedim dudaklarımı büzerek. "O kavganın izleri var üzerimizde."

"Kıçı kırık bir Yusuf için kavga etmeniz sinirimi bozuyor ha, hayır anlamıyorum kızım. Adam dövsün. Bırak dövsün, sana yavşamış herif."

"Ya o an öyle düşünmedim ki ben." Yastığıma kafamı daha bastırıp sertçe yutkundum. "Yusuf'u dövmesi kendine zarar verir, mesleğine bir şey olur diye endişelendim ama ifade edemedim o an. Ölüyorum sana, dedi bana Selin. Dayanamıyorum onunla bozuk olmaya."

"Tamam işte, çözüm bu tatilden geçiyor. O yüzden kalk hemen hazırlan, iki saate yola çıkarız."

"Peki," diye kabullenip telefonu kapattığımızda bir süre daldım. Elimdeki telefondan direkt onu aramak istiyordum. Anlık cesaretle parmaklarım adının üzerinde durduğunda dişlerimi birbirine bastırıp aramızdaki mesafeye lanet ettim.

Telefon çaldı ve tam açmıyor sandığım saniyelerin sonunda açıldı. "Efendim?"

Soğuk sesine derince iç çekmekten öteye gidemedim. Gözlerim ellerime düştüğünde, "Selam," dedim ve devam ettim. "Selin aradı. Sana anlatmıştım ya, tatil için ısrar etti."

"Gitmeyi hala istiyor musun?"

"Şey, istiyorum sanırım."

"İstiyorsan gideriz," dedi dümdüz bir sesle. "Hazır ol, iki saate orada olurum."

"Sen istemiyor musun gitmeyi?" dedim telefonu kapatmadan aceleyle. Yaptığım şeyin pişmanlığı vardı üzerimde ama o engeli geçemiyordum.

"Baran çok ısrar etti, dört gündür izin almaya çalışıyor. O yüzd-"

"İstediğin için değil yani?" dedim kırılarak sözünü keserek.

"Biraz uzaklaşmak iyi gelecek," dedi sadece. Sesindeki yorgunluğu anladığımda dudaklarımı birbirine bastırdım. "İki saate orada olurum, görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefonu kulağımdan düşürerek kapattığımda bu konuyu daha sonra düşünmeye karar verdim çünkü şu an izin almam gereken bir anne vardı. Tam ne yapacağımı düşünürken aralık kapıdan içeri giren annemle derin bir nefes aldım.

SEVDA ÇİÇEĞİWhere stories live. Discover now