"Kumar..."

47 5 0
                                    


Dört bir koldan sarıldığımızı hissederken Şahin ile göz göze geldim. Söylenilenleri o da duymuştu. Dudaklarını kıpırdatmıştı ki sus işareti yaptım. Açık kapının yanında kalmıştı. Bense koltuğun kenarında kalakaldım.

"Nefes." Kulaklığımdan gelen sesle sıçrarken kapıdan gözükebileceğimi fark edip sessizce yana kaydım.

"Beni sadece sen ve Şahin duyuyor. Planınız ne?"

Yüreğim büyük bir umutsuzlukla sızladı. Ne yapacağımı bilmiyordum ve ne yazık ki kimse bana yol göstermiyordu. Ellerim bomboş sürekli didişip durduğum, bana katilin kızı diyen birini kurtarmaya çalışıyordum.

Bunu neden yapıyordum?

"Bunu neden yapıyorum ki?" dediğim an Şahin korkulu gözlerle bana baktı. Kulaklığımdan cızırtılı bir ses yükseldi.

"Nefes sakın..."

"Söylesene Erkin, canımı neyin karşılığında tehlikeye atıyorum?"

Sıkıntılı bir nefes sesi duydu kulaklarım. Şahin'in bakışları yüreğimi acıtıyordu. Ona bakarak gülümsedim ve göz kırptım. Şaşırarak bana baktığında kulaklığımı çıkarttım ve onun da çıkartmasını istedim.

"Odalardan arkalarına dolanacağım ve onları oyalayacağım. Sana çık dediğimde çıkacaksın. Çatışma varsa katıl, silahını atmalarını isterlerse de at. Ama yedeğini asla görmesinler."

"Ya yemezlerse?"

Gözlerinde gördüğüm kan dışında korkuda vardı. O bir askerdi ama korkuyordu. Her insan gibi.

"Bugün kimseyi kaybetmeyeceksiniz."

Yavaş yavaş yüklenen güven duygusu bakışlarına yansıdığında bende kendimi daha iyi hissetmeye başladım. Kulaklığımı geri taktığımda Erkin'in seslendiğini duydum.

"Nefes, orada mısın?"

"Evet."

"Tan'ı alan kişi Kenan. Eğer onu yakalarsan Adem'i de yakalamış olursun. Furkan'ın haberi olmasa da ikili çalışan Adem'in yerini elbette biliyor."

"Demek öyle..." diye mırıldandım bulunduğum odadan iç kapı sayesinde diğer odaya geçerken. Buradan da diğer odaya geçtiğimde buğulu camlarını fark ettim. Bu yüzden yere eğildim ve emekleyerek diğer kapıya ulaştım. Ufacık açarak odayı kontrol ettiğimde boş olduğunu gördüm.

"Bunu Tan için değil kendin için yap."

Alayla güldüm. "Peki Tan'ı veya Kenan'ı seçmem gereken bir durumda da bunu hala kendim için mi yapmamı istersin?" Sinirlerinin kamaştığını kulaklıktaki sesinden, çıkarttığı tıkırtılardan anlıyordum ve her laf söylediğimde rahatlıyordum. Son odaya giriş yaptığımda davet salonuna açılan kapısının aralık olduğunu gördüm. Sessizce yaklaşıp baktığımda 6 korumayı ve Kenan'ı tespit edebildim. Korumalardan biri Tan'ın bedenini tamamen iple bağlamış zor ayakta tutuyordu.

"Beni dinle Erkin, bir kere öksürdüğümde nişancının kırdığı camdan içerdekileri indirmesini istiyorum. Şahin ona destek verecek. Bende Tan'ı alacağım ve odaya sokacağım. Nişancın o andan sonra dışarıdan içeriye girmeye çalışacak korumaları hedef alsın ki arka kapıya kolayca ulaşalım."

Şüpheli sesini duydum. "Aklındaki ne?"

"Beni iş kadını olarak tanıyor ateş etmeyecektir, bu yüzden dikkatini dağıtacağım."

"Olumsuz. Yakınlarına gitmemelisin." Parmaklarımdaki muştayı çıkartıp küçük cebine yerleştirdim.

"Olumlu. Çünkü başka çaremiz yok. Harekete geçiyorum." dedim ve kulağımda "Hayır." diye bağıran adamı duymazdan geldim. Kulaklığıma iki kere dokundum ve sürekli açık haline getirdim. Maskemi düzeltip kapıyı ses çıkartacak şekilde araladığımda 5 korumada silahını bir anda bana çevirdi. Çığlık atarak ellerimi kaldırdığımda Kenan'ın bağırması bir olmuştu.

İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)Where stories live. Discover now